Hazreti İsa’nın görünümünün değişmesi (metamorfoz), Ortodoks Kilisesi'nin büyük bayramlarından biri olup 6 Ağustos'ta kutlanır.
İsa, öğrencilerinden Petrus, Yakup ve Yuhanna'yı yanına alarak Tabor Dağı'na çıktı. Orada, gözlerinin önünde İsa'nın görünümü değişti. Yüzü güneş gibi parladı, giysileri ışık gibi bembeyaz oldu. O anda Musa'yla İlyas öğrencilere göründü. İsa ile konuşuyorlardı. Petrus İsa'ya, «Ya Rab» dedi, «burada bulunmamız ne iyi oldu! İstersen burada üç çardak kurayım: biri sana, biri Musa'ya, biri de İlyas'a.» Petrus hâlâ konuşurken, parlak bir bulut birden onları gölgeledi. Buluttan gelen bir ses, «Sevgili Oğlum budur, O'ndan hoşnudum. O'nu dinleyin!» dedi. Öğrenciler bunu işitince, dehşet içinde yüzüstü yere kapandılar. İsa gelip onlara dokundu, «Kalkın, korkmayın!» dedi. Başlarını kaldırıp bakınca İsa'dan başka kimseyi göremediler. Dağdan inerlerken İsa onlara, «İnsanoğlu ölümden dirilmeden önce, gördüklerinizi kimseye söylemeyin» diye buyurdu.
Metamorfoz yortusu, Hazreti İsa’nın görünüm değişmesini hatırlatıyor. 6 Ağustos’la ilgili olan halkın inançları, gelenek ve görenekleri ise biyolojik saat ayarının getirdiği değişikliklerle alakalı olmaktadır.
Yortu, yaz sıcaklıkları doruktayken kutlansa da halkın bilincinde Metamorfoz, yaz ve sonbahar mevsimleri arasındaki çizgiyi çiziyor. Bu günde Güneş, sırtını yaza, yüzünü ise kışa çeviriyor. Gün kısalmaya başlıyor, yılan ve kertenkeleler inlerine saklanıyor, kırlangıçlar güneye doğru yola çıkmak üzere hazırlıklara koyuluyorlar. Rodop dağının bazı köylerinde bu günde Tanrı’nın güz kültürlerinin ekinine izin vermekte olduğuna inanılıyor. Ayrıca arife gününü Metamorfoz yortusuna bağlayan gece, göklerde açılan bir kapıda Tanrı’nın göründüğüne ve bu mucizeyi görebilenlerin isteklerinin gerçekleşeceğine inanılmaktadır.
6 Ağustos gününe özgü en yaygın görenek üzümün takdis edilmesidir. Hane halkı ilk olgunlaşan üzümü kiliseye götürüyorlar, din adamları da özel dua şarkıları söylüyorlar. Bunun ardından kadınlar, takdis edilen üzümü aile fertlerine, hısım akrabaya dağıtıyorlar. Üzümün takdis edilmesi, kilit önem taşıyor. Bulgar geleneğinde dua ayininden önce üzüm yemek yasaktır. Ayin geçti mi herkes mutlaka Tanrı meyvası olan üzümü tatmalıdır.
Çeviri : Tanya Blagova
Sofya'ya yakın Pernik kasabasında Bulgaristan’ın en renkli, en gürültülü, en kalabalık festivale ev sahipliği yapıyor. “Surva” adı taşıyan bu eski gelenekte bellerinde çanlarla, yüzlerinde maskelerle, birbirinden farklı ürkütücü kostümlerle giyimli..
Her yılın başında Pirin bölgesinin Razlog kasabasında ve çevre köylerinde Babinden için yoğun hazırlıklar başlar. Bu halk bayramı, gelinlerin doğumuna yardımcı olan ebelere ve kadınlara adanmıştır. 21 Ocak'ta kutlanan bu gün, Razlog'da en çok saygı..
İsviçreli etnolog ve müzik yapımcısı Marcal Cellier (1925-2013) bundan 10 yıl önce aramızdan ayrıldı. Cellier ülkede ve ülke dışında Bulgar müzik kültüründe derin izler bıraktı. Marcal Cellier ve eşi Chatrin hayatının büyük bölümünü..