Bulgaristan’da Türk halk müziğine adını altın harflerle yazmış sanatçılarımızdan biri Vasviye Şabanova.
7’den 70’e deyimi adeta onu ifade ediyor. 7 yaşındaymış, ninelerinden öğrendiği türküleri aile fertleri ve sokakta oynadığı arkadaşları önünde söylemeye başladığı ilk yıl. 2020’de ise artık 70 yaşında! Ömrünün 70. yılında da, aynen 7’sinde olduğu gibi, kadife sesi kulaklar ve gönülleri okşamaya devam ediyor.
Razgrad’ın Trapişte köyünde 16 Şubat 1949’da doğan Vasviye Şabanova, günümüzde de Deliorman’da yaşıyor. Razgrad’dan ayrılmayı düşünmeyen sanatçı, yerli folklorun, yerli kültürün nimetlerini günümüze kadar taşımayı da başarıyor.
Razgrad’da sesinin güzelliği ve oyunculuk yeteneğini fark eden okuma evi onu 1965 yaz aylarında Silistra’ya “Amatör Kolektif Yöneticisi” kursuna gönderir. O zamanlar ülkedeki Türk Sanat Toplulukları (kolektifler) altın çağını yaşıyor. Silistra’daki eğitimini başarıyla tamamlayan Şabanova, daha aynı yıl /1965/ o zamanki adıyla Razgrad Devlet Türk Estrad Tiyatrosuna ana solist şarkıcı olarak göreve alınır.
İşte Trapişte’li Vasviye’yi VASVİYE ŞABANOVA yapan yer de bu tiyatro olur.
Dönemin Türk tiyatroları Türkçe yayın yapan BNR Sofya Radyosu ile sıkı işbirliğinde çalışır.
BNR Altın Müzik Fonu’ndan neredeyse şarkı ve türkülerin %80’ini o zamanların Kırcali, Razgrad, Şumen v.b. tiyatrolarından sanatçılar söylemiştir.
Vasviye Şabanova’nın Razgrad’dan Sofya’ya ilk yolculuğu 1966 yılında gerçekleşir. Bir sanatçı için BNR’de türkü kaydı yaptırmak o zamanlar en büyük ödül ve takdirdir.
1966’da Vasviye Şabanova radyonun 1. stüdyosunda ilk eserlerini banda alır- “Münevver”, Karpuz kestim” ve Binnaz kızı”.
“Vasviye Şabanova" simgesi olmuş iki şarkı ise “Ak güvercin olaydım” ve “Çemberimde gül oya” sanatçının 1967’de Sofya Radyosunda kayda aldığı iki harika eserdir.
O yıllardan bu yana Bulgaristan’da Türk Folklorunun sembol ismi haline gelmiş Vasviye Şabanova, “Sizden bize bizden size” programında konuğumuz oldu.
Röportajın tamamını yukarıdaki ses dosyasından dinleyebilirsiniz.
Fotoğraflar: özel arşiv
Bulgaristan’ın kuzeydoğusunda yer alan Veliçka’da köyün doğal mirasının birer parçası haline gelen iki asırlık meşe yi bilmeyen yoktur. Quercus spp türünden olan ağaçların etrafı 1990 yılında çitle çevrelendi, tahmini yaşlarını gösteren tabelalar..
“Kültür Başkentimizde” keyifli yolculuğun ikinci bölümüne hoş geldiniz! Son olarak Roma Stadyumu önünde kalmıştık. Medeniyetler beşiği şehrin 2. ve 3. asır antik dönem kalıntıları üzerindeki meydanda bir de minare yükseliyor. Dönemin..
Ülkedeki çocuklarda balık tüketme alışkanlığı yok. Her beş çocuktan biri balık yemiyor. Balık tüketmek, mutfak geleneğinin bir parçası değildir. Okullu çocukların beslenme alışkanlıklarına dair ulusal çapta düzenlenen temsili araştırma dan..
Dağlarında, ormanlarında, meralarında yetişen bir birbirinden farklı ağaç, çiçek ve şifalı bitkiler sayesinde Avrupa’da en kaliteli..