18 Eylül’de Sofya’nın merkezinde, eskiden hamam ve Merkez Banyo meydanı olan bugün Sofya Müzesi olarak kullanılan binanın önünde Geleneksel Sonbahar Arıcılar Fuarı açıldı. Ülkenin farklı köşelerinden gelen arıcılar, arıların vızıntılarını beraberinde getirdi. Arının, yani doğanın verdiği olağanüstü ürünlerden her biri büyük bir özenle hazırlanmış.
Geleneksel Sonbahar Fuarında Bulgaristan Arıcılar Birliği Başkanı Mişo Mihaylov özel olarak Bulgaristan Radyosu Türkçe Yayınlar Bölümü için konuştu:
“2005 yılından bu yana yılda iki defa düzenleniyor. Fuarlardan bir tanesi baharda, yani Paskalya yortusuna, diğeri de sonbaharda “Sofya Arıbalı Festivali” adı altında 17 Eylül-Sofya'nun gününe denk geliyor. Burada ülke genelinden arıcılar katılıyor. Amacımız arıbalını ve diğer arı ürünlerini popülarize etmek, Sofyalılara ve gelen konuklara arıbalı, balmumu, propolis, arı sütü, arı poleni, tek sözle tüm arı ürünlerini tanıtmaktır. Aslında Sofya’nın merkezindeki Banya, yani hamam yeri eski arıbalı pazarı imiş.”
2017 arıcılar açısından nasıl bir yıldı, diye sorduğumda şu cevabı verdi Mişo Mihaylov:
“ 2017 yılı genel olarak arıcılar için bölgelere göre değişiyor. Dobruca, Tuna kıyısında Trakya ovasında arı balı miktarı çok farklı. Mesela Pleven bölgesinde oraganik arıcılar bile arı kovanı başına 25’er kilogram bal elde etmiş. Ki bu da son derece iyi bir verimdir. Dobruca’da ise verim 40-50 kiloyu buluyor. Köstendil, Blagoevgrad gibi Güneybatı bölgelerde arıcılar hala arılara ek şeker veriyor, çünkü açlıktan ölme tehlikesi var. Tek sözle manzara çok farklı. Genel olarak değerlendirecek olursak bu yıl, geçen yıla nazaran daha düşük verimli bir yıldır. Geçen yıl arılarımız bize 10 500 ton bal vermiştir. Bu yıl ise bu rakamın altında arıbalı elde edilecek. Yabancı ülkelere satılan bal mikarına gelince, genelde ürünün dörtte birini, yani %70-75 oranını yurtdışına satıyoruz. Geri kalan miktar ülkenin ihtiyaçlarını karşılıyor, gıda sanayide kullanılıyor ve arıcılar, bir miktarını da arıların kışı çıkarmak için bırakıyorlar. Bulgaristan Avrupa genelinde arıbalı üreticisidir ve yurtdışında büyük ilgi var. Aynı şey Ortadoğu için de geçerlidir. Maalesef, bizler Avrupa pazarında küçük bir üreticisiyiz, arı balının yaklaşık %1 oranı bize ait.”
Bulgaristan balının en büyük alıcısı kimdir, diye sorduğumda Mişo Mihaylov şu cevabı verdi:
“Almanya. Genelde AB üye ülkelere en büyük satışlarımız var. Ortadoğu ve üçüncü ülkelere olan ihracatımız da kayda değer. Büyük talebi ürettiğimiz arı balının kalitesine borçluyuz. Çünkü ülkemiz muhteşem bir doğaya sahiptir. Burada hatırlatmam gerek. Bulgaristan şifalı bitki çeşitliliği açısından dünya ikincisidir. İşte bundan dolayı Bulgaristan’ın elde ettiği arıbalı olağanüstü kalitesinden dolayı Avrupa genelinde kullanılan arı balına, bal iyileştiricisi olarak katılıyor. Çünkü Çin, Arjantin, Meksika’nın ürettiği büyük miktardaki ballar meyve balları, bizim arı balımız ise nektar balıdır.”
Sofya’da arcıların birraya geldiği dünkü günde, Silistra ve Gotse Delçev bölgesinden arıcılar, tarımda ve hayvancılıkta kullanılan pestisit, yani haşarata karşı mücadelede kullanılan ilaçlardan dolayı arılarda kitle ölümlere neden olduğuna dair sinyaller geldi. Bu soruyu Arıcılar Birliği başkanı Mişo Mihaylov’a da sormadam geçemedik. Dedi ki:
“Söz ettiğiniz arıcılar birliğimizin üyeleridir. Özellikle Gotse Delçev bölgesinden arıcılar, bölgede iri baş hayvanlarda görülen nodüler dermatit hastalığında aşı yerine, yerli hayvan sahipleri havadan ilaçlamayı tercih ettikleri için arıların kitle haldeki ölüme neden olduklarından dolayı savcılığa bile baş vurmuşlar. Çünkü havadan ilaçlama bir taraftan arı aillerini öldürdü, diğer taraftan ise ayakta kalan arıların bağışıklık sistemini düşürdü ve onlar kışı çıkaramadılar. Bizler Bulgar Gıda Güvenlik Ajansına baş vurduk ve havadan ilaçlanma yerine hayvanların aşılanmasını önerdik. Diğer taraftan tarla sahipleri veya icarla tarla işleyenlerle hala anlaşamadık. Onlar tarlalarını iştedikleri zaman ilaçlıyorlar ve önceden de haber vermiyorlar.”
Röportajın sonunda Bulgar Arıcılar Birliği başkanı Mişo Mihaylov 26 Eylül ile 4 Ekim günleri arasında İstanbul’da düzenlenecek Uluslararası Arıcılar Kongresinde Bulgaristan’ı temsil edeceğini ve başta Türkiye olmak üzere diğer Balkan ülkelerinden arıcılarla bir araya geleceğini, duyurdu.
Sonbahar Arıcılar Fuarında yer alan sergiler, stantlar arasında çok güzel süslenmiş, farklı arı ballarının özenle yazılı etiketli kavanozları ve özellikle de balmumundan yapılan birbirinden sevimli ve güzel figürler dikkatimi çekti. Stant sahibine mikrofonu uzattım:
“Adım Petya İvanova, Ostrov köyündenim. Merasına, bitkilerine göre Vratsa Koca Balkan’dan Tuna boyuna kadar, arıcılık yapıyoruz. Şu anda 700 tane arı kovanımız var, mobil arıcılık bizimkisi. Mevsimine, çiçek açma dönemine göre, arı kovanlarını bir yerden alıp başka yere taşıyoruz. Arı çiftliğimiz bir aile çiftliğidir. Bölgede ve tabii ki her yerde bitkilerde ağaçlarda tozlaşma çok önemli olduğu için arıcılar arı balın dışında bir de doğada bu işi sağlayan kişilerdir.”
Petya İvanova da, aynen Birlik Başkanı Mişo Mihaylov gibi son yıllarda kullanılan ilaçlardan şikayet etti. İlaçlar, arıları, arı ailelerini feci bir şekilde etkiliyor dedi. Kendisine 700 arı kovanının nasıl bakıldığını sormadan da geçemezdim:
“Bu bir aile çiftliğidir, ben, eşim, oğlumuz bu çiftlikte çalışıyoruz. Henüz öğrenci olmasına rağmen kızımız da yardım ediyor. Ancak bal çıkarma dönemi geldiği zaman ek işçi alıyoruz. Aslında bizde bal dolu petekler makinelerle taşınıyor, bal çıkarma işi ise otomatiğe bağlanmıştır. Peteklerin üretim hattına verilmesinden itibaren peteklerin açılması ve balın çıkarılmasına kadar, herşey teknolojiye sayesinde yapılıyor. “
Petya İvanova’ya “Vratsa dağından Tuna boyuna kadar yetiştiridikleri arılardan hangi tür ballar elde ediyorsunuz”, diye sordum. Şu cevabı verdi:
“Temel arı ballar arasında başta rapitsa veya kolza balı geliyor. Çünkü en erken çiçek açan bitki rapitsadır. Seyyar kovanları rapitsa tarlalarına götürüyoruz ve orada bitkilerin tozlanmasını sağlıyoruz. Ardından akasya balı geliyor. Bizim Vratsa bölgesinde her yıl akasya balını temiz halde elde edemiyoruz. Daha sonra ıhlamur geliyor. Arı kovanlarımızı Vratsa dağına taşıyoruz, orada “Vraçanski lozya” diye bir bölge var. Burada ıhlamurlar çok uzun dönem çiçek açıyor. İlk önce dağın eteklerindeki ağaçlar, daha sonra rakım yükseldikçe diğer ıhlamurlar da çiçek açıyor. Böylece arılara mera zamanımız uzun, bölgemiz ise geniş oluyor. Bulgarca'a “magareşki bodil”, Türkçe'de ise devedikeni olarak bilinen bitkiden de arı balı üretiyoruz, çünkü bölgemizde çok boş ve terkedilmiş araziler, tepeler, bayırlar var. Aslında devedikeni balı çok güzel, çok lezzetli ve hafif baldır. Ama ana bitki olarak ayçiçek bitkisi var. En fazla bal ondan elde ediyoruz. Sonbaharda arıları kışa hazırlarken şifalı bitki balı elde ediyoruz. Arı balının her çeşidi çok faydalıdır insan vücudu için.”
Başında da dediğim gibi Petya’nın sergisinde balmumundan yapılan figürler beni cezbetti. Onları kim yapıyor diye sorduğumda Petya:
“Ben ve kızım” cevabını verdi ve devam etti. Balmumu, mum halinde çok faydalı. Hem daha yavaş alev yapıyor, hem de sağ sola damlamıyor. Tütemiyorlar. Bunlara ilgi artıyor, gerek hediyelik eşya olarak gerekse evde kullanmak amacıyla satın alınıyor."
Fotoğraflar: Şevkiye Çakır
Almanya’nın ekonomisi daralıyor ve Almanya Ekonomi Bakanlığı GSYH’de yüzde 0.2’lik bir küçülme bekliyor. Bunun sebepleri ise enerji güvenliğinin eksikliği, aşırı bürokrasi ve kalifiyeli iş gücü açığından kaynaklanan ekonominin yapısal sorunları ve..
İstihdam Ajansı’nın bir araştırmasına göre, önümüzdeki 12 ay içinde Bulgaristan’daki iş dünyasının yaklaşık 262 bin çalışana ve uzmana ihtiyacı olacak. Bu rakam, şu anda istihdam edilenlerin yaklaşık yüzde 9.3’üne tekabül ediyor. 2023 yılı..
2024 yazında çıkan yangınlardan zarar gören çiftçiler , bugünden itibaren “De minimis” yardımına başvurabilecek ve Devlet "Tarım" Fonu Bölge Müdürlüklerine başvuruları için yalnızca 10 gün süreleri var. Söz konusu yardım alma hakkına,..
Uluslararası iş ve ekonomi gazetesi Financial Times (FT) tarafından aktarılan habere göre, Rus enerji devi Lukoil , Balkanlar'daki en büyük..