1991 yılında kendini bağımsız devlet ilan etmesinden bu yana Makedonya, adının tanınması konusunda problemlerle karşılaşıyor. Anayasasında adı Makedonya Cumhuriyeti olarak belirtildiyse Yunanistan’ın veto uygulaması sonucu çıkan tartışma üzerine BMT ve AB’nde günümüze kadar Makedonya devleti, Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya şeklindeki geçici adı ile anılıyor. ABD, Büyük Britanya, Rusya ve Çin olmak üzere BM Güvenlik Konseyinin daimi üyesi olan 4 devlet dahil bazı ülkeler, Makedonya’yı Anayasasında yazılı adı ile tanıyorlar. Ülkeyi Makedonya Cumhuriyeti olarak tanıyan dünyada ilk devlet olan Bulgaristan ise Üsküp ile Atina arasındaki tartışma çözüm bulmak üzereyken her ne kadar bu tartışmada taraf olmasa da konu ile ilgisiz olmadığını hatırlattı.
Ağustos ayının başında Makedon medyasına yaptığı açıklamada Dışişleri Bakanı Ekaterina Zaharieva, Sofya’nın “Kuzey” veya “Yukarı” Makedonya Cumhuriyeti türünden adları kabul etmeyeceğini açıkça gösterdi, çünkü bu tür çoğrafi tanımlar, “Pirin Makedonyası” olarak bilinen Bulgaristan’ın güneybatısı ile ilgili iddiaların önünü açıyor. Makedonya da adına çoğrafi tanımın eklenmesi fikrine karşı çıktığı için bir Yunan medya kuruluşu, iyi komşuluk anlaşması müzakereleri sırasında Sofya ve Üsküp’ün Atina’nın çoğrafi unsur talebine karşı cephe oluşturdukları tahmininde bulundu.
Ancak bu tahminin asılsız olduğunu açıkça ortaya koyan en az iki husus vardır. Birincisi – Bulgaristan’ın “Kuzey” veya “Yukarı” Makedonya Cumhuriyeti gibi coğrafi tanımları kabul etmediği daha 2011 yılında dönemin cumhurbaşkanı Geori Pırvanov tarafından açıklandı. İkincisi de gerek 2011’de gerekse şimdi olsun Bulgaristan’ın hem Makedon hem Yunan tarafının görüşüne saygı gösterdiğini inkar etmenin yolu yok. Zamanında Pırvanov, Sofya’nın Makedonya’nın adı konusunda taviz sonucu olan her adı destekleyeceğini ve yapıcı tutum izleyeceğini açıklamıştı. Şimdi Dışişleri Bakanı Zaharieva da Atina ile Bulgaristan için makul olabilecek çözümleri görüştüğünü ifade etti. Bu çözümlerin tam olarak ne olduğu bilinmiyor, çünkü meselenin hassasiyetinden dolayı görüşmeler büyük bir gizlilik içinde yürütülüyor. Medyada çıkan bazı iddialara göre Atina için kabul edilir olan adlar “Vardar Makedonyası” ve “Üsküp Cumhuriyeti” olmaktadır. Geçmişte yapılan müzakerelerde ikincisinin Makedonya tarafından reddedildiği biliniyor.
Bu arada Üsküp’te yaşanan hükümet değişikliği yeni beklentilere yol açtı. Makedonya ve Yunanistan arasındaki isim sorununun arabuluculuğunu yapan BM temsilcisi Matthew Nimetz, geçen ay yaptığı yorumunda anlaşmazlıkta taraf olan iki ülkenin çözüm bulmalarında yeni bir şans gördüğünü belirtmişti, bazı diplomatik kaynaklar ise sonbaharda müzakerelerin yeniden başlama ihtimalini verdiler. Üsküp’teki iktidar değişikliğinin üzerine Makedonya’nın NATO’ya geçici adı ile kabul edileceği yönünde tahminler yapılıyor. Ülkemizde iktidar olan GERB partisi çevrelerinde yapılan gayri resmi açıklamalara göre bu uygun bir çözümdür. Bu çözüm bir yandan 1995’te Üsküp ile Atina arasında yapılan ve Makedonya’nın geçici adı ile uluslararası örgütlere katılabileceği özellikle beliritilen anlaşmaya uyuyor. Öte yandan Makedonya’nın bu isimle NATO’ya katılması, Yunanistan’ın AB üyeliğine uyguladığı vetoyu herhangi bir anlamdan yoksun hale getirecek. Gelişmelerin bu yönde seyretmesi, tartışan iki ülke arasındaki gerginliği azaltıp ihtilafın kesin çözümünü de kolaylaştıracak. Bunun böyle olup olmayacağını büyük ihtimalle sonbaharda, veya Yunanistan Dışişleri Bakanının Üsküp ziyaretinde bulunacağı henüz Ağustos ayının sonunda anlayacağız.
Çeviri: Tanya Blagova
Üç yılda yedinci kez Bulgaristan vatandaşları milletvekili seçimini yaptıktan sonra, seçim neticeleri bazı kulis arkası oyunları da su yüzüne çıkardı. Kesin oy sayımında %4 olan barajı aşmak için %0.01 oyu yetmeyen “Veliçie” partisinin..
27 Ekim’de düzenlenen erken genel seçimlerinde oy kullanan seçmenler daha da renkli bir parlamentonun hatlarını çizdi. İlk tahminler 9 partili bir Halk Meclisi yönündeydi, ancak Merkez Seçim Komisyonu(MSK)’nun sandık kurulu protokollerinin yüzde 100’nün..
Sıradaki erken genel seçimler artık arkada kaldı. Geçen erken seçimlere kıyasla katılım oranın biraz daha yüksek olması dışında, siyasi tahminlerde ve politik yapılaşmaların ne olacağı ve nasıl bir kabine ortaklığı kurulacağı sorularına yanıt bulmak yine..