Tırgovişte’nin Buynovo köyünden olup 1978 yılında 13 yaşında iken ailesiyle Türkiye’ye göç eden Cevat Çırak, köyde geçirdiği çocukluk yıllarını “Balkanlar’da kalan çocukluğum” başlıklı kitapta anlattı.
Bizler de bu kitaptan ilham alarak “Buynovo’da kalan çocukluğum…” başlığını verdik yazımıza.
Bulgaristan Radyosu’na konuşan Cevat Çırak, röportajına ilginç bir anısıyla başladı:
“Hatırlıyorum, ben Tırgovişte Zelena Morava köyü yakınlarındaki, o zamanlar “piyonerski lager” olarak bilinen çocuk kampında bulunuyordum. Babam beni almaya geldi ve “Hadi, Türkiye’ye göç ediyoruz” dedi. Ben de “Baba, ben köy kütüphanesinden iki kitap aldım, birisi Jules Verne’nin “Denizler Altında 20000 Fersah” romanıdır. Kitabı henüz bitirmedim, kitabı okuduktan sonra gitsek, olmaz mı” diye sordum”. Daha sonra Türkiye’ye geldikten sonra hatırlıyorum, bu kitap kütüphaneden aldığım ve okuduğum ilk kitap olmuştu.”
Cevat Çırak, Buynovo’nın okulunu, okul öğretmenlerini, arkadaşlarını, sokaklarını, meydanını, insanlarını, hatta köy barajını büyük bir sevgiyle, büyük bir ustalıkla kitaba aktararak aslında çocukluğuna olan özlemini anlatmak için en doğru yolu seçmiş:
“Güneşi gördüğünüzden akşam, güneş batana kadar, bu zaman diliminde köydeki çocuklar o kadar çok şey yaşıyorlar ki, o kadar keyifli ve mutlu bir hayat yaşıyorlar ki, onları özlememek ve tekrar hatırlamamak elde değil...Evimizde her türlü hayvan vardı, inek vardı, koyun vardı, keçi vardı, at vardı, ördek vardı...! Çocukluğumda sevdiğim ve daha sonra özlem duyduğum şeyleri çocuklarıma ve torunlarıma da sevdirmeye gayret gösterdim. Mesela, o zamanlar “morena” diye gofretler vardı, bugün benim çocuklarım ve torunlarım bile bunun ne olduğunu bıliyor ve seviyorlar.”
İnternetsiz, telefonsuz, ekransız, çocuk kahkahalarıyla dolu günleri özleyen daha bir kişiyi bulduğum için ise ben de çok memnun oldum! /Ş. Çakır/
Röportajın tamamını üstte ekli ses dosyasından dinleyebilirsiniz.
Fotoğraflar: özel arşivBilek güreşi, ülkemizde prestijli bir spor türü olarak az anılsa da Bulgaristan bu dalda dünya gücü olmak konusunda iddialıdır. Bulgar bilek güreşçileri, gerek Avrupa gerekse de dünya şampiyonluğunu defalarca kazanmış bulunuyorlar. Plamen..
Taş çatılı eski evleri, kıvranarak yukarıya doğru dağın içine giden yokuş sokakları ve yüzyıllık sırlar saklayan taş duvarları ile Kovachevitsa en güzel ve romantik Bulgar köylerinden biridir. Varlığını zamana aldırmadan sürdüren..
Uzun zamandır aile işi olarak toptan mantar ticareti yapan Evtim Kesimov , BNR Kırcali Radyosu’ndan Bilgehan Sali’ye konuşurken mantar işine nasıl başladığını anlattı: “ Bu işi 2000 yılından bu yana 24 yıldır yapıyorum. Mantar işine..
Taş çatılı eski evleri, kıvranarak yukarıya doğru dağın içine giden yokuş sokakları ve yüzyıllık sırlar saklayan taş duvarları ile..
Bilek güreşi, ülkemizde prestijli bir spor türü olarak az anılsa da Bulgaristan bu dalda dünya gücü olmak konusunda iddialıdır. Bulgar bilek güreşçileri,..