Avrupa’nın en eski başlentlerinden Sofya’nın armasında“Büyüyor ve yaşlanmıyor” yazısı yer alıyor. Kent, zengin bir geçmişe sahip ve onunla gurur duyuyor. 2010 – 2012 yıllarında metro çalışmalarında ortaya çıkan arkeolojik bulgular incelendi ve “Serdika antik- kültür merkezi” oluşturuldu. Serdika, eski Trak kabilesi olan Serdi’lerden gelen isim.
Roma döneminde 2. asırda burası şehir statüsü alır. Kent, 3. 4. 5. ve 6. yüzyılda en parlak dönemlerini yaşar. Bu dönemde 7 sokak, 2 erken hristiyan bazilikası ve biri renkli mozaikli olmak üzere dokuz büyük yapı ortaya çıktı. Aynı zamanda 2. asırdan olduğu saptanan ahşap ev yapıları ortaya çıktı. Bunlar çok nadir arkeolojik bulgular sayılır. Kompleksin Kuzeydoğu tarafında havuzlu bir hamam bölümü bulundu. Bulgar Bilimler Akademisinin Milli Arkeoloji Müzesi araştırmaları sürdürüyor.
8 Nisan’da projenin final bölümü başladı. Bu tesis, Bulgaristan’da açık havada bulunan en büyük Bulgar müzesi olma özelliğini taşıyor. Müze son haliyle Ekim ayında açılacak. “Bağımsızlık-Nezavisimost” meydanı ile “Mariya Luiza” caddesi arasında 8 bin metre kare üzerine yerleşmiş arkeolojik bulgular açık müzesi, AB “Bölgesel kalkınma” projesi eşfinansmanıyla restore edildi.
“Serdika” antik kompleks müzesi, özel sergi alanları, dinlenme yerleri, sahne sanatları alanı, galeriler ve kitapçı içerecek.Bulgurların bir kısmı otantik halde sergilenecek, yılllrın ağırlığına bel büken yapılar ise, orijinaline yakın bir şekilde restore edilerek teşhir edilecek.
Tesisin yapısını “Antik Serdika” açık hava müzesi sorumlusu İvan Koleliev anlatıyor:
“Buraya merdivenler koyacağız, ara teras inşa edilecek, bir meydan ve dört asansör. Alan, engelli vatandaşların erişimine müsait olacak. Salonlar, teknik alanlar, kültürel etkinlikler için elverişli bölümler olacak. Arkeolojik bulgular ve eski doku, şehrin modern yapısıyla yan yana güzel bir uyum oluşturacak. Başkent konuklarının ziyaret edebileceği muhteşem bir açık hava müzesi haline gelecek”.
Sofya Belediye Başkanı Yordanka Fandıkova, Beşkent belediyesinin kültüre yatırımlarda bulunmaya devam edeceğini kaydetti.
Bütün bu arkeolojik kazılar ve bulguların muhafaza edilebilmesi için, oradan geçmesi planlanan metro güzergahı tam beş defa değiştirildi.
Müze tesisi hala hazır değil. Fakat şimdi de oradan geçenlerin ilgisini çekiyor. Sofya’ya yeni gelen Snejina Yordanova, proje bitince “Srdika” müzesine gelir mi sorusuna şu cevabı verdi:
“Elbette geleceğim. Mutlaka geleceğim. Enteresan objeler olcak, ilginç arkeolojik eserler göreceğim. Eskiden günümüze kalan önemli ipuçları bulacağız”.
Snejina Ruse’den olduğunu ve onun kentinde de değerli tarihi eserlerin bulunduğunu ilave etti.
Margarita da küçük kızıyla kompleksi geziyor ve levhaları okuyordu:
“Memnuneyetle gezerim. Çocuğum henüz küçük, fakat ben yine de ona herşeyi anlatıyorum ve dilerim ki, zaman geçse de, bu tarihi bilgiler hafızasında canlanır”.
Türkçesi: Sevda Dükkancı
Orhan Kemal’in doğumunun 110. yılında onu BNR “Altın arşivinden” bir eserinin radio piyesiyle anacağız. 1968 yılında Sofya Radyosu’nun stüdyolarında yazılan eser, bugün de muhafaza ediliyor ve adeta yayınlarımızın tarihçesine de ışık tutuyor...
10 ila 13 Eylül tarihleri arasında Paris’te düzenlenen Bulgar Sineması Festivali Sofya’da devam edecek. Başkentteki Fransız Kültür Enstitüsü, yıllar içerisinde festival seçkisinde yer alan filmleri ülkemizdeki Frankofon izleyicilere sunacak...
Gazeteci Milena Milotinova’nın, Yurtdışı Bulgarlar Ajansı’nın kuruluşunun 30. yıldönümüne ithaf edilen “ Diğer Bulgarstan’ın Kalbi ” başlıklı belgesel filminin galası Sofya’daki Merkezi Askeri Kulüp’te yapıldı. Filmde, Ajansın bugüne..
Bulgaristan’ın güneydoğusunda yer alan Debelt köyüne yakın Deultum Roma kolonisinin güney nekropolisinde son derece nadir ve değerli bir cam şişe..