Ağlayarak geldiğimiz dünyada güle oynaya yaşar, zaman zaman da ağlarız. Zamanı gelince ağlatarak da gideriz.
Dünya fanidir, hiç kimse burada mekan tutmaz. O yüzden Peygamber Efendimiz "ya bir garip ya da bir yolcu gibi ol" demiştir. Bu dünyada insan için önemli olan insanca yaşayıp Yaratıcısını tanıyıp Ona kulluk etmektir. Bunun için önemli olan ise ahiret yurdunu unutmadan oraya yatırım yapmaktır.
Bu dünyadan göç eden insana ardından kalanlar da hayırda bulunabilir, onun ahiret yurdunu mamur etmede katkı sağlayabilirler. Fakat esas ve belirleyici olan insanın kendi yurdunu kendisinin inşa etmesidir.
Bununla birlikte ölen insanın yakın ve sevdikleri onun namına istiğfar ederek bağışlanmasını istemesi, rahmet dileyip dua etmesi, cenaze namazını kılıp Kur'an okuması, toplum faydasına hayırlar yapması, sadaka vermesi, hatta kurban kesip haccetmesi faydalı olur.
Dualarıyla insanların ruhlarını kurtaran Hz. Meryem’i Gerçek Yaşamın Annesi olarak adlandırıyorlar. O, Yaratıcı’dan sonra herkesin ona yöneldiği en sevilen ve en yüceltilendir. Hristiyanlar, 15 Ağustos’ta Meryem’in Göğe alınışı (yükselişi) yortusunu..
Meryem Ana’nın göğe yükselişinin kutlandığı günden önce K ü stendil’de “Panagia- ekmeğin yükselişi” adı altında ritüel ekmeklerin sergisi açıldı. Panagia- Meryem Ana’nın, ekmeğin yükselişi ve ekmeği paylaştırma geleneğinin adıdır. Bu günde gelenek..
Önümüzü aydınlatan hakikat ışığının doğması için zaman zaman fikrilerin çarpışması normal ve gereklidir. Zira insan düşünen bir varlıktır ve doğal olarak düşündüğünü de söyleyecektir. Herkes fikirlerini paylaşınca farklılıklar ortaya çıkacaktır..