Avrupa Komisyonu, ömür boyu öğrenmeyi teşvik etmekve yeniliği desteklemek için 2023'ü “Avrupa Beceri Yılı” olarak ilan etti. Geçen hafta Sofya'da Yenilik, Araştırma, Kültür, Eğitim ve Gençlikten Sorumlu Avrupa Komisyonu Üyesi Mariya Gabriel ile gerçekleştirilen sivil diyaloğun odağında eğitim ve yenilikler konuları yer aldı.
AB Üye Devletleri ömür boyu öğrenmeyi teşvik etmek için yetişkinlerin en az yüzde 60'ının her yıl eğitime katılması gerektiğini belirten AB 2030 Sosyal Hedeflerini onayladı. Bu, aynı zamanda en az yüzde 78'lik bir istihdam oranına ulaşılmasına da katkıda bulunmalıdır.
Ayrıca tüm yetişkinlerin en az yüzde 80'inin en az temel dijital becerilere sahip olacağı ve Avrupa Birliği'nde bilgi ve iletişim teknolojileri alanında 20 milyon istihdam uzmanı olacağı öngörülmektedir. Yüksekokullarda ve meslek liselerinde kazandırılacak becerilerin işgücü piyasasının ihtiyaçlarını karşılaması için özel programlara yatırım yapılması öngörülmektedir.
AB Komiseri Mariya Gabriel, bu yıldan başlayarak "Okulda yenilikçiler" ve üniversitelerde kuluçka merkezlerinin kurulması olmak üzere, iki yeni program üzerinde çalışıldığını açıkladı.
Programların amaçı, gençlerin eğitim kurumları dışındaki zorluklar hakkında daha fazla bilgi edinmek, start-up'larda çalışanlarla deneyim alışverişinde bulunmak ve meraklarını ve yaratıcılığını geliştirmektir.
Mariya Gabriel, üniversiteler ve iş dünyası arasında daha yakın bir etkileşime ihtiyaç duyulduğunun altını çizerken şunları belirtti:
„"Erasmus+", "Horizon Europe" programları, üniversite birlikleri, Avrupa İnovasyon ve Teknoloji Enstitüsü, yeni teknolojilerle birlikte ilk kez belki de 20 yıl önce olmayan bir seçeneğe sahip olan genç insanlara fırsatlar sunuyor, örneğindoğum büyüdüğü şehirde, doğup büyüdüğü bölgede kalmak ama iletişim halinde olmak, bir ağın parçası olmak, fikir alışverişinde bulunmak ve çözüm sunmak.
Ancak gençlerle, okul müdürleri ile, üniversite öğrencileri ile, rektörler ve profesörler ile, bilim araştırmacıları ve yerel yetkililer ile, inovasyon camiası ile, Avrupa kurumları ile birlikte, bu fırsatların bazıları için değil, herkes için var olmasını ve herkes tarafından erişilebilir olmasını gerçekten sağlayabiliriz.”
AB Komiseri Maria Gabriel, ortak bir Avrupa diploması oluşturmak ve tanımak için de çalışmaların sürdüğünü duyurdu:
„Bir yıl içinde, sonunda tüm üye ülkeler tarafından kabul edilecek ve böylesine ortak derece işaretine yol açacak bu kriterleri belirlemek için birlikte çalışacak 90 üniversiteyi seçmiş bulunuyoruz. Bu, Avrupa diplomasının oluşturulmasından önce ilk adım olacak. Avrupa'nın kendi referansına sahip olması bence çok önemli. Avrupa diploması, bize tam olarak bu mükemmellik, kaliteli eğitim işaretini sağlayacak. Hala ulusal mevzuatlardan kaynaklanan birçok engelimiz var.
Bu bizim gücümüz, 27 üyeyiz, ama bu aynı zamanda bizim zayıflığımız, çünkü sınır ötesi engelleri de aşmamız gerekiyor.”
Sofya Teknik Üniversitesi rektörü Prof. İvan Kralov da tartışmaya katılarak ortak Avrupa projesinin hakkında ayrıntıları sıraladı:
„Avrupa Teknoloji Üniversitesi'ni kurma projesini kazandık. İçinde, Dublin'deki, Riga'daki, Troyes , Fransa, Darmstadt'daki, Cluj-Napoca, Romanya, Cartagena'daki ve Kıbrıs'taki Teknik Üniversiteler olmak üzere, diğer yedi ortakla birliktegeleceğin bir üniversitesini kuruyoruz.
Dünyanın en büyük üniversiteleri ile rekabet edebilecek bir Avrupa üniversites olacak.
Söz konusu üniversitede, her öğrenci, esas olarak bir üniversitede eğitim görmenin yanı sıra, en az iki dönem boyunca, elbette en iyi altyapının ve bilimsel potansiyelin olduğu birliğin diğer üniversitelerinde de eğitim alacak.
Avrupa diploması ile sadece Avrupa eğitimi değil, amacımız aynı zamanda sosyal, ekonomik ve kültürel entegrasyonu sağlamaktır.
Örneğin lisans mezunlarının, birliğin diğer dillerinden en az bir dili C1 seviyesinde, yüksek lisans mezunlarının ise en az iki dil bilmesi gerekmektedir. Bu şekilde, yalnızca bilen ve muktedir olmakla kalmayıp, aynı zamanda görevimizin ne olduğunu uygulamaya koyarak, gerçekten birleşmiş Avrupalılar olacağız.”
"Junior Achievement Bulgaria" İcra Müdürü Milena Stoyçeva da bazı ilginç programlardan bahsetti ve gündemdeki önemli konuların altını çizdi:
„Öğrencilerin henüz okuldayken girişimlerini geliştirmelerine olanak tanıyan bir programımız var.Bu sayede öğrenciler, bu modelleri test etmeyi, denemeyi öğrenirken kendi şirketlerinin yaratıcıları olabiliyorlar, okuldan ayrıldıktan sonra ise devam etme ve şirketlerini kurma imkanına sahip. Bu program kapsamında, Avrupa'nın her yerinden gençlerin başarılarını sergileyen bir Avrupa ve ardından bir dünya yarışması var.
Öğrencilerin, ürün ve eserleriyle boy gösterdiği ve ülkelerini temsil ettikleri Oscar'lara benziyor. Bu tür programlara aranızda katılmak isteyen herkesi davet ediyorum. Eğitim, farklı bir şekilde düşünmemize, her durumu eleştirel bir şekilde değerlendirmemize, analitik düşünebilmemize ve diğer insanlara sunmak istediğimiz her şeyi iyi bir şekilde iletmemize yardımcı olmalıdır.”
26 milyar avroyu aşan bütçesiyle “Erasmus+” programı, mesleki eğitim ve öğretim alanında öğrencilerin, personelin ve kurumların kişisel ve mesleki gelişimini desteklemekle kalmıyor, ayrıca Avrupa üniversitelerine fon sağlamaktadır.
Gabrovo Belediye Başkanı Tanya Hristova şunları vurguladı:
„Okul, artık sadece sınıfta sınırlı kalmıyor. Gençlerin, onları yarının değil, şimdiden bugünün meslekleri haline gelen mesleklere hazırlayacak temel beceri ve yeterlilikleri geliştirmelerini sağlamalıyız.Bilimi, sosyal ve toplumsal zorluklardan haberdar etmeliyız ve hızla somut modellere dönüşecek çözümler aramak için vatandaşlarla, politikacılarla ve diğer bölgelerle birlikte çalışmalıyız.
Bundan önce test edilecekler, prototipleri yapılacak ve tabii ki Avrupa programları tarafından desteklenecekler ki, bundan sonra çok daha fazla odaklanılacağına ve hepimizin anlaması ve kullanması çok daha kolay olacağına inanıyorum.
Her anaokulunda, sadece her okulda değil, gerçek hayatla başa çıkma becerilerinin oluşumu için koşullar sunan, yani temel yeterlilikleri edinme, deney yapma, yenilikçi olma fırsatları sunan ders çalışma odası olmalı ve ancak o zaman Bulgaristan'ın her köşesini genç insanlar için çekici hale getirebileceğiz, fikirlerinin başarılı işlerde hayata geçmesini sağlayacak yenilikçiler ve girişimciler için motive edici olabiliriz.”
İnsan Kaynakları Geliştirme Merkezi'nden Mihail Balabanov, Bulgaristan vatandaşlarının yararlanabileceği Avrupa eğitim programları, projeleri ve fırsatları hakkında bilgi verdi:
"Bulgaristan'daki Avrupa eğitim programları, 2007 yılındn bu yana faaliyet göstermektedir.Elbette bizler kurum olarak, bir kısmını ve özellikle Avrupa Birliği'nin eğitim, öğretim, gençlik ve spor alanındaki en büyük programı olan "Erasmus Plus"ı doğrudan yönetiyoruz. Bu, en büyük programımız. Yönettiğimiz başka Avrupa ortaklık ağlarımız da mevcut, örneğin gençlere yönelik bir gönüllülük programı olan "Avrupa Dayanışma Kolordusu" programı. Tabii merkezimizin yönettiği programlar dışında, "Horizon Europe" gibi programlar da var.”
Bulgaristan'ın Avrupa Birliği'ne üyeliği ülkemizdeki eğitim sektörünün gelişimine nasıl katkıda bulunuyor ve AB, modası geçmiş eğitim modellerini kırmaya nasıl yardımcı oluyor?
“Elbette eğitim sistemi muhafazakar ve içinde yeni uygulamaların ortaya çıkması biraz daha zor, ama Bulgaristan'da programların uzun yıllardır verdiği destekle işler yavaş ama emin adımlarla değişiyor.
Önemli olan birkaç şeyi sıralayabilirim. Yürüttüğümüz programlar, iş piyasası açısından var olan ihtiyaçlar ve gündem ile gençlerin sahip olması gereken bilgi ve becerilere göre değişmektedir.
Bunların bir kısmı tamamen resmi eğitim sisteminde eğitimsel olarak oluşturulmuştur, ama programlarımız gençlik sektörünü de kapsadığı için yaygın eğitim yöntemlerini benimsiyor.
Böylece, tamamen eğitimsel becerilere ek olarak, son derece önemli olan ve programımızın bir parçası olan ve içinde en yüksek önceliğe sahip olan dijital beceriler de oluşur.
Ayrıca, gençlerin kamusal yaşamın farklı sektörlerinde başarılı olmaları için son derece önemli olan çapraz sosyal beceriler de denenir, iletişim, takım çalışması, problem çözme ve zaman yönetimi becerileri, eleştirel düşünme, karar verme ve organizasyon becerileri, liderlik becerileri, stres yönetimi ve uyum sağlama becerileri, çatışma yönetimi, yaratıcılık ve daha pek çok şey gibi.Hem iş bulmak hem de işgücü piyasasında ve bir kişinin hayatındaki diğer tüm faaliyetlerde başarı için önemlidirler.
Hareketlilik programlarımıza ve ortaklıklarımıza katılarak, birçok öğretmen, üniversite profesörü, öğrenci ve dahil olan herkes, öğrendiklerini aktarmalarına yardımcı olan dil becerilerinin yanı sıra bu tür beceriler geliştiriyorve çalıştıkları kurumların, okullardaki, üniversitelerdeki meslektaşlarının, işyerlerindeki çalışmalarındaki deneyimleri, genel çevreyi etkiliyor.
Modern eğitim yöntemleri açısından bakıldığında, bunlar yurtdışındaki hareketlilik ve yurtdışındaki kurumlarla ortaklıklar yoluyla öğreniliyor.
Bahsettiğimiz bu yeni becerilerle iş ortamına getirilebilecek seyahat etme, iyi uygulamaları paylaşma ve deneyim kazanma becerisi, dijital geçiş ve iklim değişikliği, yapay zeka, robotik, veri analizi ve diğerleri gibi yeni konularda son derece önemlidir.
Aynı zamanda, öğrenciler, çocuklar ve üniversiteliler için, onlara tamamen eğitimsel bilgi ve beceriler kazandırmanın yanı sıra, seyahat etme, tanışma, bağlantılar ve ortaklıklar kurma, yurtdışında farklı bir ortamda yaşama, uyum sağlama, özgüven kazanma, biraz daha bağımsızlık kazanma fırsatları sunuyor.”
Yazı: Silviya Petrova
Çeviri: Şevkiye Çakır
Bu haber, AB “Euranet Plus” Radyo Ağı çerçevesinde hazırlanmıştır. Haberin orjinalini buradan dinleyebilirsiniz.
ABD başkanlık seçimleri konusunda heyecanlananlar yalnızca Amerikalılar değil , Avrupalılar da nefeslerini tutarak sonuçları bekliyor – Kamala Harris'in zaferi gerçekten tutarlı bir politika ve öngörülebilirlik getirir mi ,..
İklim değişikliği küresel bir olay olup dünyanın her köşesinde kendini gösteriyor. Bunun son örneği, İspanya’nın Valencia bölgesini vuran sel felaketi oldu. Avrupa’da son 50 yılın en feci seli olarak değerlendirilen bu doğa afetinde yüzlerce kişi..
Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..