Grup, birçok türü içinde barındıran müzik tarzlarını 'Uzay yolu oryantal müziği' olarak tarif ediyor. Müzisyenler, konser sırasında rengarenk kostümler giyiyor, teatral ve törensel öğelerden yararlanıyor. Alevi ve Bektaşi kültüründen de etkilenen Baba Zula, bu bağlamda evrensel müzik iradesine Anadolu motiflerini katıyor.
Baba Zula, yıllardır birçok önemli uluslararası festivalde çalıyor, yabancı sanatçılarla ve gruplarla ortak projelere imza atıyor. Onları Bulgar seyircisiyle buluşturan, yine böyle bir proje oldu. Amerikalı müzisyen Chris Eckman ve Avustralyalı Hugo Race tarafından akustik blues trio olarak kurulan Dirtmusic grubu, “Bu bir rüya” adını taşıyan yeni albümlerinin kadrosuna Baba Zula’dan Murat Ertel’i ve daha birçok Türk müzisyenini alarak, yeni durağını Anadolu olarak belirledi. Albümün tanıtım lansmanı için Sofya’ya gelen Murat Ertel’e düşünceleri hakkında mikrofonu doğrulttuğumuzda yanıtı şöyle oldu:
Baba Zula, 20 yıl önce kurulmuş bir grup ve coğrafi ve kültürel bağlar kuran, kendi içinden geldiği coğrafyayla ilgilenen, ama daha önce yapılmış olanları yapmadan, yeni ve özgün şeyler yapmak gerektiğini düşünen bir grup. Halk müziğiyle ilişkilendirilecek bir müzik yapmasına rağmen, yeni besteler, yeni melodiler, yeni ritimler. 21.yüzyıla ve geleceğe de açık ama geçmişle de bağ kuran bir grup.
O zaman, lokal olan müziği bir şekilde harmanlayarak dünyaya sunan bir müzik de diyebilir miyiz?
Tabi, ama burada beste olması çok önemli, çünkü bir sürü insan kendinden önce yapılmış şeyleri tekrarlıyorlar. Bunun bir kısır döngü olduğunu düşünüyoruz. Yani, hiç kimse Aşık Veysel’i yorumlayarak onu geleceğe taşıyamaz, ondan daha iyi. Ya da geleneksel türkülerin yorumlarının en iyileri geçmişte yatıyor – taş plaklarda ya da eski kayıtlarda. Onun için, bize göre makamlardan, ritimlerden, enstrümanlardan yararlanmak güzel, ama özgün ve içinde bulunduğumuz günle, çağla ilişkilendirilmiş müzik harmanı önemli.
Baba Zula epey bir uluslararası festivale katılıyor. Buraya birazcık geliş sebebinizi de anlatır mısınız?
Dirtmusic ile yaptığımız albüm sayesinde bir sürü uluslararası festivalde ve etkinlikte yer alıyoruz. Ama Baba Zula olarak yıllarca geldik Sofya’ya, hatta kaç kere çaldığımızı söyleyemem. Herhalde 10-15 etkinlikte yer almışızdır.
Sofya’ya ilgili genel izlenimlerinizi alabilir miyiz?
Yeşil olması beni hala şaşırtıyor. 15 yıl önce de yeşildi, şimdi de yeşil. Mesela İstanbul için bunu söyleyemem. Belli ki şehir büyüyor ama hala denge görebiliyorsunuz.
Buradaki genel müzik kültürü, karşılaştığınız insanlar, sizde nasıl bir duygu yaratıyor?
Meraklılar, istekliler, heyecanlılar. Bu önemli. Bende hep şu duyguyu yaratıyor. Dirtmusic albümünde söylediğimiz gibi, sınırlar, diller, bunlar hep sınırlayıcı şeyler. Mesela kültürel olarak ve yiyecek kültürü olarak çok yakınız, ama bağ yok. Hep bunun acısını hissediyorum. Niye bu kadar uzak bu kültürler? Bence bunlar kırılmalı ve bunu kıracak olan ilk şey de kültürdür. Bu kültürel etkileşimin çok daha hızlanmasını arzuluyorum. Gerek Baba Zula, gerekse Dirtmusic olarak burada çalarak bunu yaptığımızı düşünüyorum. Bu, sınırları kaldırmak ve insanlar arasındaki etkileşim, iletişim çok daha hızlandırmak isteği yaratıyor bende.
Hakkında yazılan, çizilen hemen her platformda “Bu Bir Rüya‘” albümünün 2018’in ilk hazinelerinden olduğu görüşü mevcut. Belli ki, şimdiden önemli uluslararası müzik sitelerinin ilgisini ve takdirini toplayan, güçlü, cesur ve evrensel bir müzik şöleni sunuyor. Baba Zula severleri yine vizyonu geniş, işçiliği ince bir çalışmanın tadına varacak.
Mary Boys Band, “Beni ta Mayıs’ta uyandır” adlı yeni parçası ile hayranlarına kışın arifesinde sıcak duygular yaşatma geleneğini sürdürdü. Radyomuza konuşan frontman Maria Mutafchieva, grup üyelerinin yıl boyunca mutlu olmak için kalplerinin içinde..
Şarkıcı ve besteci Plamen Bonev De La Bona için 2024 yılı sevgi dolu bir yıldır. Sanatçının on şarkıdan oluşan son albümüne adını veren en yeni single çalışması ise “Seviyorum” başlığını taşıyor. Plamen Bonev, her şarkının kendi hikayesi ve kendi..
Dimitar&Hristo ikilisinin müzik tarzını kökleri Bulgar folklorundan gelen akustik pop olarak tanımlamak mümkün. “Neslomen” (Kırılmayan) adlı yepyeni albümünü tanıtmaya sabırsızlanan Dimitar Atanasov ve Hristo Mladenov, 27 Kasım günü..