Geçen hafta içinde Paris’te 130 kişinin hayatına mal olan terör saldırılarından iki gün sonra, Bulgar hükümeti 2015-2020 Terörizmin radikalleşmesine karşı ulusal stratejiyi tartışmaya açtı. Belgenin Ağustos ayında yayınlanan ilk varyantında olduğu gibi, terör riskinin 2012 Burgas havaalanındaki saldırılardına önceki döneme kıyasla daha yüksek olduğunu itiraf ediyor. Bulgaristan açısından en büyük tehditler, toplumun farklı katmanlarından belirli üyelerin veya yabancı vatandaşların terör eylemleri ve terör fikirlerine sıcak bakmaya başlamasından kaynaklanıyor. Bulgaristan’da radikal İslam ve farklı ideolojilerin yayılması riski, insanların yoksulluk ve sosyal dışlanmasından da körüklenebilir. Terör çağrısı iletileri internetten yayılıyor, radikal propaganda bu arada İslam karşıtı ve ırkçı söylemleri de provoke ediyor. Terörist ve bölücü örgütler çok esnek örgütlenmelere sahip iken, güvenlik ve emniyet birimlerinin ciddi ve düzenli yapısı bazen teröre karşı koymada gecikmelere ve acil müdaahale eksikliğine sabep oluyor. Hükümetin stratejisinde de bu cümleye yer verildi. Farklı terör birimlerinde yer alan üyelerin Bulgar topraklarından geçişi, tranzit ülke de olsa Sofya’yı risk altında olan yerler dahiline koyuyor. Avrupa’ya süren mülteci akını, Bulgar vatandaşlarının yurtdışıda farklı dini eğitim merkezlerinde öğrenim görmesi gibi faktörler de köktendinci bölücülüğe sebebiyet verebilir. İstihbarat ve emniyet birimelrinin basınla ilişkisi, dini ve etnik dernek liderlerinin ve STK’ların medya ile irtibatlarının koordine edilmesi ve radikal amaçlı eylemlere karşı konulması amaçlanıyor.