Paris’te düzenlenen kanlı saldırı ile ilgili ülkemiz Bulgaristan’da tepkiler sürüyor. Şimdilik yapılan açıklamalarda duygular ağır basıyor, fakat zamanla duyguların yerine böyle bir facianın ülkemizde de yaşanması tehlikesinin mevcut olduğu düşüncesi geçecek.

Paris’teki saldırının ardından İçişleri Bakanlığı Genel sekreteri Svetlozar Lazarov, Bulgaristan’ın terör riskinin mevcut olduğu ülkeler arasında yer aldığı açıklamasını yaptı. Şu anda ülkemiz için somut bir tehdit mevcut değil, fakat 2012 yılında Burgas havaalanında düzenlenen kanlı eylemde 5 İsrailli turist ve bir Bulgaristan vatandaşı hayatını yitirdi. Saldırıyı düzenleyen kişiler hala bulunamadıysa da onların da aynen Paris’teki eylemin failleri gibi Batı’da büyüyen ve yaşayan kişiler olduğu sanılmaktadır.

Bulgaristan’da “yerli cihatçı” yok, fakat Arap devletlerinde yetişen ve eğitilen olası cihatçılar var. Geçen yılın sonunda savcılık, Ulusal Güvenlik Ajansı ve İçişleri Bakanlığı çoğunlukla Roman mahallerinde olmak üzere ülkenin 5 şehrinde radikal İslam’ın yayılmasına karşı geniş çaplı bir operasyom düzenlediler. Radikal İslam yanlılarının tavırları, İŞİD yanlılarının davranışlarına benziyor. Kim inanmazsa You Tube sitesinde Pazarcik’te yapılan gösterileri izlesin.

“İslam Devleti” örgütünün bir temsilcisi Paris’te gazetecilere karşı açılan ateşi takdir ederek bunun İslam dinine karşı yapılan hakaretler için intikamın ilk damlası olduğu açıklamasını yaptı ve eylemcilerin Usame bin ladin ve İslam Devleti lideri Ebu Bakr El-Bağdadi’nin izninde gittiklerini öne sürdü. Oysa aynı Ebu Bakr El Bağdadi, bundan önce İslam Devletinin Avrupa’da halifelik kuracağını ve halifelik bayrağının dalgalanacağı ilk devletin Bulgaristan olacağını açıklamıştı.

Paris’teki saldırıdan birkaç gün önce Bulgar mahkemesi, Türkiye ile olan sınırımızda yakalanan bir Brezilyalı ve iki Fas’lı olmak üzere Suriye’ye giderek İŞİD’e katılmak isteyen üç cihatçının İspanya’ya geri gönderilmesine hükmetti. Bu olay, Bulgaristan’ın cihatçılar için ilgi çeken bir devlet olmaktan öte transit ülkesi de olduğunu teyit etti.

Yetkililerin alacakları tedbirlerin ne olacağı yakında görülecek. Ancak alınacak önlemlerin AB içindeki çalışmalar ve dışişleri ve içişleri bakanlarının 19 ve 28 Ocak tarihlerinde alacakları kararlarla uyum içinde olacağı şimdiden bellidir.

Çeviri:Tanya Blagova