Bulgar sözlüğünde “çitalişte”- okuma evinin karşılığı, özellikle Uyanış Devrinde bilgi ve kültür aşılayan kültürel müessese olarak tabir edilir. İlk okuma evi 1856 yılında Sviştov’da açıldı.
Daha sonra onlar eşi, benzeri olmayan toplumsal ve kültürel ocaklar halini aldı. Bu kültür merkezlerinde genelde kütüphaneler, atölye köşeleri, müzik, dans, yabancı diller, tiyatro, edebiyat etütleri bulunuyor. Önemli bayramlardaki etkinlikler ve kutlama programlarını da genelde okuma evlerinde yapılır.
Bulgaristan’da kayıtlı 3709 okuma evi var. chitalishta.com sitesinin verilerine göre, bu merkezlerin çoğu hala faal çalışmalarda bulunuyor.
Bu yerlerde somut ve somut olmayan kültürel miras nasıl korunuyor? Dijital çağda okuma evi fonksiyonunu koruyor mu? Okuma evi geleneği hala canlı mı ve yeni dönemde neler değişmeli?
“Aleriya” vakfı “Bulgar okuma evleri maratonu” adlı girişimde bu soruların cevabını bulmaya çalışıyor.
Vakıf üyesi Emiliya Pavlova Vidin Radyosuna verdiği mülakatta: “Okuma evi çalışanlarının hikayeleriyle ülkemizin güzelliklerini aktarmak ve pandemiden sonra oralarını ziyaret etme imkanlarını göstermek istiyoruz” dedi.
“Biz yeni bir vakıfız. İlk başta eski ve otantik halk kıyafetleri araştırmakla yükümlüydük ve Varna bölgesinde birkaç çok ilginç okuma evine rastladık. Zamanla oradaki insanlar bize hatıralarını anlattı, çalışmalarını, ilginç hikayelerini paylaştı.
İşlerine ne kadar canla, başla ve sevgiyle sarıldıklarını ve çoğu kez da maddi sıkıntılar çektiklerini gördük. Okuma evinde, kültür merkezinde, kütüphanede çalışanlar aynı zamanda köylerin kalbi sayılır. Onlar tarihi biliyor, gelenekleri, halk kıyafetlerini, yöresel müziği biliyor.
Böylece Bulgaristan’ı bu insanların izlenimleri ve anlatımlarıyla gösterme fikrine kapıldık.
Okuma evleri maratonu bu kurumun doğum yeri olan Sviştov’dan başladı. Vakfın Facebook sayfasına kısa videolar göndererek, başka kültürel ocaklar da bu maratona kendi hikayeleriyle katılıyor.
“Hiçbir zaman gitmediğimiz enteresan yerleri göstermek istiyoruz. Pandemi döneminde bile ziyaret edebileceğimiz yeni yerler var. Bulgaristan çok güzel ve her viraj arkasında bizi görülmeye değer enteresan bir yer bekliyor”.
“Maraton” programının geçtiği diğer üç okuma evi Bukovets, Sinagovtsi ve Pokrayna köylerinden merkezler. Video hikayeleri vakfın linkinde görülebilir.
Sofya’da “Sistematik hata 2052” başlıklı piyes, 60’lı yıllarda oyuncuların gazete makaleleri kullandığı sözümona “gazete tiyatrosu” yazan Brezilyalı yönetmen Augusto Boal’ın “Forum- tiyatrosundan” esinlenen oyun olarak sanatseverlerle buluşacak...
“Hayal benim kan dolaşım sistemimdir” adlı unutulmaz sergi Sofya Şehir Sanat Galerisinde 90. yıldönümüne ressam Emil Stoyçev’in eserlerini sunuyor. Son 30 yılını Paris ile Sofya arasında geçiren sanatçı, her iki şehirde de resim çizmeye..
7- 14 Mart tarihlerinde Sofya Vivacom Arthall sanat galerisinde Ardan Özmenoğlu’nun “İlklerin İzinde” isimli solo sergisi gerçekleştirilecek . Başkentteki ilk solo sergisinde sanat severlerle buluşacak olan Özmenoğlu, tarih boyunca pek çok..