Kuzeydoğu Bulgaristan’ın Provadiya kasabasına 10 km mesafede ve Glavnitsa deresinin sağ kıyısında bulunan Komarevo köyünün aslında pek bir özelliği yoktur, ama Provadiya-Aytos yolundan geçenler ilginç isim tabelasını muhakkak görümişlerdir.
BNR, Varna Radyosundan muhabir Aleksandır Yordanov “Aslında Komarevo’nun tarihi eskiye dayanıyor” diye anlatıyor. Köy muhtarı Dimo Todorov, tam muhtarlığın karşısında yaşıyor ve eski bir ilkokul öğretmeni olduğu için en büyük acısı da bununla ilgili - 2008 yılında köy okul kapatılınca herşey büyük ölçüde değişiyor:
"Gençler şehire taşındı, geriye sadece yaşlılar kaldı. Köy çöküşe geçti, geçim kaynağı da insanlarla birlikte yok olmaya yüz tuttu.
Herkesin bağı, bahçesi, koyunu tavuğu vardı, tek sözle çok fazla hayvan yetiştiriliyordu. Fakat hayvanlarda görülen Afrika vebasından dolayı hayvan yetiştiriciliği yasaklandı, bizi cezalarla tehdit ettiler. Biliyorsunuz, insan hayvan yetiştiriciliğine bir-iki yıl ara verince, bu işten soğuyor.
Ne kadar genç varsa, hepsi bir yerlere gitti, mesela yurdışında çok fazla insanımız var.
Köyde sadece iki dükkan kaldı. Halk kültürevi ve emekli külübü var, ama artık oraya kimse gitmiyor. Son zamanlarda insanlar, koronavirüs nedeniyle biraz korkuyor, dışarı çıkmıyorlar, hatta eskisi gibi evlerin önündeki bankalara bile toplanmıyorlar.
Bütçemiz yok, Provadiya Belediyesi yılda bize 1500 leva (750 avro) tahsis ediyor. Bu parayla köyün ışıklandırılması için ampül satın alıyoruz, bazı tamirler yapıyoruz. İşte böyle”
Evet, Komarevo köyü muhtarı Dimo Todorov bir yıl için 1500 levaya ( 750 avro) sahip.
İşte bundan dolayı da pek fazla iş yapılamıyor, ancak köy merkezinin temizliğini sağlayabiliyorlar. Herkes, neden köyün ismi, kimsenin hiç sevmediği sivrisineklerle ilgili olduğunu merak ediyor.
Efsanelerden bir tanesinde, köyün yakınından akan Glavnitsa deresinin şiddetli yağış sırasında sellere yol açtığı ve tüm ovanın sular altında kaldığı anlatılıyor. Daha sonra sivrisineklerin kol gezdiği bataklıklar meydana geliyor.
Komarevo’nun zengin tarihinde 1870 yılında kurulan “Sveti Atanasiy” kilisesi de yer alıyor:
"Para yetersizliği nedeniyle kilisenin içi sıvalı değil, ancak eski kiliseden ikonları buraya taşıdık ve yortu günlerinde isteyen herkes gelip mum yakabiliyor. Kilise çanı dışardan çalınıyor, insanlar bir ip çekti ve bölge özel günlerde çan sesiyle yankılanıyor."
Muhtarlığın tam karşısındaki parkta 1912 –1918 döneminde Bulgaristan için hayatlarını feda eden 50 askerin isminin yer aldığı hatıra anıtı var.
“Paysiy Hilendarski” Halk Kültürevinin sahip olduğu 900 çilt kitap da, Komarevo köyünün zengin tarihine ışık tutuyor. 250 kişilik salon ise uzun zamandır kullanılmıyor. Halk kültürevinin girişinde halk kıyafetlerinin ve eskiden köyde kullanılan aletlerin sergilendiği küçük bir müze var.
Birçok ulusal festivale ve yarışmaya katılan folklor gruplarının ödülleri de burada yer alıyor. Fakat herşey geçmişte, köyün çapcanlı olduğu ve tek bir işlenmemiş toprak parçasının bulunmadığı günlerde kaldı.
Bugün köyde hayatta kalma mücadelesi söz konusu, çünkü emekli maaşları yetmiyor. Doktor köye haftada ancak bir-iki defa geliyor.
Köyde 70 evde kimse yaşamıyor ve herkesin gözü önünde bu evler yıkılıyor. Bundan birkaç yıl önce yabancıların satın aldığı eski okul binası ise yakında yandı. Bundan dolayı gençleri, Komarevo köyü gibi köylerde tutan hiçbirşey kalmadı.
Kaynak: BNR, Varna Radyosu –Aleksandar Yordanov
Çeviri: Şevkiye Çakır
Foto: BNR- Varna RadyosuKırcali Günü farklı etkinlikler ve zengin programla anılıyor. Kırcali’nin geçmişi ve “Benim şehrim Kırcali” fotoğraf sergisi açık havada Belediye önündeki parkta teşhir ediliyor. Rodopların bu şehrinin bağımsızlığını kazanmasında önemli isim olan..
Uluslararası Menopoz Topluluğu ve Dünya Sağlık Örgütü tüm dünyadaki kadınların menopoz ve menopoz ile ilgili sağlık sorunları açısından bilinçlendirilmesi amacıyla 18 Ekim tarihini “Dünya Menopoz Günü” olarak kabul etmiştir . Ani ateş..
Avrupa’nın en büyük doğal ortamda yetişen, nesli tükenmekte olan Boylu ardıç (Juniperus excelsa) ormanı Pirin Dağı eteklerinde bulunuyor. “Tisata” park alanı bundan 75 yıl önce, 1949 senesinde “Doğal Sit Alanı” ilan edildi...
33. Bulgar Antarktika Bilim Seferi katılımcıları, farklı ülkelerden bilimadamları ile birlikte bilimsel araştırmalara devam etmek üzere..