Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2025 Tüm hakları saklıdır

Petar Ralçev ile müzik ve sahnedeki unutulmaz anlar üzerine sohbet

Petar Ralçev “Müzikten zevk denen o inanılmaz duyguyu yakaladığımda gerçekten mutlu oluyorum” diyor. Ünlü akordeon ustanın ismi uzun zamandan beri tüm dünyada kök salmıştır. Avrupa ve ABD’de müzikseverleri varken Balkanlarda gerçek bir efsanedir. On yıldan fazla bir zamandır farklı ülkelerden müzisyenlerle çalışıyor. Bulgar foklor stili eserlerinin yanısıra etno ve jazz topluluklarında da yer alıyor. Petar Ralçev’in katkıları konusunda bilgileri François Bilar ve Didier Rusen’in Fransız “Akordeonun tarihi” ansiklopedisinde bulabiliriz. Son yıllarda, baraban ustası Stephane Galland tarafından kurulan “Lobi” jazz sextet ile sık sık sahne alıyor. Müzik topluluğunda Ermeni piyano ustası Tigran Hamasyan, Türk darbuka ustası Mısırlı Ahmet ve daha iki ünlü müzisyen ile çalışıyor. 2014 yılında Belçika, Fransa ve Cezayir olmak üzere birkaç jazz festivalde yer aldı.

Petar Ralçev şunları paylaşıyor:“Belki herkes bilmiyor, ama bu müzik Avrupa’daki Yahudilerin müziğidir. Tabii ki, yıllar boyunca yaşadıkları ulusların müziğini” borç almışlar”. Ortaya birçok etkileşim çıkmıştır. Alan Bern, ki kendisi Avrupa’da yaşayıp ABD’den piyano ve akordeon ustasıdır. Kendisi Eski Kıtada bir arada yaşayan müzikleri yan yana getirmeye karar verdi. İşte bu da klezmer (genelde Batı Avrupa’da yaygın) ve Romanya, Moldova ve Ukrayna’da yaşayan Lautar Çingenelerin müziğidir. İlk defa Finlandiya’nın Helsinki şehrinde bir festivalde çaldık. O zamandan bu yana bizleri her yere davet ediyorlar. Bu söz konusu müzisyenlerle ve aynı zamanda Stephane Galland’ın topluluğu ile çalışmak benim için büyük bir zevk. Böyle büyük isimlerle sahneyi paylaşmak gerçekten büyük bir şeref.”

Şunu da belirtmemiz gerek, Petar Ralçev “klezmer” müziğini keşfetmeden önce repertoarında kendi bestelerine yer veriyordu, ki bu besteler de farklı kültürlerin etkisi altında yaratılmıştır.

Petar Ralçev anlatmaya devam ediyor:

“En önemnlisi, yaptığın işi sevmen lazım. Ve aynı şey gelişme ve kendini mükkemmel düzeye yükseltme arzusu için de geçerli. Aslında herşeyin temelinde müziğe karşı sevgi var. Bu müzikle yaşamam gerekiyor. Daha 5 yaşında iken amcamdan ilk melodiyi öğrendim ve akordeonda çaldım. Daha sonra Pazarcik’te Kostadin Milanov’un yanında eğitim gördüm. Sıra Plovdiv Müzik Okuluna geldi. Akordeoncu mesleğini seçmek aklımdan bile geçmiyordu. Mesela her çocuk gibi futbolcu olmak isterdim, ama kader böyle imiş.

Konserden zevk alınca bu aslında en büyük mutluluktur. Önemli olan sahnedeki dostlarla diyaloğu kurmak. Daha sonra seyircileri de arkana takınca o zaman duygu daha da inanılmaz oluyor.”


Çeviri: Şevkiye Çakır




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Sadece seninle

Bağımsız sanatçı olmayı seçen  Kristiana Asenova , 2020 yılında televizyonda yayınlanan  “Bulgaristan’ın sesi” yarışmasına katılarak tanınmaya   başladı . Genç sanatçının söylediği  solo şarkılarının güfte ve besteleri de kendisine aittir ...

Eklenme 06.03.2025 11:12

"Nepoznat” şarkısı dile getirilemeyen duyguları ifade ediyor

ROSS grubunun genç müzisyenleri  “Nepoznat” (Yabancı)  adlı ilk albümünü tanıttı. İlk şarkısı olsa da ROSS grubu tanınmadık değil,  Rosen Petrov doğduğu Dobriç şehrinde  müzik okulunda eğitim aldı ve ulusal ile uluslararası yarışmalarda birçok ödül..

Eklenme 04.03.2025 14:17

Mariya Angelova: “Bulgaristan budur”

“Bulgaristan budur- yüce ve kutsal”- Mariya Angelova kendisinin yazdığı ve bestelediği şarkısına bu sözlerle başlıyor.  3 Mart Ulusal Bayram gününde eserin önemi daha da artıyor. Bu şarkıda sanatçı her zamandan daha güncel soruları da dile getiriyor:..

Eklenme 03.03.2025 10:15