Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Dünyaca ünlü jazz sanatçıları geleneksel Bulgar müziği ile buluştu

Trompetçi Erik Truffaz ve Yanka Rupkina.
Photo: Vladislav Hristov

Jazz müziği, uzun ömrünü geleneksel müzikle beslendiğine ve doğaçlama olma özelliğine borçludur. Jazz’ın bu iki sırrı, Bulgaristan Ulusal Radyosu BNR’nin İkinci Stüdyosunda bir araya gelen iki tarzın meşhur isimleri Erik Truffaz ve Yanka Rupkina tarafından gözler önüne serildi.

Fransız trompetçi, daha geçen yüzyılın sonunda müzikseverlerinin de eleştirmenlerin de beğenisini kazanarak ve deha olan Miles Davis’in vefat etmesinden kısa süre sonra “Yeni Miles” olarak anılmaya başladı. Sofya ziyareti sırasında Erik Truffaz’a eşlik eden sinema müziği bestecisi ve yönetmen Siegfried’in fikri üzerine “Avigea üçlüsünden genç ses sanatçıları da projeye katıldılar. “Bulgar Seslerinin Gizemi” ve “Bılgarka” Üçlüsü seslerinden biri olan Yanka Rupkina’nın da projede yer alması, büyük sürpsiz oldu.

Konserin başlamasına çok az kala Erik Truffaz şunları paylaştı:

“15 yaşındayken Yanka’yı dinlemeye başladım. Ynka Rupkina’yı ve Pink Floyd grubunu dinliyordum. Kalıpların dışına çıkan her şey iyidir, yeter ki zevkle yapılmış olsun. Sanat manevi bir şey olup bilgisayar üzerinden yapılması mümkün değil. Tanrı ve Internet arasında doğrudan bir bağlantı yok. Ben se alçak gönüllü bir havariyim sadece – Rahmaninov, Stravinski ve tabii Yanka Rupkina’dan sonra”.

Şimdiye kadar Batı Avrupalı ve Afrikalı seslerle çalışmış olan Erik, Yanka ile tanıştıktan sonra kendisi ile daha büyük bir proje yapmayı düşünmeye başladı. Öte yandan Yanka’nın sesi Transglobal Underground, Kate Bush ve hatta bizzat George Harrison gibi alternatif sahnenin isimleri ile ilişkilidir. Ancak her ikisinin bir veya başka ölçüde ticari olan projeleri ve denemelere açık olan Sofyalı müzikseverlere sundukları harika dinleti arasındaki fark, canlı sahne performansının apayrı bir şey olduğunu bir kez daha ispatladı. Bu konuda Erik, doğaçlamanın riskli olmakla berabar ruhla doğrudan bir bağlantı sağladığını ve anın eşsizliğini yakaladığını paylaştı.

Yanka Rupkina, gerek canlı, gerekse kayıtlı olsun şarkı söylerken Tanrı ile olan bağı hissettiğini söylüyor. Yanka’nın ikinci hayat yaşadığını, 1971 uçak kazasından sağ olarak kurtulan az sayıdaki yolculardan biri olduğunu hatırlatalım.

Siegfried ise iki sanatçı ile birlikte olunca kendini aile ortamındaymış gibi hissettiğini paylaştı.

Geri kalanı müziktir. Zamanda bir yerde başlayıp sonsuzluğa doğru akan müzik.


Çeviri: Tanya Blagova




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

"Sessiz avaz" ve zayıf olmaktan korkmama mesajı

Virginia Sabeva- GINI’nin hayatı müzik. Küçükken koroda şarkı söyledi, daha sonra müzik okulunda okudu, “X Factor” müzik yarışmasına katıldı ve yurtdışında çalıştı. Norveç’ten döndükten sonra, müzik öğretmeni olarak çocuklarla çalıştı. Çocuklarla..

Eklenme 11.12.2024 12:28

Pavell Nikolov’tan "Tek Kişilik Hücrede" parçası

Pavell & Venci Venc ikilisi ile tanınmaya başlayan Pavell Nikolov, müzikte kendi yolunda gitmeyi tercih etti . 10 Aralık’taki doğum gününe sayılı günler kala “V izolatora” (Tek Kişilik Hücrede) adlı solo parçasının tanıtımını yapan Pavell,..

Eklenme 10.12.2024 12:03

Sonya Yoncheva: Kültür yalnız bizim geleceğimiz değil, daha iyi bir geleceğin anahtarıdır

New York doğumlu dünyaca ünlü opera sanatçısı Maria Callas’ın “Ya sanatçı doğarsınız, ya da hiç sanatçı olamazsınız” sözlerinin gerçekliği yankılanıyor bugün kulaklarımızda. Callas’ın doğumundan tam 101 yıl sonra gerçek bir dünya yıldızı olan..

Eklenme 03.12.2024 12:48