Radoslav Kirilov 11 yıldan beri İspanya’da yaşıyor ve resim çiziyor. Ve sanatın sınır tanımadığını ve dil engeli tanımadığını, insanları bir araya getirdiğini kanıtlamak peşinde. Sanatçı bir tek yeteneğine dayanıyor. Çok titiz çalışarak 11 yıl boyunca ünlü galerilerde ve müzelerde eserlerini sunmaya devam ediyor.
"Burada gelişiyorum ve genel olarak hayattan memnunum. Ün kazandım, isim yaptım, insanlar beni tanıyor ve bana şans verdiler. Birçok dostum var" diyor Radoslav.
Onu yurtdışında yaşamaya iten, aile trajedisi oluyor. Ve kaderini belirleyen bir seçim yapıyor. Doğduğu Pernik'te bir sergi yapar ve İspanya'ya gitmek için biraz para toplar.
"Bundan sonraki hayalim en büyük çağdaş sanat galerisi olan Ark Madrid’te eserlerimi görmek. Dünyanın en büyük sanatçıları yapıtlarını burada göstermek için çabalıyor. Bunun dışında sanat galerilerinde ve ayrıca Barselona ve Madrid'deki müzelerde sergiledim sanatımı. Ayrıca Museo Goya-fuendetodos'tada resimlerm sergilendi. İspanya'da bir sergi yapmak için bir projeye başvurmanız ve diğer sanatçılarla rekabet etmeniz gerekir. Şanslıysanız belirli bir süre için size belirli bir yer verilir ve orada sergilenebilirsiniz ."
"Yabancı bir sanatçının İspanya'da tanınması, isim yapması çok zor” diyor ressam ve en sevdiği eserlerde insanları hayvan kılında resmetttiğini paylaşıyor:
"Hayvanları insan olarak görüyorum, öyle resmediyorum. Evde hayvan yetiştiriyorum. Biraz çılgınca gelse de, bana göre hayvanlar akıl, düşünce, duyguları olan varlıklar. Benim resimlerimden birini seçen insanlar diyor ki, tabloda bir tür insan gördüklerini söylüyorlar.
Radoslav, yurtdışında geçinmek için resimler dışında, seramik figürler, iç tasarımını ve dekorasyonu ile de uğraştığını paylaşıyor.
Türkçesi: Müjgan Baharova
Fotoğraflar: özel arşiv,cesbor.blogspot.comİstanbul'daki Bulgar Eksarhlığı'nın sergi salonu bugünlerde Bulgaristan ve Türkiye'den sekiz sanatçının buluştuğu büyük bir uluslararası sanat stüdyosuna dönüştürüldü. Bulgaristan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nun ve İstanbul'daki..
Ulusal Film Merkezi , yönetmenliğini Kristina Grozeva ve Petar Valchanov ikilisinin üstlendiği "Triumph" filminin Bulgaristan'ın Oscar ödülü için önerisi olduğunu duyurdu. 97. Oscar Ödülleri'nde Bulgaristan’ı temsil edecek film seçimi tamamen..
70'ler in Sofya ’sı neye benziyordu ? Bu sorunun cevabını, ünlü Bulgar fotoğrafçı Panayot Bırnev ’in “Spirka Sofya’70” başlıklı arşiv görüntülerinin yer aldığı fotoğraf sergisi veriyor. 3 Eylül günü “DOT Sofia”..
Bulgaristan’ın güneydoğusunda yer alan Debelt köyüne yakın Deultum Roma kolonisinin güney nekropolisinde son derece nadir ve değerli bir cam şişe..