Şumen muhabirimiz Ayşe Latif, Burgas’daki “Sırtse za jivotnite” sivil toplum kuruluşundan İrena Grozdanova ile bu konuyu konuştu.
İrena Grozdanova, “kış aylarında sokak hayvanları için karton kutuları naylonla sararak evcikler yapmak ve hayvan olan yerlere yemek ve su bırakmaktan başka ne yapabiliriz…” diyor ve sözlerine devamla şunları paylaşıyor:
“Köpekler için, Sofya’da başarılı bir şekilde çalışan bir şeyi de önerebiliriz. Söz konusu ahşap evler. Ancak bunlar için özel şartlar var ve köpekler için ahşap evcik kurulacak yerde bunlara uyulmalıdır. Ahşap ev yerleştirilecek yer için Belediye’den özel izin alınmalı, burada yaşayacak köpekler kısırlaştırılmış, aşılı ve pasaportlu olmalıdır. Aynı şekilde bu evciklerde yaşayacak köpeklerin insanlara ve hayvanlara saldırmamaları için gözetmenleri olmalı.”
İrena Grozdanova, “Sırtse za jivotnite” sivil toplum kuruluşunun çok kişi tarafından arandığını anlatıyor. Birçok kişi otobanlarda, köy yollarında ormanlarda terkedilmiş risk altında olan köpekleri bildiriyor bize.
Ancak diyor İrena: “Bizim bütün hayvanlara yardım etme imkanımız yok. STK’lar bağışlar ile ayakta kalıyor. Bulgaristan halkının ise çok bağış yapma eğilimi yok. Vatandaş bizim kuruluşlarımıza Avrupa fonlarında para yağdığını düşünüyor, oysa bu böyle değil.”
Bir yandan insanlar kış soğuklarında ısınabilmeleri için sokak hayvanlarına evler yaparken, diğer yandan da kötü niyetli insanların hayvanlar için bırakılan yemeklere zehir atmayacağının garantisi var mı? diye sorduğumuzda İrena Grozdanova şöyle cevap veriyor:
“Bunun hiçbir garantisi yok. Bu eylem suç sayılmalıdır. Hayvan polisinin de iyi çalışmaması başka bir konu. Hayvan polisi önleyici bir şekilde çalışmıyor, genellikle meydana gelen saldırıyı kaydediyor ve bu kadar…”
İrena Grozdanova, sokak hayvanlarının sorumlusunun aslında biz insanlar olduğunu söylüyor. Maalesef bu insanların sokağa attığı hayvanlar evcil hayvanların yavrularıdır. Bulgaristan vatandaşı için “kısırlaştırma” pis söz, insanlar hayvanları kısırlaştırmak istemiyor… ve sokaklar çoğu zaman evcil hayvanların – kediler köpekler – yavruları ile dolu.
Köylerde ise durum çok daha kötü. İrena Grozdanova’ya göre, burada muhtarlarla çalışılmalı. Muhtarlar insanlara kısırlaştırmanın faydalarını anlatmalı, çünkü kısırlaştırılan bir köpek çok daha sakin oluyor.
Her yerde sokak hayvanlarının nüfusunu azaltmak için belki her yerde programlar var, ancak her yerde bu programlar üzerinde çalışılmıyor. Belediye idareleri ve muhtarları harekete geçirmek için ne yapılmalı?
İrena Grozdanova anlatıyor: “Kısırlaştırılmamış hayvan için vergi yürürlüğe sokulmalı. Bu verginin de yüksek olması lazım, ki bu şekilde hayvan sahipleri hayvanları kısırlaştırmak için teşvik edilmiş olacaklar. Hele ki köylerde muhtarlara çok iş düşüyor. Halk eğitilmelidir, bütün mesele budur.”
“Sırtse za jivotnite” sivil toplum kuruluşu şu anda 30 hayvana bakıyor. Ancak köpek barınakları otel değil. İnsanlar köpeklerin barınağa girdiği zaman çok güzel bir yere girdiğini düşünüyor, ancak burada küçük bir köpek yavrusu için çok büyük tehlikeler olabilir.
Barınakta son derece dirençli virüsler var ve bunların köpeğe bulaşması an meselesi.
Donmanın dışında soğuk havalar köpekler için başka ne tür tehlikeler getirebilir? sorusuna İrena Grozdanova şöyle yanıt veriyor: “Sokak köpekleri genellikle birçok virüs taşıyıcısıdır, çünkü onlara gerektiği gibi bakım yapan birileri olmuyor. Köpekler parazitlerden temizlenmiş, aşılı ve kısırlaştırılmış olmalıdır.”
Son olarak İrena Grozdanova’ya her şeye rağmen insanların hayvanlara daha iyi davranmaya, onlarla ilgilenmeye başladılar mı? diye sorduğumuzda şöyle cevap veriyor İrena Grozdanova:
“Evet, bu doğru. Yürekli insanlar var, ancak bunlar denizde birer damla. İnsanların çoğu “Neden insanlara yardım etmek yerine hayvanlara yardım ediyorsunuz?” diyorlar. Sürekli bize bu soruyla saldırıyorlar. Ancak sen hayvana yardım etmezsen, insana da yardım etmezsin. Evet, açlık çeken insanlar var, ancak hayvanlara yardım edecek kimse yok. Bunu yapan insanlar çok az. Umarım Bulgaristan halkı gözünü açar ve hayvanların bizim hayatımızın bir parçası olduğunun farkına varır” diyor İrena Grozdanova.
Türkçesi: Özlem Tefikova
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..
“Hak ve Özgürlükler İttifakı” , Türkiye’de Bulgaristan’daki erken Parlamento seçimleri için kullanılan 48 000'den fazla oydan yaklaşık yüzde 65'ini ikna edici bir şekilde kazandı. Bu, 46495 kişinin oy kullandığı Haziran seçimlerine nazaran biraz..