Plovdiv’te 2 ila 5 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek “Vinariya” Uluslararası Şarap Festivalinde organik şarap yarışması düzenlenecekti. Ancak öyle görünüyor ki, bu yarışma başka bir bahara kalacak. Organik bağ yetiştiricilerinin yarışmaya hazırlandıkları esnasında kötü haber geldi. 2014 yılı, Avrupa sübvansiyonları açısından organik tarımcılar için “sıfır yılı” (nuleva godina) olacak. Bilindiği gibi, organik tarım herşeyden önce çok zor ve güç ve kar getirmeyen bir tarım işidir. İşte bundan dolayı da sübvansiyon son derece önemli bu sektörde. Sübvansiyonsuz bir yıl, birçok çiftçiyi bu uğraşıdan vazgeçirebilir. Ülkemizin organik tarımın gelişmesi için büyük bir potansiyele sahip olduğuna ilişkin sözler çoktan ortada dolaşıyor.
Bir şarap ülkesi olarak, geleneklere sahip ve kazanmış pazarlara sahip bir ülke olarak Bulgaristan, organik şarap açısından meydana gelen boşluğu kapatmada ve yerleşmesinde yarar var. Organik bağlar, Avrupa Birliği’ndeki bağ bahçelerinin yüzde 10’nu oluştururken sıcak iklimden dolayı genelde Güney Avrupa ülkelerinde yer almaktadır.. Organik şarap lideri İtalya’dır. Bulgaristan’da da bu işler hız kazanmaktadır. İlk organik bağ bahçeleri, Bulgaristan’ın AB üye olduğu yıl 2007 yılında dikildi, çünkü Avrupa sübvansiyonlarıyla desteklenmişti. İlk organik şarapları “2010 Vinarya” uluslararası festivalinde tatma şansımız oldu. Lübenovo köyünden Albena Simeonova, bu sektörde ilk adım atanlardan bir kişi olarak Bulgaristan Radyosu mikrofonlarına konuştu: “Araziler hızla artıyor” dedi ve devam etti:
“Ülkedeki 5 organik bağcılardan biri benim, ben Kuzey Bulgaristan’da tekim, ve daha 4 bağcı ülkenin Güneyinde var. Yıllık Bulgar organik şarap miktarı 400-500 bin litreyi buluyor. Aramızda sadece bir büyük şarap mahzeni var, geri kalan üreticiler 20-30’ar bin litre şarap üretiyoruz. Haşarata karşı ilaç kullanılmadan yürütülen bir bağcılıkta, önemli olan bağ çinslerinin seçilmesi. “
Ve dahası:
“Şu anda yetiştirdiğimiz bağ cinsleri çok farklı, çok dayanıklı ve son derece dayanıklı olmayan cinsler arasında gidip geliyoruz. Kırmızı cinslerden Kaberne Sovignon, Merlo ve diğer cinlseri yetiştiriyoruz. Mesela ben şahsen, Bulgar Bağcılık ve Şarapçılık Enstitüsü tarafından yaratılan bir Storgoziya cinsini yetiştiriyorum. Bu cins son derece dayanıklı olurken organik bağcılığa çok elverişlidir. Beyaz şarap cinslerinden ise Muskat, Otonel, Rkatsiteli, Dunavski lazur, Rizling, Şardone ve birkaç cins daha var. Bildiğim kadarıyla bir tek ben organik “Roze “ cinsi şarap üretiyorum ve bu amaçla Bulgar Pamid üzüm cinsi kullanıyorum. “
Albena Simeonova, “Organik bağcılık şu anda çıkmazda bulunuyor” açıklamasına yapıyor ve devam ediyor:
“Avrupa yönetmenliği yolda. Bu yönetmenlik, ayni çiftlikte, hem organik, hem de organik olmayan bağların birarada yetiştirilmesini yasaklayacaktır. Bundan dolayı biçok meraklı bağcı organik şarap yetiştirmekten vazgeçebilir. Seçim neredeyese kapıda. 2015 yılında karar alınmalıdır.”
Bulgaristan’da üretilen organik şaraplarının yüzde 90’nı başta Batı Avrupa olmak üzere yurtdışına satılıyor. Birçok zaman da uluslararası yarışmalardan ödüllerle dönüyorlar. Örneğin Fransa’nın Montpellier şehrinde düzenlenen “Millesime Bio” festivali. Kısa zaman önce “Orbelus” şarabı bu festivallde altın madalya kazandı. Albena Simeonova “Son zamanlarda yerli piyasada da organik şaraplarımıza ilgi gösteriliyor. En kısa zamanda büyük marketler zincirlerinde de yer alırlar” dileğinde bulunuyor.
Çeviri: Şevkiye Çakır
İklim değişikliği küresel bir olay olup dünyanın her köşesinde kendini gösteriyor. Bunun son örneği, İspanya’nın Valencia bölgesini vuran sel felaketi oldu. Avrupa’da son 50 yılın en feci seli olarak değerlendirilen bu doğa afetinde yüzlerce kişi..
Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Dünyanın farklı ülkelerindeki Bulgar topluluklarından soydaşlarımızın, ülkemizdeki memurların "Bulgar olduğunu söylüyorsun, ancak Bulgarca bilmiyorsun”..