Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

2009 yılı - Petır Slabakov: Şeref sözü yasadan güçlüdür

Photo: BTA

Bulgaristan Prag baharı yaşamadı, Kadife devrimi yoktu, Dayanışma hareketi, Havel ve Valensa çapında sosyalizme karşı çıkan ve savaşan adamları da olmadı. Bunun esas nedenlerinden biri halk psikolojisinde gizli belki de ve 9 Eylül 1944 tarihinde Sovyet iktidarının gelmesinden sonra entel tabakanın doğrudan yok edilmesi ve büyük baskılara maruz kalmasıdır.

Bulgaristan'da totaliter rejime karşı muhalefetin varoluşu ve onun eylemleri ta iktidarın düşmesinden sonra belli oldu. Bu muhalif hareketler aslında pek o kadar Jivkov'un rejimine karşı ya da parti yetkililerinin emirlerine, güçlü iktidarına karşı da değildi. İnsanlar , halk en basit ve temel haklarından, temiz hava ve temiz sudan yoksun kalmıştı. Bundan dolayı “Ekoglasnost” adında çevreci hareket meydana geldi. Ekoglasnost ve iktidara muhalefet eş anlamlı oldu. Ve vatandaşın memnuniyetsizliği bu yönde yürüdü gelişti. Bulgaristan'da iktidara karşı eleştiriler 1989 yılında bir grup Bulgar aydınlarının ekoloji sorunlarını öne sürmesiyle başladı. Radyomuzun Altın fonunda artist Petır Slabakov'un konuşmaları korunuyor, dinliyoruz:


‘Saygıdeğer hemşehirlerim, ülkeyi en fazla kirleten devlettir. Ama görüyorum ki, korkular yavaş yavaş ortadan kalkıyor. İlkin köylerde, kasabalarda Sofya etrafında bu kadar çok bir araya toplanan insan görüyorum. Kendi kendimize yardım etmezsek, kimse yardım etmeyecek. Kremikovtsi sorununu bundan bir buçuk yıl önce öne sürdük. Sofya ovasında her bir insanın 60 gram toz soluduğunu biliyoruz. Burada duydum ki siz 200 gram toz soluyorsunuz. Bu sadece Kremikovtsi'de değil, bütün ülkede böyledir. Georgi Dimitrov 15-20 yılda kapitalist ülkeleri ekonomik açıdan sollama niyetlerini öne sürmüştü. Bunu yapamadık, ama çevrenin kirletilmesi açısından çoktan geçtik onları, her yerimiz duman.’

  Slabakov'un doğum gününde 23 Nisan 1990 yılında Ekoglasnost  siyasi örgüt  kurulur.  Örgüt  Bulgaristan'da ilk gerçek çevreci örgütü olup 1988 yılının Mart ayında Ruse'de kurulan Ekolojik savunma kamu komitesinin devamcısıdır. 1990 yılında  seçilen Büyük Halk Meclisine Ekoglasnost örgütünden 17 milletvekili  seçilir. Onlardan 15'i  1991 yılında yeni Anayasayı imzalar.

Ekoglasnost partisinin ilk başkanı aktör Petır Slabakov olur. Unutulmaya, özgün sesiyle Slabakov temiz doğa için mücadelenin sembolü olur. Slabakov devlet tiyatro okulunda okumamış, ama buna rağmen sinemada 150 rolü var, bir o kadar da tiyatroda. Zahari Jendov'un 'Şibil' , Vılo Radev'in 'Çar ve general' , İvan Niçev'in 'Saçlarda yıldızlar, gözlerde  yaşlar' filmlerinde oynadığı kahramanlar Bulgar sinemasının en parlak sayfalarında yazılıdır.

1989 yılından sonra Slabakov siyasi değişikliklerin simgesine dönüşür. SDS /Demokratik Güçler Birliği'nin kurucularından biridir. İnsani prensiplerin arkasında duran , her zaman muhalif olan bir kişidir. Milletvekili olarak da değişmedi. Takım elbise giymedi, parlak pahalı ayakkabı giymedi, demagojiden uzak durdu. Takım elbiselerin parlamentoda fikirlerin önüne geldiğinde Slabakov siyasi sahneden inmeyi tercih etti.


Çeviri: Müjgan Baharova



Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

2012 yılı- Alexis Weissenberg: ‘Her şey ses’

Alman “Die Welt” gazetesi Alexis Weissenberg’i tanıtırken: ‘Kendi zamanının en yakışıklı piyanistiydi. Zarif, gurur sahibi , biraz havalı , 1929 yılında sanki frak ile dünyaya gelmiş izlenimi veren biri” diye yazıyor. Sofya doğumlu piyanist kozmopolit..

Eklenme 05.12.2015 09:15

2011 yılı – Unutulmayan Velko Kınev

‘İnanırım yetenekli Stanislav Stratiev dahi aramızda olsaydı hüznümüzü yatıştırıcı sözler zor bulabilirdi. Velko tiyatroda bayram havası yaratan artistlerdendi, her bir rolünde kendinden bir parça bırakan insanlardandı’. Bu sözleri kültür bakanı Vejdi..

Eklenme 29.11.2015 08:35

2010 yılı- Kristalina Georgieva “Avrupa’da herkesle eşit durumda olmalıyız”

“Dünyada olup bitenler bizi ilgilendiriyor. Gözlerimizi dışarıdaki problemlere kapadıkça, iç sorunlarımıza yönlendikçe, ufkumuzu daraltıyoruz ve böylece ülke içindeki sorunların çözümünde bile başarılı olamıyoruz. Bizi dış dünyayla bağlayan,..

Eklenme 21.11.2015 09:15