Haskovo şehrinin ve bölgenin tarihini barındıran ve neredeyse sembolü haline gelen Tarih Müzesini ziyaret ediyoruz. Müze görevlisi ve rehber Мilen Vılçev bizi kapıda karşılıyor ve müzenin yeni açılan sergilerden duyduğu mutlulukla ve gururla hemen anlatmaya başlıyor:
“Sonbaharda müzemiz 90.yıldönümünü kutlayack ve bundan dolayı tüm etkinlikler bu kutlmanın himayesinde geçiyor. Amaç, sergilerde Bulgrlaristan toprkalarının tarihini tamamıyla yansıtmaktır. Ki burada söz konusu olan en eski çağlardan günümüze kadar bir tarih. Sonbaharda daha iki yeni serginin açılmasını planlıyoruz. Bunlar Bulgaristan’ın yeni ve en yeni tarihiyle ilgilidir . Geçen sonbaarda ise 2 katlı binamızda arkeoloji sergisi açıldı ve bu bölümler Avrupa programları sayesinde yenilendi. Yani müze ziyaretçilerimiz başka hiç bir yerde göremedikleri tarih eserlerini burada görebilme şansına sahipler. Bunu gelen turistlerin görüşlerine ve söylediklerine dayanarak söylüyoruz. Çünkü ziyaretçiler, bu arkeoloji sergisinin Avrupa standartlarına cevap verdiğini ve müzemizin Avrupa müzeleriyle boy ölçüştüğünü iddia ediyorlar.
Sergimizin ilk eserleri neolit dönemine dayanıyor, yani bugünkü Haskovo topraklarındaki ilk yerleşim yerlerine, 7 bin yıl önceki tarihe aittir ve o dönemi yansıtmaktadır. Mesela insanın o dönemde kullandığı ilk taş ve kemik araç ve gereçlerini görebilirsiniz. Ayrıca neolit dönemine ait bir ev modeli de sadece burada gösterilmiştir. Dimitrovgrad yakınlarında arkeolojik kazılar sırasında keşfedilen bir toprak eserde işte bu neolit dönemine ait evin modeli var. Ayrıca hiç bir yerde göremeyeceğiniz bir Troya kılıcı sergimizde yer alıyor. Sergide domeynler de gösterilmiştir. Ki bu dömeynler Istranca Sakar, Burgas, Yambol ve aynı zamanda da Kuzey Türkiye’de bulunmuştur. Aslıında Britanya’dan Ural Dağlarına kadar domeynlere rastlanılır. Çok değerli eserler arasında mesela sözüm ona “Justinian’ın kadehi” olarakbilinen ve 1500 yıllık bir kadeh vardır. Aynı zamanda Mezek köyü yakınlarında dünya yüzüne çıkarılan bir yaban domuzu figürün kopyası bulunmaktadır. Orjinali İstanbul Arkeoloji Müzesinde korunmaktadır. Çünkü ortaya çıkarıldığı yıllarda Haskovo bölgesi hala Osmanlı topraklarına dahildir. En yeni Bulgaristan tarihi bölümümüzde de çok ilginç eserler mevcuttur. Mesela Uzuncova Pazarı anlatılır. 15-19 asırlar arasında bu pazar,Osmanlı toprkalarında kurulan en büyük pazardır. Buraya gönderilen Bazı Fransız elçilerine göre, Eylül ayının sonunda düzenlenen bu pazara Büyük Güçlerin tüm elçileri katılır ve burada gelen kendiülkelerinin tüccarlarının haklarını savunurmuş. Aynı zmanda Uzuncovo pazarı, Osmanlı İmparatorluğu çerçevesinde ticaretin ne şekilde geliştiğine dair de bir göstergeymiş. Fransızelçileri, hazırladıkları raporlarda Uzuncovo pazarı sırasında milyonlarca frank değerinde ticaretin döndüğü haberini verirlermiş.
Bugün Uzuncovo köyünde o günlere ışık tutan bir kervansarayın küçük bir kısmı korunmuştur. “
Haskovo Tarih Müzesi, hem eser sayısı açısından, hem de eserlerin tarihi ve önemi açısından Avrupadakilerle boy ölçüşüyor dediniz. Sizce Haskovo bölgesi zengin tarihini neye borçludur?
Bu soruya Milen Vılçev şöyle cevap verdi:
“Bu soruya bir örnekle cevap vereceğim. Arkeoloji bölümünde bir maket var ve bu maket, Haskovo kalesinin bir modelidir. Haskovo bir askeri güzergah olarak, korunan bir kale halinde meydana geliyor. 9. asırda bu topraklar Bulgaristan’ın topraklarına dahil edilince o dönemde Bizans İmparatorluğu’ndan kazanılmıştır. Bu bir Bulgar kalesidir. Amacı Bulgaristan devletinin güney sınırlarını korumaktır. Orta çağlarda şehrin ismi Marsa imiş. Tek bir belgeye sahip olmamıza rağmen bu ismi kabul ediyoruz. Osmanlılar, buralara 14. asırda gelirken bu kale çok önemli tarihe sahiptir ve ismini Hasköy koyarlar. Hasköy, Hükümdara özgü olan topraklar anlamına gelir. Osmanlı Sultanıyönetmek için buralara, bu kaleye en yakın komutanını gönderirmiş. Ayrıca bu kaleden başkent Adrianopolis’e (Edirne) olan yolları güvenli tutmak ve korumakmış görevi. Bütün bu gerçekler,Haskovo bölgesinde bulunan önemli eserlere anlam veriyor. Çünkü burası çok önemli bir yol kavşağıdır. Daha Roma döneminden günümüze kadarHaskovo kaplıcaları kalmıştır. Bugün ise birçok turistin ziyaret ettiği yerdir kaplıcalar. “
Bugün Haskovo’ya çok turist geliyor. Turistler Haskovo’da nereleri ziyaret edebilirler?
“Haklısınız. Örneğin geçenlerde büyük bir Romanya grubu Haskovo’yu ziyaret etti. Bugün Mezek köyüne veya Kuzey Yunanistan ile Kuzey Türkiye yolunda olan turistler buradan geçiyorlar. Gelen turistler, halk arasında “Paskaleva kışta” Paskal evi olarak bilinen müzeyi çok beğendiler. 19. asrınortalarında kurulmuştur ve son derece orijinal mimariye sahiptir. Burada belirtmeden geçemeyeceğim. Bulgaristan’da şehir hayatını sergileyen ilk müze sergisi burada açılmıştır. Yani bu ev, 19.asrın sonundan 20. asrın başlarına kadar şehir hayatını anlatmaktadır. 1971 yılında açılmıştır müze evi. Birçok orijinal ağaç oymalar vardır. Odanın tavanındaki “kapuz” şeklindeki ağaçoyma eseri, bir tek burada bulunuyor. Çol ilginç bir köşk var.
Ayrıca Meryem Ana Anıtını da görmeden geçmez turistler, ki bu anıt GinesRekorlar kitabına dahil edilmiştir. Çok eski kiliseler var, ki bu kiliselerde birçok ikon yer alıyor. Aziz Georgi tarihten bu güne halkların saydığı ve sevdiği bir azizmiş. Müzemizde onun resmini taşıyan birikon mevcuttur. Trak atlısının Hıristiyanlığa geçtiğini ve daha sonra da Müslümanlara geçtiğini düşünüyoruz. 16. yüzyılda buralarda bulunan ve Alevilere ait olan mezar taşlarında da görülebilinir. İşte bundan dolayı Hıdırellez’e olan saygı çok büyüktür. Haskovo bölgesinin tarih zenginliklerini anlatırken Aleksandrovo köyündeki Trak mezarlığını da anmadan geçemeyeceğim. 2000 yılında Doktor Kitov tarafından keşfesildi. Japon hükümetinin desteği ile bu mezarlığın kopyası yapıldı. Çünkü orijinal mezarlıkta bir mantar türemiştir ve mezarlık bu mantardan temizlenmelidir. Trakların hayatını av gelenekleri temsil ediyor. Burada en eski Trak Altın Hazinesi de bulunuyor. Istranca Sakar bölgesinde keşfedilen en eski olan Varna Altın Hazinesi ile boy ölçüşüyor. İvaylovgrad yakınlarındaki “Vila Armira” olarak bilinen eski bir köşkü da analım burada. Bugünkü İtalya toplaklarının dışında en eski köşkü temsil ediyor. Çok zengin bir Romalıya ait olup bir havuzun başında çok ilginç çiniler var. Burada Çar Kaloyan tarafından esir alınan Balduin’in kapalı tutulduğu kaleyi de görebilirsiniz.”
Fotoğraflar: Şevkiye Çakır
20 Eylül saat 11 civarında, Prof. Dr. Lyudmil Vagalinski’nin ekibinden arkeologlar, Antik kent Heraclea Sintica’nın büyük kanalizasyon kanalında ikinci heykel keşfettiler . BGNES’in Archaeologia Bulgarica sitesine dayandırdığı..
Bulgar uzun metrajlı filmlerin yarıştığı 42. “ Altın Gül ” Film Festivali bu akşam Varna’da başlayacak. Festival programında, 15 uzun metrajlı film, 20 kısa film ve 5 dizi yarışacak . “Altın Gül” Film Festivali açılışı 19 Eylül..
Orhan Kemal’in doğumunun 110. yılında onu BNR “Altın arşivinden” bir eserinin radio piyesiyle anacağız. 1968 yılında Sofya Radyosu’nun stüdyolarında yazılan eser, bugün de muhafaza ediliyor ve adeta yayınlarımızın tarihçesine de ışık tutuyor...
M. Şükrü Hanioğlu’nun “Atatürk- Entelektüel Biyografi” kitabı “Atatürk- İdeolojiler Tarihi” adı altında Bulgarca okurlarıyla görüşecek. Prof...