Allah insanları yaratıp yeryüzünde yaşamalarını takdir ettikten sonra onları başıboş bırakmamıştır. İnsandan yaratılış gayesi gereğince kendisine kulluk etmesini istemiş, bunun nasıl olması gerektiğini de peygamberler vasıtasıyla öğretmiştir. Allah’ın elçileri olan peygamberler; Allah’ı, görülmeyen gayp alemini, ahiret hayatını, kader inancını kendilerine verilen vahiy sayesinde insanlara öğretmektedir. Bu anlamda peygamberler, insan ile Yaratan arasında, insan ile görünmeyen ama varlığı kesin olan dünya arasında bir haberci, elçidir. Onların getirdiği haberleri, verdiği bilgileri doğrulayıp inanmak, insanların Allah ile doğru bir ilişki kurması için olmazsa olmaz bir esastır. Bu yüzden peygamberlere inanmayanların Allah’a inanmadığı veya daha doğru ifadeyle inancının tam olmadığı, dolayısıyla imansız olduğu anlamına gelmektedir.
İnsanları inançsızlıktan, yanlış yola sapmaktan ve kötülüklerden korumak için Allah’ın gönderdiği peygamberlerin sayısı yüzbinlerle ifade edilmiştir son peygamber Hazreti Muhammed tarafından. Peygamberler, bir zincirin halkaları gibidir, onlar, ucu Allah’a dayanan bir enerji ağına benzemektedir. Şebekenin farklı bölümleri veya parçaları olan peygamberler vasıtasıyla ilâhî bilgilerin akışı sağlanmaktadır. Bu akışa insanların usulsüzce müdahale etmesi durumunda Allah yeni bir peygamber göndererek oluşturulan arıza ve kesintiyi gidermektedir. O yüzden Allah, insanları hiçbir zaman ilâhî mesajından mahrum bırakmamış, her topluma muhakkak bu bilgiyi ulaştıracak elçilerini göndermiştir.
İnsana düşen de Yaratıcısından gelen mesajı taşıyan elçiye, peygambere iman etmektir. Bu yüzden Müslümanlar bütün peygamberlere can u gönülden inanmaktadır, inanmak zorundadır. Son peygamber Hazreti Muhammed de zaten Buharî’nin rivayet ettiği bir hadiste vurgulamıştır: “Ben dünyada ve ahirette Meryem oğlu İsa’ya insanların en yakın olanıyım. Peygamberler, ataları bir, anneleri ayrı kardeştirler. Dinleri ise tektir.”
Bütün peygamberler yeryüzündeki vazifelerini hakkıyla yerine getirmişler, zorluklarla karşılaştıklarında özellikle de insanları ikna etmek için Allah katından verilen mucizelerle desteklenmişlerdir. Böylece her birisi görevini tamamlayıp tevhit ve iman meşalesini ardından gelen Allah’ın elçisine bırakmıştır. Son olarak bu ilâhî meşale Hazreti Muhammed’e ulaşmış, onun yaktığı meşale Allah takdiri gereğince kıyamete kadar yanmaya devam ederek insanlığı aydınlatacaktır. Buna inanan gönüller de Allah’ın lütuflarına mazhar olacaktır
Meryem Ana'nın Tapınağa Giriş Yortusu (Vıvedeniye Bogorodiçno),Ortodoks dünyasının en eski ve saygın bayramlarından biridir. Patrik Tarasius döneminde 8. yüzyılda Konstantinopolis’te kutlanmaya başlanmıştır. Batı Avrupa’da ancak altı asır sonra, Papa..
Kelime anlamı itibarıyla güven içinde olup korkusuzluğu ve doğruluğuna inandığı şeyi tasdik etmeyi ifade eden bir sözdür iman. İslâmî bir kavram olarak da Allah’a ve peygamberleri vasıtasıyla insanlığa gönderdiklerine inanmak demektir. Bir şeye..
Vedat Ahmet bu hafta "Cuma öğleden sonra" programında "Yetimlere Destek Haftasını" tanıttı, yetimlere verilecek yardımın, yetim çocukların eğitimine desteğin ve İslamiyette muhtaç olana uzatılan yardım elinin önemini dinleyicilere aktardı. Toplumun..