“ Başarın, cinsiyetin veya etnik oluşun değil, sadece emellerinin ufku ve bunların hayata geçirilmesi için harcadığın sabırlı çalışmalara bağlı olacak.’
Dünyanın en büyük etki sahibi kadın mimarlarından Zaha Hadid (1950-2016) bu mesajına BBC Arts programına ilişkin bir tasarımında yer verdi.
Bu mesaj ki, mimarlık dünyasında Aya İrinkova adlı Bulgar kızın da yolunu belirledi.
On yılı aşkın bir zaman öncesi, o dönemde mimarlık okuyan kızkardeşini Londra’da ziyaret eden Aya, Birleşik Krallık’ta iki haftalık kalışından sonra bunun tercih ettiği yer oduğunu kararlaştırdı.“Londra’yı çok severim! Burada, sözlerle izah edilmesi mümkün olmayan, sadece gönlün hissedebileceğibir sihirlilik mevcuttur“,diye itiraf ediyor BNR- Stara Zagora Radyosuna röportajında genç kız.
Aya, Sofya’nın Mimarlık ve İnşaat mühendisliği Üniversitesini bitirince 2014 yılının baharında böylesine emel ettiği Londra’ya döndü.
Şöyle diyor Aya: “İlk işimin mimarlıkla ilgisi yoktu, bir lokantada resepsiyonist olarak çalıştığım ilk birkaç ayda İngiliizce derslerine devam ediyordum. Bu dönemde yeni insanlarla tanıştım, kendime olan güvenim arttı ve bir mimarlık şirketine iş için başvurmayı kararlaştırdım. İş mülakatımdan bir gün sonra bana telefon edip işi teklif ettiler. Mimar asistanı olarakişe başladım. Ve Mimarlar Odası’na yeterlilik belgesi için başvurdum. Burada kurallara titizlikle uyulur. Kişinin mimarlık öğrenimine rağmen, bu Oda’dan bu mesleği uygulama ehliyeti alması gerekiyor.
Aya İrinkova, Bulgaristan’da edindiği öğrenimin profesyonel gelişmesindeki ihtiyaçlara tamamen cevap verdiğini kesin olarak belirtti. Üniversitede kullandığı 3 boyutlu mimari çizim yazılımı ile ilgili deneyimi ise kısa zamanda iş bulmasını çok yardımladı.
“ O zaman benzer yazılımdan az sayıda mimar yararlanırdı, benimse bu çalışmada deneyimim vardı’ diye hatırlıyor Aya.
Aya İrinkova 3 yıl sonra yeni bir sınamaya kucak açarak, Londra’nın merkezinde yer alıp bütün dünyadan 250’yi aşkın mimarı barındıran biyik bir şirkette işe başlamak üzere ilan edilen yarışmaya katıldı. İşi alınca Londra’nın pahalı semti Mayfair’de lüks konutların tasarımında uzmanlaştı.
„ İngilizler geleneklerine çok bağlı oldukları için binaların otantik özü ve ruhuna, özellikle cephelerine büyük önem verirler.Bu, farklı semtlerin dış görünümü açısından büyük önem taşır. Örneğin özel yasa ile korunan sokaklardaki binalarda herhangi değişiklik yapılması yasaktır. Bu, Birleşik Krallık ile Bulgaristan arasında büyük bir fark yaratıyor.Bizdeki mimaride her şey çok kaotiktir ve binaların mimari stili birbirinden çok farklanır “.
Aya İrinkova Londra’ya aşık olmaya devam ediyor ve Zaha Hadid ve Norman Foster gibi büyük mimarların hayranı olarak şehri herkes için daha yaşanası bir yere dönüştürdüklerini belirtiyor.
Derleyen: Vesela Krısteva / BNR- Stara Zagora’dan İna Nikolova’nın röportajından yararlanarak/
Çeviri: Neli Dimitrova
Foto: Facebook /Aya İrinkova
Hristo Yavaşev-Christo sergisine yapılan yeni bağış, “Kvadrat 500” adlı Ulusal Galerinin koleksiyonu tamamlıyor. 2012 yılında Vladimir Chimov ve eşi, o dönemde Ulusal Yabancı Sanat Galerisi adını taşıyan galeriye Hristo Yavaşev-Christo'nun Ulusal..
Yazar Anna Maleşkova, geçen yılın son günlerinde başkentin "Devlet Arşivleri"nde hemfikir insanlarla bir araya geldiği duygu dolu bir toplantıda 80. yıldönümünü kutladı. 1971 yılında anavatanın kendisine neler sunacağını görmek için doğduğu..
UNESCO’nun 2021 yılı “Yaşayan İnsan Hazinesi” ödülünü Saya adı verilen antik Küstendil halk kostümünün yapımıyla ilgili projesi sayesinde kazanan Madlen Bojilova Amin BNR’nin Blagoevgrad Radyosuna konuk oldu. Madlen bir süre önce yurt..