Arkada kalan Avrupa parlamentosu seçimleri AB’nde olduğu gibi Bulgaristan’da da bunun bir parçası olarak enteresan eğilimler gösterdiler. Tamamen ikircimli bir tutum, ama psikiyatri anlamda değil. Seçmenler büyük parti ve koalisyonlardan hangisi yararlarına olacağını düşünürken, AB’ye şüpheyle bakan milliyetçi küçük partilere oyunu verdi. Öyle oldu ki, Brüksel’de bir yıl önce outsider olan, dışardaki, aykırı tipler görev aldı.

‘Sansürsüz Bulgaristan’ VMRO-ZNS ev ‘Gergövden’ ile koalisyonda Romları kendilerine karşı öyle öfkelendirdi ki, seçimlerden sonra DPS şefi Lütfi Mestan oy olarak desteğinden dolayı Lukovit’e teşekkür etti. Bildiğimiz gibi Lukovit’te asırlardan beri Türk yoktur, burada sadece Romlar yaşar. Bu gerçek, milliyetçiliği ve etnik hoşgörüsüzlüğünü ne kadar daha fazla kullanırsan daha fazla Avrupa milletvekili şansın olduğunu gösteriyor. Ve böylece küçük ve kimsenin bilmediği parti direkt olarak Brüksel’deki Avrupa milyonerlerinin / milletvekillerinin/ büyük politikasına atladı. ‘Ataka’ bundan dolay kazanamadı. Sadece ‘Lübe’ grubunun çehresi olduğu Rus Kazaklarının desteği ile gereken yükselişi sağlayamadı. Gerçekten Kırım ve Güney Akım ile ilgili kağıtları hiçbir büyük siyasi güç oyuna sokmadı, Avrupa veya Rusya önünde gaf yapmaktan korktukları için. Böylece büyükler, GERB ve BSP ‘kaybettiler’, oranlarını azattılar, küçükler ise düşük katılım oranından kazandılar.

Fransa’da Marin Le Pen’in ‘Halk cephesi Avrupa standartlarına göre seçmenlerin ciddi bir oranını kazandı - %25,4.Marin Le Pen ülkesinin Arap yarımadasının sıradaki emirliğine dönüştüğü konusunda gece gündüz demeç verdi.

Belki de UKİP İngiliz partisine özel dikkat çevrilmeli. Bu parti Avrupa’dan bağımsız olmayı hatta AB’nden çıkma yanlısıdır. AP onun temsilcileri 23 koltuk için mücadele ediyor, Muhafazakar ve İşçi partisinden beş koltuk daha fazla kazanıyorlar. Lideleri Nigel Farage seçim sonuçlarını bütün İngiltere tarihinde son yüz yılda ‘sıradışı’ olarak niteliyor.  

Almanya’da muhasfazakarlar %36’ile AP seçimlerini kazandılar. Ülke AP’suna 14 parti gönderiyor. Onlar 96 koltık alıyor, bütün Avrupa’da en çok koltuk. Bunların arasında üniversite öğretim üyelerinden oluşturulan küçücük ‘Almanya için alternatif’ partisi de giriyor.

Aslında AP pek çok değişmiyor. Sosyalistler ve Liberaller direksiyonda. Kazananların ortak bir şeyi var – muhafazakarlık. Avrupa değişikliklere bıktı, eski zamanların hasretliğini çekiyor. Son birkaç on yıllık dönemdeki yeniliklere bıktı artık halk. İlk Büyük depresyonda olduğu gibi iş gücü pazarı daralınca AB’inden yabancılar kovulacak. Siyasi açıdan dürüst olmama gerekirse şunu belirtmeliyim , Aynı nedenlerden dolayı İlk depresyon zamanında da milliyetçi partilen çok popülerdir.