Bulgarlar aşktan konuşmayı sevmez. Ancak bu tezin karşısını göstermek için biraz gerilere döneceğim. Sosyal ağları incelerken, gittikçe daha fazla oyuncak ayıcık ve kırmızı kalp resimleri, sanal çiçekler eşliğinde aşk mesajları görmeye başladım. Doğru, artık gerçek çiçek hediyeye ne hacet- dünyanın en güzel demet çiçeğini sevgilinin veya sevdiğin kişinin facebook sayfasına yayınlamak yeterli olacaktır. Böylece insan su lazım değil, para lazım değil, vazo gerekmez, elleri dolmayacak- işte böyle pozitif durumlar. Sokaklarda biraz dolaşıp, Sofyalıların bu günle ilgili ne düşündüğünü sorduk. Gençler için her şey malüm- onlar Sevgililer Günü kutluyor, eğlence zamanı onlar için. Biraz daha yetişkinlere asıl sormak istedim, aşk uğruna kim neler yapmış, ne tür delilikleri göze almışlar? Cevap olarak “Yok, sağ olun, acelem var” sözlerini duydum. Peki, neden kimse aşk için konuşmak istemedi? Bu kadar kişisel bir duygu mudur aşk?
En sonunda sempatik ve yaşlı bir adam, sevecenlikle yaklaştı ve onun gençliğinde aşk olgusunun anlamını anlattı:
“Benim gençliğimde Aziz Valentin için konuşulmuyordu. Benim gençliğim İkinci Dünya Savaşı öncesine dayanıyor. O zaman gençlerin problemleri çok farklıydı. Aşk içinde var olan bir duygudur- aç olmak gibi, susuz olmak gibi bir histir. Annem 1924 yılında evlenmiş. Kendine bir elbise dikmiş, kolları dirsek boyundaymış. Kayınvalidesi gelip, onu ağır eleştirmiş, “Her şeyin tam da, elbisenin kolları bu kadar kısa olmamalı, tenin görünmesin” demiş.
“Biz aşk için yaşlıyız, zamanımız çoktan geçti” türünden açıklamalar ardından, Kolyo dede ve eşi yanımızda durdu ve aşkı anlattılar:
“Aşk dar anlamda bakılmamalı. Aşk kainata bedeldir. Aşk bir insanın ötekine duyduğu aşktan ibaret olamaz sadece. Bu aşkın sadece bir parçasıdır. Her yerde ve her şeyde aşkı bulabilirsin. Sevgililer Günü olsun, fakat bu aşk kainatının sadece bir parçası olduğunu unutmayalım”.
Antikacı dükkanında satıcı İvan Sapundjiev, aşkla ilgili fikirleriyle bizi şoke etti, sonra da gençlik yıllarından heyecanlı bir anısını paylaştı:
“Aşk geçicidir. İnsanlar ölümsüz aşk için şarkılar söylüyor. Ölümsüz aşk yok. Her şey zamanla bitiyor. 15-16 yaşlarındayken bir arkadaşım bir kıza aşık oldum. O kız bize 40 km. uzaklıkta yaşıyordu. Yaz tatilinde tanıştık. Okul başladı ve yol paramız olmadığı için o 40 km. yürüyerek geçtik ve onu görmeye gittik. Arkadaşımla iki gün yürüdüm. Onun kasabasına varınca, nine ve dedesini onu benden sakladı ve onu dışarı bırakmıyorlardı. O zaman kızı göremedik. Arkadaşımla o kızın arasında aşk yaşandı, ama yıllar sonra”.
Aşk anketimizin diğer “kurbanı” arkeolog doktor Boyan Dumanov oldu.
“İnsanlar bir değil, her gün bir birini sevmeli, saygı göstermeli. Bulgaristan’da sevgi tohumları eksik, aşk zor yetişiyor. Sosyalizmden bize geri ne kaldı? Bu rejimin sadece olumsuzluklarını aldık. Batı kültürünün bize dayattıkları bu günleri ve kültürü de kabul etmiyorum. Olayların ve günlerin manevi ve duygusal yönüne bakmaktansa biz onları ticari ve maddi çıkar günü olarak kullanıyoruz”.
Çeviri:Sevda Dükkancı
Fotoğraflar:Luiza Lazarova
“Hak ve Özgürlükler İttifakı” , Türkiye’de Bulgaristan’daki erken Parlamento seçimleri için kullanılan 48 000'den fazla oydan yaklaşık yüzde 65'ini ikna edici bir şekilde kazandı. Bu, 46495 kişinin oy kullandığı Haziran seçimlerine nazaran biraz..
Süredurum seçimler. Yarın her şeyin yoluna gireceğini ve dört yıl sonra seçimler vesilesiyle sizinle haberleşeceğimize dair son damla umutla dolu seçimler. Politikacılardan, kendimizden ve oy vermeyen diğer insanlardan gelen üzüntüyle dolu..
Büyük Britanya’da yaşayan ve vatandaşlık görevini yerine getirmek üzere bu seçimlerde de Bulgaristan’ın Londra Büyükelçiliği’nde kurulan seçim sandığına giden Zdravka Vladova -Momcheva, Bulgaristan Radyosuna konuşurken “Birlik ve beraberliğe muhtacız”..
33. Bulgar Antarktika Bilim Seferi katılımcıları, farklı ülkelerden bilimadamları ile birlikte bilimsel araştırmalara devam etmek üzere..