Öğrencilerin öğretmenleri ile iletişimin online ortamda veya pleksiglas baryer üzerinden olması, okul koridorunda sadece oklarla belirlenen yolu takip ederek hareket etmeleri, nefes alıp vermelerini zorlaştıran maskeler taşımaları, duygularını ifade edememeleri, devamlı sosyal mesafe kuralına uymaları gerektiğini işitmeleri ve hapşırdıkları halde tecrit odasına kapatılıp velilerinin gelip kendilerini almasını beklemeleri acaba normal mi?
Ülkemizde ve bütün dünyada öğrencilerin okul hayatındaki bu kurallar, sözüm ona "yeni normalin" bir parçası oldu.
Acaba bu yeni gerçekler gerçekten normal mı? Koronavirüsün yayılmasına karşı uygulanan önlemler okullu çocukların psikolojisini ne yönde etkiliyor?
Bu sorular üzerine bilinen bir okul psikoloğu olan İvan İgov: "Açıkçası bilmiyorum. Bundan önce buna benzer bir durum hiç yaşamadık" cevabını verdi.Covid-19 pandemisini diğer sosyal sarsıntılarla karşılaştıran psikolog, her iki durumda travma sonrası stres bozukluğunun söz konusu olduğunu belirtti.
"Genelde bu durum krizden birkaç hafta ile birkaç ay arasında değişen süre sonra ortaya çıkarken halihazırda kriz devam ediyor" diyen İvan İgov, bununla birlikte yaşananları abartmamak gerektiğini de ileri sürdü:
"Farklı yaş gruplarındaki çocukların tepkileri de farklı olur. Daha küçük olanlar durumu bir oyun gibi algılar. Ayrıca okulda maske takılan süre günde 20 dakika kadar olup nispeten kısa sürüyor. Öğrenciler derste maskesiz olduğu için asıl stresi bence öğretmenler yaşıyorlar".Daha büyük öğrencilerde ise travma sonrası stres bozukluğu, saldırganlığa yol açabiliyor. Ülkemizde okul zorbalığı zaten yeterince yaygınken şiddet olaylarında artış beklenebilir. Saldırganlık derken dışa vurulan saldırganlıktan başka ayrıca içe dönük türünü de unutmamak gerekir. Okullu çocuklar içine kapanarak depresyon belirtileri gösterebilir, bazı aşırılıklara da gidebilirler.
İvan İgov, Covid-19 ortamında stresi artıran bir etken daha olduğuna dikkat çekti. Büyük şehirlerdeki okullar fazlası ile kalabalıktır. Zamanında 300-500 öğrenciyi alacak şekilde tasarlanmış olan bu binaların bazılarında halihazırda 1300-1500 çocuk vardiyalı olarak eğitim alıyor. Dolayısıyla çok sayıda öğrencinin yılımasını önlemek üzere yapılan ders ve teneffüs saati değişiklikleri, gerginliği daha da artırıyor. Bu okullada sosyal mesafenin korunmasına elverişli şartlar mevcut değildir.
"Yeni normal" dediğimiz gerçekler yetişen nesilde çarpıtılmış bir sosyal model oluşturabilir mi? Hijyen ve izolasyon düşüncesi saplantı halini alabilir mi?
"İçinde bulunduğumuz durumun çocuklarda kalıcı etkiler bırakacağını düşünmüyorum. Sosyal psikolojide travma sonrası stres bozukluğu örneğin savaş sonrası dönemlerde izleniyor. Tabii savaşlar çok daha uzun süre zarfında çok daha büyük travmalar getiriyor. Özellikle çocuklar olmak üzere nesiller sosyal sarsıntılara ayak uydurmayı başarıyorlar. Bence bahar mevsimine kadar bundan kısa süre öncesine dek yaşadığımıza yakın olan bir normale döneceğiz. Çocuklar ise hijyen kurallarına daha sıkı uymayı ve daha hassas olmayı öğrenecek" şeklinde konuştu okul psikoloğu İvan İgov.
Fotoğraflar: BGNES, dnevnik.bg, özel arşiv ve arşiv
Bulgaristan’da Türklere yönelik dönemin Komünist Partisi yönetimin başladığı ve “soya dönüş”olarak tabir ettiği isim değiştirme süreci Türklerin direnişi ve isyanına yol açtı. Zorunlu isim değiştirme uygulaması, 1984 yılının 23 Aralık’ı 24 Aralık’a..
Beşar Esad rejiminin devrilmesinden bu yana AB'de şu ana kadar Suriye konusunda hakim olan tutum, temkinli iyimserlikten ibarettir. AB’deki politikacıların çoğu, El Kaide ve İslam Devleti'ne yakınlıkları nedeniyle “Heyet..
Noel Yortusu sabahı, Hazreti İsa’nın doğduğuna dair sevinçli haber dünyanın her bir noktasına yayılır ve bu özel güne yakışır özel ritüeller gerçekleştirilir. Bulgarları Noel Arifesinde sofranın etrafına toplayan sessiz ve kutsal gecenin..
Tuna nehri üzerindeki Tutrakan şehrine yakın bulunan ve korumalı alan statüsünde olan “Kalimok-Brışlen” mevkiinde bu sezon için ilk tepeli pelikan..
Bulgaristan Radyosu 16 Şubat’ta 89. yılını kutluyor . Kuruluşundan bu yana geçen uzun yıllar boyunca çok dilli medya kuruluşumuz, bilgi kanalı olmaktan..
16 Şubat 2025’te Bulgar Telgraf Ajansı’nın ilk müdürü Oskar İskander’in imzasının taşıyan ilk BTA bülteninin çıkması üzerinden 127 yıl tamamlanıyor..