Dobriç’te faaliyet gösteren “Mevlana- 2012” Halk Kültür Evi, Dobruca’nın zenginliğini gözler önüne seren bir köşe hazırladı.
“Gel ne olursan ol yine gel,
…
Şu tertemiz tarlaya sevgiden başka bir tohum ekmeyiz biz...”
Mevlana’nın bu sözlerinde hoşgörüyü, sevgiyi, bir arada yaşama olgusunun örneğini Dobriç’te açılacak Etnografya Köşesinde görebilirsiniz.
Bulgaristan’ın Kuzeydoğusundan Tuna‘nın suları ile Deliorman’ın yeşilliği arasında yayılan Dobruca ovasında Türkler, Bulgarlar, Romanlar, Tatarlar asırlar boyunca beraber yaşamış.
Ortak dilde şarkılar söylenmiş, kederin ve mutluluğun renkleri hep aynı olmuştur.
Şimdi de 100 metre karelik alanda beraber yaşam sürüyor geleneksel kıyafetler ve eski objeler.
Bulgar köşesi, Tatar köşesi, Türk köşesi derken, bir tekerleme değil, müzeleri kıskandıracak bir Etnografya Bölümü oluşturuldu.
Sofra’da yufka /Dobruca deyimiyle pazı/ açan Ayşe abla, üzerindeki 100 yılı aşkın eski “don- anteri” şalvarlı, gömlekli kıyafetin hazin öyküsü, beşikte “ağlayan” bebeklerin el dokuması kundağı, kök boyadan işlenmiş “çevre” adı verilen
süsler, uçkur işlemeleri, nakışlar, bölgede “şıp” don- anteri denilen, anaannelerden kalan kostümler, Bulgaristan’ın dört bir yanından Bulgar halk kıyafetleri, Balçık, Dobriç, Orboçişte gibi Dobruca yerleşim yerlerinde yaşayan Tatarların kıyafetlerini görmek mümkün.
Sözle anlatılmaktan ziyade, elinde sazı, üzerinde bindallı takımıyla bize bu Etnografya Köşesini “Mevlana- 2012” Halk Kültür Evi Sekreteri Nurten Köse anlatacak.
Röportajın tamamını yukarıdaki ses dosyasına tıklayarak dinleyebilirsiniz.
Brüksel’de yiyecek içecek mekanları işleten kadın Bulgar mutfağının lezzetlerini yabancılara tanıtıyor Brüksel’e Bulgaristan daha AB’ye katılmadan 2006 yılında giden Mümüne Mehmedova, evini, ailesini ve çocuklarını bırakıp doğduğu..
Ekmek ve gıda ürünlerinin pahalılaşması ve elektrik ile su fiyatının zamlanması, Veliko Tırnovo Belediyesinde evlere sıcak yemek hizmetinden yararlanmak isteyen yaşlıların sayısında artışa yol açtı . Sıcak yemek hizmeti kapsamında en pahalı..
Ağaç oymacılığı topraklarımızda yüzyıllardır devam eden bir sanat ve zanaat geleneğidir. Oyma ve ahşap işçiliği ağaç üzerinde dekoratif motiflerin, figürlerin, iç içe desenlerin ve şekillerin ustaca oyulmasıyla gerçekleşir. Milli Uyanış döneminde..
11 Şubat günü, 2009 yılında Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi’nin ortak deklarasyonu ile Avrupa 112 Acil Çağrı Günü ilan edildi ...