Bulgaristan Radyosu dinleyicileri, “Şu Kazanlık yollarında” türküsüyle tanıdı ve sevdi Şumen’in Vılnari köyünden ses sanatçısı Vehbi İsmailov’u.
Dönemin Sofya Radyosu’na gelişine dair her ses sanatçımızın bir hikayesi vardır- gerek türkü yarışması, gerekse tiyatro sayesinde keşfedilen güzel sesler, bir anda Sofya Radyosunun Birinci Studyosunda buluverdi kendini. Zamanın yönetmenleri Boyan Nankov, Dimitar Dinev ve Turgut Şinikarov’un titiz çalışmaları ve özel olarak ülkenin farklı bölgelerinden gelen en iyi saz ustaları eşliğinde, ortaya binlerce güzel kayıt çıktı ve bugün bütün bu eserler de Bulgaristan Radyosu’nun paha biçilemez mirasıdır.
Vılnari köyünden Vehbi İsmailov Hasanov’un hikayesi de diğer ses sanatçılarımızınkinden pek farklı değil.
Radyomuza konuşan Vehbi İsmailov “29 Nisan 1979 yılını hiçbir zaman unutmayacağım. Bu tarih hayatımda dönüm noktası oldu. O zamanlar Tolbuhin, bugün Dobriç ismini taşıyan şehirde ses yarışmaları vardı. Dimitar Dinev, Turgut Şinikarov ve Sabahattin Bayramov, bu yarışmaya özel olarak Sofya Radyosu’ndan geldiler. Orada tek bir türkü seslendirdim ve ardından Turgut Şinikarov “Seni Sofya Radyosu’na davet edeceğiz ve orada kayıt yapacağız” dedi. Tam da öyle oldu. Ben Şumen’den uçağı bindim ve soluğumu Sofya Radyosu’nda aldım. Beni orada Turgut Şinikarov bizzat karşıladı ve kayıtlar boyunca benimle ilgilendi. Şinikarov’un benim sesimden çok sevdiği “Şehriban” türküsü vardır:
Evlerim önünde Şehriban,
yaban asması hey, aman, aman
dokülür yaparağı kalır asması...
Ses sanatçısı, yıllar öncesi yönettiği Vılnari köyü heveskâr folklor grubunun anılarını da paylaşmadan geçemiyor: “Bir sezonda tam 47 köye misafir olduk ve sahne aldık. Şumen Tiyatrosu ses sanatçılarından Emel Tabakova, bunu duyunca “Ne Şumen, ne Razgrad, ne de Kırcali Tiyatrosu bu kadar köyde konser verebilmiştir. Bunu siz başarmışsınız” dedi.
Şumen’in Vılnari köyünden ses sanatçımız Vehbi İsmailov, sözüm ona “ilk sahne çıkışını” da hatırlıyor: “Üçüncü sınıf idim, öğretmenimiz sesimi keşfetmiş olacak ki, benden sınıf önünde türkü söylememi istedi. “Ama, hocam, ben çok utanıyorum, dedim. O da, bana “Sen geç kara tahtanın arkasına (o yıllarda kara tahtalar sabit duvarda çivili değildi, ayaklı ve her yere taşınabilinirdi) ve türkünü orada söyle” dedi. Ben de hiç unutmam Ahmet Cumalı’nın “Kır beygiri nallatalım, bin taligaya anlatalım...” türküsünü ilk defa kalabalık önünde söylediğim türkü oldu... Röportajın devamını ekteki linkten dinleyebilirsiniz.
Hazırlayan: Şevkiye Çakır
Sürücüler , Karayolları Trafik Kanunu ihlallerinden dolayı İçişleri Bakanlığı tarafından kesilen cezaları artık devriye arabalarında bulunan POS terminaller aracılığı ile de ödeyebilir. Vatandaşlara kolaylık sağlanması için Şumen İçişleri İl..
Yaşadığı yerin kültürel ve dini zenginliğini temsil eden, barış ve sevgi mesajlarını resim ve yazılarıyla duyuran bir kızla tanışacağız- Dilek Yüksel. Dobruca ovasının Tervel şehrinden olan Dilek, "Yordan Yovkov" okulunda 11. sınıf öğrencisi...
Edirne Trakya Üniversitesi (TÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Yıldırım, 1878’den günümüze kadar Bulgaristan'dan Türkiye’ye göçler konusundaki çalışmasını BNR Türkçe Yayınlar Bölümünde “Sizden bize, Bizden size” programında..
Sürücüler , Karayolları Trafik Kanunu ihlallerinden dolayı İçişleri Bakanlığı tarafından kesilen cezaları artık devriye arabalarında bulunan POS..