Sevimli kurbağa Vakvak bir yaprağı sandal olarak kullanıyordu. Rüzgâr onu gölde, bir tahtta otururmuşçasına gezdiriyordu. Nilüferin beyaz çiçeklerinin yakınından geçerken kokularını duyuyordu. Daha sonra, serinlemek üzere eğilen söğüt ağacının dalları yakınlarından geçip gururla kardeşlerini izliyordu. Şu anda kardeşleri yüzme dersindeydi.
Annesi Vake:
-Vakvakçığım, hadi gel, sana yüzmeyi öğreteyim! Gel de, istediğin yana yüzebilmen için ayaklarını ne şekilde kımıldatacağını göstereyim, dedi.
Kurbağacık dalgın bir şekilde söğüt ağacını seyrediyor, serçelerin iddalaşmalarını dinliyordu.
Annesi sakince:
-Vakvak, gel! Çünkü her kurbağa gölünü bilmesi gerektiği1 gibi, yüzmeyi de bilmeli, dedi.
-Şimdi öğrenmek istemiyorum, bu su çok ıslak, ben bunları yapabiliyorum zaten! diye yanıtladı kurbağacık.
Ancak aniden güneşin önünü bir şeyler örttü. Vakvak, gökyüzünde beyaz kanatlı, kırmızı ayaklı, uzun gagalı büyük bir şeyin uçtuğunu gördü. Daha önce hiç görmediğinden bu “kurbağa” ona çok ilginç geldi. Gölün üzerinde döne döne uçan bu “kurbağayı” hayranlıkla izledi.
Vakvak’ın gördüğü ilginç “kurbağa” neydi sizce çocuklar?
Masal: Margarita Pavlova
Çeviri: Habibe Halilibrahim
Resim: Beste Berber
Seslendiren: Özlem Tefikova
Müzik: Angel Kotev
Göz kamaştıran Noel süsü, müzik, salıncaklar, tatlılar ve el yapımı anmalıklarla dolup taşan rengârenk tezgahlar ... Bütün bunlar etrafımızı saran krizleri, savaşları ve kargaşayı en azından kısa süreliğine unutarak içimizi ısıtan Noel ve Yılbaşı..
1 Aralık tarihinde resmi olarak göreve başlayan Avrupa Komisyonu'nun yeni yönetiminin geçtiğimiz Çarşamba günü onaylanmasıyla birlikte , sadece parayla değil aynı zamanda politika larla da ilgili olan gelecek yıl için Avrupa..
Dünyanın farklı ülkelerindeki Bulgar topluluklarından soydaşlarımızın, ülkemizdeki memurların "Bulgar olduğunu söylüyorsun, ancak Bulgarca bilmiyorsun” azarlamasıyla karşılaşması alışılmadık bir durum değil. Bunlardan biri Arnavutluk’tan Bledar..