Allah, insanı toplum içerisinde yaşamak üzere ülfet ve ünsiyet duygusuyla yaratmıştır. İnsanın özünde hemcinslerine karşı bir yakınlık ve muhabbet vardır. Ancak zaman zaman insanoğlu nefsinin isteklerine kapılarak adavete, kin, nefret ve düşmanlığa da kapılabilmektedir. Aslında zaten insanın hayatı olumlu hasletleri, güzel ahlâk özelliklerini olumsuz olanlara galip getirme mücadelesiyle geçmektedir. Nefsini kötülüklerden arındıran başarır ve kurtulur. Nefsini kötülüklerle başbaşa bırakan ise hüsrana uğrar.
İnsanın diğer insanlarla ilişkileri son derece önemlidir. Hatta insanın olgunluğu etrafındakilere karşı muamelesiyle ölçülebilir. İnsanın özündeki ünsiyetle çevresiyle ilgilenmesi onu olgunlaştırmakta ve olgunluğunu ortaya koymaktadır.
İnsanlarla ilişkilerde söz her zaman önemlidir. Tatlı sözün yılanı deliğinden çıkardığı malûmdur. Bu anlamda güzel söz ve hayır temennilerinde bulunmak insanlar arasındaki ilişkileri seviyeli tutmak açısından hiç de küçümsenmemlidir. Nitekim Yunus Emre de şöyle ifade eder sözün değerini:
Söz ola kese savaşı
Söz ola bitire başı
Söz ola agulu aşı
Balıla yağ ede bir söz
Bazen ağzımızdan çıkacak bir “Allah belânı versin!” sözü hem yönelttiğimiz kişiyi hem de bizi perişan edebilecek bir söz olabilir. Onun için Müslüman bedduadan kaçınmalıdır. Ama illâ bir olumsuz söz sarf edilecekse, “Allah mütehakkını versin!” sözü en doğru olur. Ne hak ettiysen Allah onu versin demek bizi yargıılayıcı olmaktan kurtarır.
Hasta olan birini ziyaret etmek hayırlı ve faydalı bir davranış olduğu gibi, hastaya “Allah şifa versin!” dileğinde ve duasında bulunmak da Müslümanca bir davranıştır. Çünkü hem hastayı motive edecek hem de mutlak anlamda şifayı verecek olanın Allah olduğu hatırlatılmış olacaktır.
Birisi vefat edince cenazesine katılmak Müslümanın borcudur. Vefat eden için en azından “Allah rahmet eylesin!” diyerek hayır duada bulunmak Müslümanca bir davranıştır. Bu aynı zamanda her hâlükârda Allah ile bağı tesis etmek demektir.
Birisine teşekkür babında “Allah razı olsun!” demek de son derece anlamlı bir duadır. Çünkü insan için en önemli şey Yaratıcısının rızasını kazanmaktır.
Her türlü kötülükten Rabbimize “Allah esirgesin!” ve “Allah muhafaza!” duasında bulunarak “Allah’a emanet olun!” sözleriyle emaneti en iyi koruyacak olana emanet etmek de anlamlı bir şey olsa gerek. Değil mi?
İnsan, Cenab-ı Allah tarafından yaratılmıştır. Bu yaratılışın ilk faslı ruhlar aleminde, elest bezminde gerçekleşmiş, ikinci faslı cennette yaşanmıştır. Devamı ise dünyada yaşanmaktadır. Varlığını yeryüzünde sürdüren insanın genetiğinde yaratılış..
İslâm dini insanın bütün hayatını kuşatan itikadî, fıkhî ve ahlâkî normlar bütünüdür. Hatta İslâm dinî sadece dünya hayatıyla sınırlı olmayıp dünya ötesi, ahiret hayatı ile ilgili konulara da taalluk etmektedir. İnsan, ömrü boyunca her an bir şeyler..
Şükür, insanın fıtratından gelen, yani doğal özelliklerinden biridir. Yapılan iyiliğe, verilen nimete değer vermek, kadirşinaslık göstermek ve bunu bir şekilde şükran ve teşekkür ile dile getirmek anlamına gelen şükür, nankörlüğün zıddıdır. Zira nankörlük,..