13 Ocak günü büyük Bulgar şairi ve Makedonya’daki kurtuluş hareketinin eylemcisi Peyo Yavorov’un doğumunun 143. yılını kaydediyoruz. 1878 yılında Çirpan kasabasında dünyaya gelen Peyo Yavorov daha 17 yaşındayken Bulgaristan’ın 1878 yılında kavuştuğu milli kurtuluşu döneminde doğup 13 Temmuz 1878 Berlin Antlaşması gereği Osmanlı İmpatarorluğu içinde kalan Makedonya’daki Bulgar topraklarına hürriyet getirme fikrine sarılmış bütün bir Bulgar nesli belirdi. Parçalanmış yurdu birleştirme düşüncesiyle Yavorov İç Makedonya- Edirne devrim örgütüne katıldı.1902 yılında ilk kez çeteci olarak Makedonya’ya gitti. VMRO’nun farklı basılı yayınlarının editörlüğünü yaptı. Gotse Delçev’in yakın çevesinden biri oldu, ilk biyografisini hazırladı. Вalkan Savaşları sırasında Makedonya – Edirne gönüllülerine katıldı.1912 yılında Hristo Çernopeev, Mihail Çakov ve Yonko Vaptsarov ile birlikte Kavala şehrini silahla ateş etmeden ele geçirdiler. Dramatik biçimde gelişen hayatından dolayı Yavorov’un yaratıcılığı ve şiirlerine trajik lirizm özgüdür.
Nitekim hayranları için Yavorov zarif aşk şiirleriyle Bulgar şiir sanatının en yüksek örneklerinden birine dönüştü. Bu lirik şaheserlerinin çoğu 1906-1907 yıllarında Fransa’nın Nancy şehrinde onun ikinci aşkı ve ilham perisi Mina Todorova’ya mektuplar şeklinde yaratıldı. Edebiyat eleştirmenleri Yavorov’u sık sık Baudelaire ile kıyaslıyorlar. Diğer bazıları lirik şiirlerinde Paul Verlaine’in zarifliğini görüyor. Ancak Yavorov’un şiirlerinde taklitten iz bile yoktur. Araştırmacılarına göre yüzünden intihar girişiminde bulunduğu kişisel faciası meydana gelmeseydi, Yavorov çağının eğilimlerine uyarak felsefi dramaturji alanında gelişim sağlayacaktı.
İslâm dini, Cenab-ı Allah’ın mesajlarının insanlar arasından seçilen bir kul ve peygamber olan Hazreti Muhammed vasıtasıyla insanlığa ulaştırılıp onun örnek hayatıyla yaşayarak gösterilmesinden ibarettir. Allah, Hazreti Muhammed’i özel olarak seçmiş, özel..
Trapezitsa, Bulgaristan’ın Ortaçağ’daki başkenti Tırnovgrad’ın (günümüz Veliko Tırnovo şehri) meşhur üç tepesinden biridir. Şehrin kuzeybatısında yer alan tepe, Ortaçağ’da Bulgar çarlarının ve Bulgar patriğinin sarayları yer aldığı Tsarevets tepesinin..
Güreş, çok eskilere dayanan bir beden terbiyesi ve spordur. Farklı dönemlerde farklı şekillerde ve türüne göre kurallara uyularak yapılan bu spor Türkler tarafından çok rağbet görmüştür. Mertlik, cengâverlik, güç ifadesi ve gösterisi olarak görülen ve ferdî..