Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Anıtların yokedilmesi tarihi hafızanın silinmesi demektir

БНР Новини
Photo: BGNES

“Totaliter çağ abideleri” veya “sosyalist sanatı” olarak anılan yakın geçmişimizin anıt mirası, toplumda ayırma hatları çizmeye devam ediyor. Yılların bizi gitgide uzaklaştırdığı rejimin sembolleri, anma tarihlerinde gerek vatandaşların ani sanatsal içgüdüsü gerekse vandallık sonucu hep “yeni kıyafet giydirilmiş” olarak karşımıza çıkıyorlar.

Sofya’da düzenlenen “Sosyalizmin mirası risk altında” konulu yuvarlak masa toplantısında mimarlar ve sol fikirden yana olanlar bir araya geldi. Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) Bulgaristan Komitesi tarafından düzenlenen toplantıya Almanya Başkanı Prof. Jörh Haspel de katıldı.

Снимка“Bu mimari mirasa karşı çıkanları anlayabiliyorum, çünkü bu anıtlar sosyalizm zamanında çekilen acıları, eziyet ve baskıyı akla getiriyor, fakat aynı zamanda tarihi hafıza unsuru olarak bunları korumamız gerekiyor” diyen Alman profesör her iki ülkede bu anıtların totaliter geçmişin birer parçası olarak tanınmasına karşı direniş olduğunu da ekliyor:

“Aynı durum bizde de mevcut, çünkü Almanya’da Berlin duvarının yıkılmasından önceki dönemde yaşananlardan sorumlu olanlar ve onların arkalarından gelenler, tarihin bu bölümünü eleştirmekten kaçınıyorlar. Ayrıca her iki ülkede benzer olaylar yaşandı: Sofya’da Georgi Dimitrov mozolesi, Berlin’de ise Lenin anıtı yıkıldı.”

Öte yandan Mimar Todor Bulev, sosyalizm mirasının etrafta her yerde var olduğunu ve son çeyrek yüzyılda kurulanlardan çok fazla olduğunu öne sürdü. Sözlerine göre bu miras açısından ortada olan risk, en iyi şekilde kullanılmaması veya yok edilmesi olmaktadır.


Снимка

“Ortamın büyük derecede ideolojileştirilmiş olduğu yerlerde bu risk özellikle yüksektir. Bazı anıtlar gerçeğe aykırı olarak 1944-1989 döneminin anıtı olarak görülüyor. Örneğin “1300 yıl Bulgaristan” abidesi “Barış Bayrağı” ve Stara Zagora Destanı anıtları da komünist ideolojisi ile alakalı değildir”. BKP ve partinin toplumdaki varlığı ile alakalı olan anıtlarla ilgili durum daha da vahim – Georgi Dimitrov mozolesi barbarca yıkıldı. Buzluca tepesindeki anıt da kaderine bırakıldı. Oysa bu anıtların kendi kültürel, tarihi ve estetik değeri vardır, diyor Todor Bulev.

Снимка

Prof. Jörg Haspel’e göre totaliter geçmişin anıtları, dikildikleri yerin tarihi ile ilgili oldukları için orada kalmalıdır. Fakat bu anıtlara karşı olan tutum, boyama dahil farklı yollardan gösterilebililir.

“Bu da bu anıtları anlamlandırmanın bir yoludur. Berlin duvarı yıkıldığında bazı insanlar duvardan parçalar alıp götürdüler, ki bu onların tutumunu gösteriyor. Aynı şekilde Berlin duvarının yasak olan bölümü üzerinde ressamlar tablolar yaptı ve şu anda bu bölüm galeriye dönüşmüş durumdadır. Yani bir yandan tarihi anıtı korumuşuz, diğer yandan yeni bir anlam katmışız” diyen Alman profesör, insanlar her ne kadar ülkesini seçemese de doğdukları ülkenin kaderi üzerinde düşünüp bazı sonuçlara gelebileceklerini de ekliyor ve bunun olması için bu abidelerin gerekli olduğunu öne sürüyor. Çünkü böylece tarihin nasıl manipüle edildiğini, nasıl totaliter rejimlere alet

Çeviri: Tanya Blagova

Fotoğraflar:BGNES


Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Ribnovo düğünleri UNESCO Dünya Mirası Listesine aday gösterildi

Rodoplarda büyük bir köy olan Ribnovo yıllar içinde çok farklı ve değişik olan düğünleriyle gündeme geliyor. Ribnovo geleneksel düğün ve gelin yüzünü boyama ve süsleme tekniği UNESCO dünya miras listesinin “yaşayan insan hazineleri” listesine aday..

Eklenme 24.10.2024 16:05

Bulgaristan’da nüfus azalması 1985 yılından bu yana ilk kez sıfıra yaklaştı

Bakanlar Kurulu’nun  2023 yılı “Demografik gelişim” programını değerlendirme raporuna göre ülkemizde 38 yıldan bu yana ilk kez doğal nüfus artışı ile nüfus azalması arasındaki oran neredeyse sıfır düzeyinde. Bulgaristan Bilimler Akademisi Nüfus ve..

Eklenme 23.10.2024 14:26
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Arnavutluk Başbakanı Edi Rama

Geri Dönüş Merkezleri – yasadışı göçle mücadelede sürdürülebilir çözüm veya başarısızlığa mahkum ortak Avrupa modeli

Göç konusu, Brüksel'in bu konuyu sınırlamak için yeşil ışık yakması yönünde artan baskı bağlamında, Avrupa gündeminin bir kez daha gündemine oturdu. Bazı Avrupalı ​​liderlerin yasadışı göçmenlere karşı daha radikal bir yaklaşım yönündeki..

Eklenme 23.10.2024 12:22