Yeni yılın ilk çalışma günü 5 Ocak’ta İçişleri ve Savunma bakanlıklarından sorumlu olan Başbakan Yardımcısı Meglena Kuneva İçişleri, Savunma, Adalet, Bölgesel kalkınma ve Tarım bakanları ile bir araya gelerek sığınmacılarla ilgili acil sorunları masaya yatırdı.Yılbaşı günlerinde İçişleri Bakanı sürpriz bir şekilde başında bulunduğu bakanlığın sığınmacı akını ile tek başına başedemediğini ve hudut polisine takviyelerin gönderilmesi sonucu ülke içinde suç olaylarına karşı koyma kapasitesini azaldığını ve sığınmacı dalgasının önlenmesi ile ilgili harcanan çabalara ordunun da katılması gerektiği açıklamasında bulundu. Ancak yasa gereği ordu, sınırın korunmasını sadece savaş zamanında yapıyor ve Savunma Bakanı bunu hakkı ile hatırlattı.
İçişleri ve savunma bakanlığı arasında görüş ayrılıklarının, koordinasyon eksikliğinin olduğu ve sorumluluğun birinden diğerine atıldığı görüldü. Hem de baharın gelmesi ile ülkemize yönelik sığınmacı akınının artması beklendiği bir anda. Bu arada sığınmacı akınının sadece Doğu’dan değil, Batı’dan da artması bekleniyor, çünkü birkaç Avrupa ülkesi, topraklarına ülkemiz üzerinden giren 7 bin kadar sığınmacıyı iade etmek niyetindedir.
Acil bir şekilde yapılan bakanlar toplantısında hak savunucu örgütlerin Türkiye ile olan sınırımızda tel örgünün çekilmesine son verilmesi yönündeki ısrarları karşısında geri adım atılmaması kararı alındı, fakat çitin kim tarafından kurulacağı ve pahasının ne olacağı da anlaşılmadı.
Bakanlar, iki hafta içinde eylem planının hazırlanmasını kararlaştırdılar. Bu süre içinde sığınmacıların yerleştirileceği yeni merkezlerin kurulması kararı da alınmalıdır. Bu konuda savunma bakanlığının emlak ve binalar kullandırmak yolu ile katkıda bulunması bekleniyor. Bu arada binaların yapılandırılmasını kim yapacak ve ödeyecek konusu da belirsizdir.
Sığınmacılar konusundaki sorumluluğun Avrupa Birliği ile paylaşılması için Avrupa Birliği Komisyonu ile daha dinamik ilişkiler aranacak mı konusuna gelince Başbakan Yardımcısı Meglena Kuneva toplantının ardından yaptığı açıklamada sığınmacılar sorununun bütün Avrupa’nın sorunu olduğu ve dolayısıyla çözümün de ortaklaşa aranması gerektiğini vurguladı. Önceki hükümetin üst düzey yetkilileri de aynı konuda ısrar ediyorlardı, fakat bu yöndeki çağrılar günümüze kadar yanıtsız olmaya devam ediyor. Bulgaristan, Türkiye ve Yunanistan’la ortak önlemlerin alınması için üçlü sözleşmenin imzalanmasında ısrar ediyor.
Sözleşmenin taslağı daha önceki hükümet tarafından hazırlandıysa da bu çağrıya da kulak veren galiba olmuyor ve “herkes başının çaresine baksın” ilkesi sanki belirleyici olmaya devam ediyor.
Çeviri:Tanya Blagova
“Bulgarların anlatılmayan hikayeleri” projesi ülke içinde ve dışında büyük ilgi gördü 18 ülkeden Bulgarlar, yurtdışından 34 Bulgar okulu ve 8 üniversite eğitim görevlisi bu yıl ilki düzenlenen “Bulgarların anlatılmayan hikayeleri” programının..
Moldova’da 20 Ekim 2024 tarihinde ülkenin Avrupa Birliği’ne katılımın oylandığı referandumda Bulgarların yoğun olarak yaşadığı Tarakliya ve Gagavuz Özerk Bölgesi'nde halkın yüzde 90’ın üzeri “hayır” oyu verdi. Yine benzer bir şekilde bunların..
33. Bulgar Antarktika Bilim Seferi katılımcıları, farklı ülkelerden bilimadamları ile birlikte bilimsel araştırmalara devam etmek üzere Antarktida’ya yol aldı. “Aziz Kiril ile Aziz Metodiy” araştırma gemisine ilk defa Yunanistan ve..
Avrupa'da pek çok kişi, kış sezonunun, cüzdanlarını nasıl etkileyeceğini ve örneğin sıcak bir ev mi, yoksa dolu bir buzdolabı mı arasında seçim..
Plovdiv Bölgesel Doğa Bilim Müzesinde, 15 Aralık tarihine kadar devam edecek üç günlük “Buz festivali” düzenleniyor. Müzeden yapılan açıklamaya göre,..