Sözüm ona Kutsal Hafta, Büyük Perhiz’in son haftası, Hazreti İsa’nın çarmihaya gerilmeden önce geçirdiği en güç günlerini simgeliyor. Acı ve ızdirap dolu bu günler, inananlara Hazreti İsa’nın insanoğlu adına fedakarlığını hatırlatıyor.

.Şumen “Sveti Tri Svetiteli” kilisesinden papaz Vasil Vasilev şunları anlatıyor:

“Kutsal Hafta, hayatımız gözden geçirmemiz için en uygun zamandır. Şu anki durumuzu, geçmişte olduğumuz ve gelecekte olabileceğimize karar verip gözden geçirmeliyiz. Burada koşulan şart, söz konusu günlerin anlamını kavramaktır. İnsan kendi hayatını değerlendirdikten sonra içindeki iyiliği ortaya çıkarabilir ve keşfedebilir, Dirilişi hissedebilmek için Hazreti İsa’nın çilesi ve ızdıraplarını kavrayınca ötekinin çilesine de anlayabiliriz. Yortu için ancak bu şekilde hazırlanabilirler. İnsan merhamet duyduğunda, ötekisinin çilesini anlayabiliyor, ki bu da, Hazreti İsa’nin çilesinin bir parçasıdır.”

Kutsal Haftanın doruk noktası da aslında Kutsal Cuma, ki bu gün de Hazreti İsa’nın çarmiha yolunda çektiği insanlık dışı acıların himayesinde geçiyor. Yüzbinlerce inanan kiliselere akın ediyor.

“Gerçek anlam işte bu merhamette gizli. Kiliseyi ziyaret eden herkes, bazı önemli şeylerin anlamını öğrenmek amacıyla papaza sorabilir. Aksi takdirde yortunun yanından geçeceğiz ve Dirilen Hazreti İsa’yı görmeyebiliriz. Paskalya çöreğinden tadacağız, yumurtaları tokuşturacağız, ancak bütün bunların anlamına anlamayacağız. Bizler ruhumuza gıda sağlamalıyız.

“Kutsal Cuma kanonlarına göre, Kutsal Cuma günü yemek yenmiyor. İşte o zaman gıdayı unutarak ruhumuza dikkat ediyoruz. Sadece çok yaşlılar  ve hastalar için su içmelerine ve sırf ekmek yemelerine izin veriliyor. Kutsal Cuma, en zor ve ızdırap günüdür, ki bugün en çileli gündür. İşte bundan dolayı da bu günde çalışılmıyor, Diriliş için tüm hazırlıklar yapılıyor. Bulgaristan Radyosu ekibine hayırlı yortular dilerken, ülke dışında bulunan tüm sodailarımızn burada onları unutmadıklarımız ve onlar için, başarıları için dua ettiğimizi bilmelerini istiyoruz. Bulgaristan onları bekliyor.”

Çeviri: Şevkiye Çakır