Bulgar mutfağı lezzetle ve geleneksel yemeklerle ünlüdür. Bugün de ninelerin hazırladığı yemekler hala köylerde hazırlanmaktadır. Köy bahçelerinde ve küçük çiftliklerde hala eski cins domates ve biberler yetişiyor, ki onlar mükemmel tad ve kokuya sahiptir. Bu tad ve lezzete dünyanın hiç bir yerinde rastlanmıyor. Fakat bütün bunları köye misafirliğe veya ninemizi ziyarete gittiğimizde tadabiliyoruz. Gittiğiniz turistik yerlerde misafir evlerinde yerli yemekleri tattığınız zaman ürünlerin nerede yetiştiğini sorduğunuzda çok ilginç bir cevap ile karşılaşacaksınız. Tüm ürünler en yakın marketten satın alınmıştır. Çünkü Bulgaristan’da küçük çiftçilerin mağaza ağına veya lokantalara erişimine izin verilmemektedir. “Eurotoques” ismini taşıyan Avrupa usta aşçıların Bulgar kolu da işte bu çelişkiye dikkat çeviriyor.
Aslında sorun nereden kaynaklanıyor?
Bundan 4 yıl öncesine kadar küçük çiftliklere doğrudan satış imkanı verlemezken onların elde ettiği ürünü ancak arabulucular sayesinde piyasaya ulaşıyordu. Küçük çiftçiler, kendi çabalarıyla elde ettikleri ürünlerle geleneksel gıda üretimini de yapamıyordular. 2010 yılında doğrudan sevkiyat kararnamesi kabul edildi, fakat bu kararnamede birçok eksik tespit edildi. İlk olarak bu kararname küçük çiftliklere çiğ sütün ancak yüzde 20-30 oranını doğrudan satmalarına izin verdi. Geri kalan çiğ süt miktarını süt satın alan şirketlere sunmak zorundaydılar. Hal böyle olunca süt üretimi karsız bir işe dönüştü. Söz konusu kararname arıcıların işine yaradı, ki bugün Bulgaristan pazarlarında temiz arı balını serbestçe satın alabiliyorsunuz.
Mevzuatın hem küçük, hem de büyük tarım üreticileri için aynı olması doğru mu?
Uzmanlara göre hayır, çünkü bu tür mevzuatlar küçük çiftliklerin aleyhine çalışmak bir yana, genelde onları yok ediyor. Küçük aile çiftliğine ve büyük gıda fabrikasına gerek üretim yerinin, gerekse laboratuvar araşrırmalarının aynı olması mümkün değildir. Avrupa Birliği’nde bu tür gerekçelerin küçük aile üreticileri için daha esnek bir şekilde uygulanması imkanları mevcuttur. Ancak Bulgaristan’da bu tür yöntem uygulanmıyordu.
Bulgaristan'ın Avrupa milletvekili Antoniya Pırvanova şu soruyu ortaya koyuyor:
“Küçük çiftliklerin, büyük üreticilere öncelik tanıyan bir mevduatın üstesinden gelmesini nasıl bekleriz ki? Aynı zamanda küçük çiftliklerin elde ettiği ürünler her zaman daha büyük rağbet görüyor ve boşalmaya yüz tutan Bulgaristan köylerinde istihdam ve istikrarlı büyüme yaratabilirler. Talep var, ürün de var, ancak mevzuat küçük üreticiler ile müşteri arasında engel yaratıyor.”
Şu anda sözüm ona şansız kararnamenin tekrar gözden geçirilmesi ve değişmesi gündemdedir. Birçok bürokrasi engelin ortadan kalkması beklenirken aile çiftliklere doğrudan satışlarda kolaylıklar sağlanması da bekleniyor. Nihayet ev yapımı taze süt ve yoğurt, peynir, kaşar, arıbalı ve diğer hayvansal ürünler küçük çiftlikten doğrudan müşteriye ve pazara ulaşacaktır. 2-3 inekli veya 10 koyunlu çiftliklerin pzarlarada ürünlerini ayrı standlarda satabilme imkanı yaratılacaktır, böylece arabuluculardan kurtulacaklar ve ürünlerini pazarda iyi fiyattan satabileceklerdir. Süt çiftlikleri çiğ veya işlenmiş sütün yüzde 80’ni doğrudan satışa sunma imkanına kavuşacaklardır. Nadir rastlanan hayvan cinsleri yetiştiren Atila Sedefçev, başka önemli bir konuya dikkat çeviriyor:
“Küçük çiftliklerde müşteri ile üretici arasında temas her zaman göz göze, yüz yüze gerçekleşiyor.Müşteri, çiftliğe gidiyor, oradaki şartları, hayvanları, bu hayvanların sahibini görüyor, ki bu da deyim yerindeyse bir kalite garantisidir. Aslında bu yöntem binyıldır tıkır tıkır çalışıyor. Bu işin yürümesi için söz konusu sürecin raylara oturması gerekiyor. Bu şekilde köylerde de geçim kaynağı sağlanacaktır. Şu anda köy halkına soykırım uygulanmaktadır. Burada unutmamalıyız ki, geleneksel gıdalar sadece ulusal kültürün bir parçası değil, aynı zamanda da bir ülkenin güvenliğinin, gıda güvenliğiinin bir parçasıdır.”
Tarım bakan yardımcısı Yavor Geçev’in sözlerine göre, dağların yüksek kısımlarında bulunan hayvan çiftliklerden sütün satın alınması için her türlü şartlar yaratılacak, ki bu amaçla yakalaşık 230 kadar süt alma bölgeleri açılacakatır. Bunun dışında taze yerli taırm ürünleri kullanan lokantalar teşvik edilecek. Bu amaçla kategorilerinde “yeşil yıldızlar” eklenilmesi düşünülüyor. Aynı zamanda da sözüm ona dağların yüksek bölümlerinde yetiştirilen ürünlerin teşvik edilmesi konusu de tartışılıyor. Tabii ki, buna benzer pazara kolay erişim için kolaylıklar organik ürünler için de bekleniyor.
Çeviri: Şevkiye Çakır
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..
“Hak ve Özgürlükler İttifakı” , Türkiye’de Bulgaristan’daki erken Parlamento seçimleri için kullanılan 48 000'den fazla oydan yaklaşık yüzde 65'ini ikna edici bir şekilde kazandı. Bu, 46495 kişinin oy kullandığı Haziran seçimlerine nazaran biraz..
Süredurum seçimler. Yarın her şeyin yoluna gireceğini ve dört yıl sonra seçimler vesilesiyle sizinle haberleşeceğimize dair son damla umutla dolu seçimler. Politikacılardan, kendimizden ve oy vermeyen diğer insanlardan gelen üzüntüyle dolu..
Avrupa'da pek çok kişi, kış sezonunun, cüzdanlarını nasıl etkileyeceğini ve örneğin sıcak bir ev mi, yoksa dolu bir buzdolabı mı arasında seçim..