Mirana İlieva, Pleven'de oturuyor ve artık 30 yıldır eşi ile birlikte arı yetiştiricliği ve bal terapisi alanında çalışıyorlar. Ailenin çalışmaları, "Proizvedeno v Bulgaria" (Bulgar malı) fuarında "Gümüş aslan" ödülüne değer görüldü. Mirana'nın ailesi bu ödülü alan ilk arıcılardır.İlievler ailesi bir yandan ciddi üretici olarak arı ailelerini yetiştirmek ve geliştirmek konusunda AB desteğinden faydalanıyorlar. Öte yandan kimya mühendisleri olan Mirana ve eşi Veselin, arı ürünlerinin şifalı özelliklerinden kozmetik ürünleri yapımında yararlanıyorlar.

Ailenin Pleven'in Riben köyü yakınında 210 arı kovanının bulunduğunu anlatan Mirana, kovanlar her ne kadar birbirine yakın olsa da her kovandan aldığımız bal farklıdır. Anlaşılan arıların tercihleri değişiyor, diyor.

Bal ürünleri temelindeki kozmetik işine nasıl başladığı sorusu üzerine şunları anlatıyor Mirana: "Emekli olduktan sonra kendi laburatuarımızı kurduk ve bal türevleri, bitki ve eterik yağ karışımlarını üretmeye başladık", diyor Mirana ve şunu da ekliyor: İnsanlara farklı bir kalitede hayat tarzı önermeyi borç biliyoruz. Çünkü günümüzde biz sözüm ona "ölü" gıda ile besleniyoruz, bu gıda çeşitlerini bilmeyen tanımayan hücrelerimiz ise bu yiyecekleri yağ depolarına dönüştürüyor. Sonuçta insanlar hem aç, hem de kilolu olarak hayatını sürdürüyorlar. Oysa biz onlara farklı, sağlıklı bir şekilde beslenip doğru hayat tarzına sahip olabileceklerini anlatmak istiyoruz, diyor Mirana.

Mesleği itibari ile kimya mühendisi olan Mirana İlieva, arı ürünlerine merak sararak bal terapisi uzmanı oldu. "Oldum olalı her türlü karışımlar hazırlıyorum" diyor Mirana. Şifalı bitkileri çok iyi bilen anneannesi, Mirana'ya daha küçük yaşta özelliklerini öğretti. Eğitimini tamamlayıp kendini kimyaya veren Mirana, günün birinde gerçek misyonunu buldu:

"Yıllar önce ek gelir kaynağı ararken birbirinden farklı fikirler üzerinde durduk, ama hiçbiri gönlümüze yatmadı. Her şey çok komik bir şekilde oldu. Noel günlerinde masada oturuyor, yiyip içiyorduk ve misafirlerden biri arı yetiştiriciliğinden bahsetmeye başladı. Biz de merak sardık. Eşim kış günü at arabası ile 2 kovan satın almak için yola çıktı. İnsanlar bahar mevsiminde kovan alırken, biz kış günü aldık... Arıları evin avlusuna indirince birden ayıkladık ve arıları ne yapalım diye düşünmeye başladık. Böylece arı yetiştiriciliği üzerine kursa gitmeye başladık".

Bahar gelene kadar teorik bilgiler toplayan aile, kendilerine arı yetiştiricliği fikrini veren adamın yardımı ile bir yıl içinde işin tüm inceliklerini öğrendi. Zamanla Mirana arı ürünleri temelinde çeşitli şifalı karışımlar karıştırmaya başladı.

"Eşim emekli oluncaya kadar bütün krem ve merhemleri sırf kendim ve arkadaşlarım için yapıyordum. Bitkilere olan sevgim nereden kaynaklanıyor diye sık sık düşünmüştüm. Günün birinde bilimadamı ve bitki uzmanı olan Emil Elmazov bu konuda aydınlattı beni: Sen 24 Haziran Enövden doğumlusun, dünyaya misyonunla geldin, dedi. Zamanla kendime arı ürünleri ile karışım işine verdim. Propolisle başladım. Bol miktarda propolis verilmiş vazelinle başladım, birçok cilt rahatsızlığına iyi gelen bir merhem oldu. Sonra kız torunumun yüz cildinde problem oldu. Pahalı kozmetiğe dünya kadar para verdik, ama fayda etmedi. Kitaplarda derman aramaya başladım. Orada vazelin ve balmumu temelinde yapılan bir kreme rastladım. Bu kremi reçeteye göre yaptım, ama fayda etmedi. Birer birer aynısafa, zeytinyağı, A vitamini, badem yağı ekledim, tatmin edici sonuç alana kadar reçeteyi geliştiridm. Sadece krem sürmek yetmediği için yağ salgısını düzenleyen bir losyon da yaptım. Gerekli herşey gözümün önünde bahçede duruyordu. Adaçayı, salvia da mükemmel bir çözüm oldu. Böylece problemli cilt serisini geliştirdim. "

Bundan 10 yıl önce Mirana kimya uzmanı olarak çalışırken temas içinde olduğu kimyasallara karşı ağır alerji geliştirdi. Cildi çok hassas hale geldi. Böylece bu derdine çare arayan kadın, kozmetik işinin derinliklerine girdi. Uzun uğraşlar sonucu bitki çeşitleri, bal, bal mumu ve arı sütünden bir krem yapmayı başardı. Yazın deniz tatili yaparken güneş losyonu bitince aynı kremi sürmeye başladı ve alerjiye karşı etkili olmaktan öte bu merhemin ciltteki lekeleri de çıkardığını keşfetti. Zamanla ihtiyaçlara göre çeşitli kremlerin reçetesini bulmayı başaran Mirana, şöyle diyor:

"Tanrı işini biliyor. İhtiyacım olanları bana gönderiyor, aradığım cevapları veriyor. Aslında biz kozmetik ve şifa konusunda en eski bilgilere dönmüş olduk. Bütün bu bilgiler mevcuttur, bize kalan bu bilgiyi arayıp bulmak. Biz, sağlıklı bir hayat tarzından yanayız. Böylece toprağa daha yakın oluruz, daha sağlıklı ve daha güzel oluruz. Sağlıklı ve güzel olmaktan, etraftakilere faydalı olmaktan daha iyisi ne olabilir ki!" diyor Mirana.

Apiterapi, en eski tedavi yöntemlerinden biridir. "Gıdamız ilacımızdır", "Bal hem gıda, hem ilaçtır" cümleleri boşuna söylenmiş değildir. Bal, doğada var olan en mükemmel gıdalardan biridir. Balı günlük menünüze katmakta büyük fayda var. Bunun birçok yolu vardır. Örneğin sıcak çöreğin üzerine bal sürmek. Afiyetle yeneceği kesindir. Ayrıca yaz günlerinde bolca tüketilen dondurmaya da bal katabilirsiniz. Aslında bal tüketimi, sadece tatlı çeşitleri ile sınırlı kalmamalı. Bazı yemek tariflerinde de bal vardır. Örneğin ballı sazan balığı...

Konuyu kapatırken afiyet olsun diyoruz, hem tok, hem sağlıklı ve ince olmak için doğal gıdaları tercih edin diye uyarıyoruz. Söylenmesi bizden...

Çeviri : Tanya Blagova