Erken çocukluk dediğimiz doğumdan okula kadar olan dönem sağlık, öğrenme, davranış ve kişisel gelişimin temellerinin atıldığı insan yaşamının benzersiz bir aşamasıdır. Çocukların bu ilk yıllarda deneyimledikleri, sadece yaşamları boyunca bireysel refahları üzerinde değil, aynı zamanda toplumların geleceği üzerinde de uzun süreli bir etkiye sahiptir.
Pedagoji doçenti, psikoloji doktoru ve Sofya “Aziz Kliment Ohridski” Üniversitesinde öğretim görevlisi Rayna Zaharieva’ya göre okul öncesi dönem son derece önemli, çünkü hepimiz hem çocuklar hem de ebeveynler olmak üzere her iki rolü de üstleniyoruz.
“Bir ebeveynin rolü ömür boyu sürer. Her iki taraf için de hem çocuk, hem anne baba için de çok önemlidir bu rol. Bizler ebeveyn olmaya hazır değiliz, ebeveynlik farklı annelerde farklı zamanlarda uyanır. Bir çocuk doğuruyorsun ama onunla henüz bir ilişkin yok. Çocuk sizinle olduktan sonra ortaya çıkmaya başlayan bu sevgi, içimizdeki koşulsuz sevgiyi uyandırmak için insanlığa bir armağandır” dedi Doç. Zaharieva.
Ona göre, okul öncesi eğitimi düzenleyen yasal çerçeve, hem eğitimcileri hem de çocukları ve çocukların erken başarısı konusunda çok endişeli olan ebeveynleri kısıtlamakta:
“Her çocuğun sahip olduğu bir yetenek var, ancak bu durumda doğal potansiyellerine ulaşmadan gerçekleştirilen bir koşuşturmacadan bahsediyoruz. Çocuklar daha ilk yıllarından itibaren potansiyellerini özgün şekilde oyunlarında ve sohbetlerinde gösterebiliyor. Sonra eğitim sistemi devreye giriyor ve system, kim olduğunu gösterme isteği ile yetenek, mezuniyet yolunda eğitimin sonunda çarptırılıyor. Farklı çocuklarımız var, farklı yetenekleri var. Potansiyelin gelişimini durduran şey, tam olarak programdaki, devlet standartlarındaki sınırlamadır.”
Prof. Zaharieva, şunlara dikkat çekti:“Anaokulu alanında 7 eğitim standardımız var, ancak bu standartlar komşu ülkemizdeki depremde son günlerde gördüğümüz empati, yardım etme isteği ve tüm insani nitelikleri içermiyor. Çocuklara şefkati, merhameti, empati kurmayı öğretmeyi unutuyoruz. Çoğu durumda kimin daha iyi olduğunu görmek için yarışarak kitapçıklar doldururlar. Bu onları durdurur, gerçek potansiyellerini ortaya çıkarmalarını zorlaştırır.”
Doç. Rayna Zaharieva’ya göre yetişkinler çocuklarla iletişim kurarken sınırlar koymalı. Elektronik cihazların ağır bastığı bir çağda yaşadığımızı hatırlatan uzman, bir çocuğun ancak yetişkinle iletişim kurduğunda geliştiğinin altını çizdi.
Eğer çocukla hiçbir yetişkin konuşmuyorsa ve çocuk sadece ekrana bakıyorsa işte burada ciddi bir sorun var demektir. Çocuğun anaokuluna başladığında sorun yaşamaması ve kendini en iyi hissetmesi için ebeveynlerin gerçek yardım ve destek alması gerekecek. Uzmana göre ebeveynlerle sorumlulukları, çocuklarla iletişim kurmaları ve kendilerini ifade etmede onları sınırlamamaları hakkında konuşulmalı.
Doç. Rayna Zaharieva, ebeveynlerin çocukları ile evde güçlü bir iletişim kurması gerektiğini paylaştı ve şöyle devam etti:
“Ebeveyn, evde çocukların sorularına gözü ve kulağını açarak dinlemeli, duyarlı olmalı. Anaokulunda ise oyunlar için, kendisini ifade etmesi için zaman ve alan olmalıdır. Orada çocuklar kendilerini daha çok göstermeli, dil öğrenmeli, iletişim kurmalı ve duygularını ifade etmeli. Onlara kendilerine saygıyı, haysiyeti ve başkalarına saygıyı öğretmeliyiz. Yetişkinler en doğru rol model olmalıdır. ”
Düzenleme ve çeviri: Bedriye Haliz
Kaynak: BNR Horizont Programı
Foto: arşiv, EPA/BGNES, Freepik.com
ABD başkanlık seçimleri konusunda heyecanlananlar yalnızca Amerikalılar değil , Avrupalılar da nefeslerini tutarak sonuçları bekliyor – Kamala Harris'in zaferi gerçekten tutarlı bir politika ve öngörülebilirlik getirir mi ,..
İklim değişikliği küresel bir olay olup dünyanın her köşesinde kendini gösteriyor. Bunun son örneği, İspanya’nın Valencia bölgesini vuran sel felaketi oldu. Avrupa’da son 50 yılın en feci seli olarak değerlendirilen bu doğa afetinde yüzlerce kişi..
Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..