Camiler, insanın Yaradanına kulluğunu izhar ettiği ibadethane olmanın yanı sıra tarih, kültür ve sanat eseri olma özelliği da taşıyabilir. Bu özellikler, bazen küçük bir camide tezahür edebileceği gibi, bazı külliye türü camilerde de görülebilir. İlkine örnek olarak Dobriç ili Jeglartsi köyündeki Derviş Bey Camisini veya Burgas ili Sinirid köyündeki Çelebiköy camisi gösterilebilir. İkinci türden olmak üzere de Şumen şehrindeki Şerif Halil Paşa, nam-ı diğer Tombul Cami örnek olarak verilebilir. Vidin şehrindeki Osman Pazvantoğlu Camisi ise bunun diğer bir örneğidir.
Bu camiler, sadece içindeki mihrabı,minberi, kürsüsü ve mahfili ile dikkat çekmez, yani bir ibadet mekânı olmakla yetinilmemektedir. Sırtında taşıdığı asırlar bakımından tarihi değerler vardır, tarihî bilgiler vermektedirler. İç ve dış mimarilerindeki özellik ve güzellikleriyle sanatsal değere sahiptirler, farklı dönemlerin sanat ve estetik anlayışlarını aydınlatmaktadırlar. Ayrıca toplumun ve temsil ettikleri medeniyetin kültür kodlarını yansıtmaktadırlar. Bazen de farklı kültürlerin mezcedildiği, harmanlandığı birer sergi alanına dönüşmektedirler.
Öyleyse camilere biraz dıştan bakıp tanımaya çalışalım. Minare nedir, camide kütüphanenin ne işi vardır, şadravanlar ve çeşmeler camilerin içinde nasıl yer bulmuştur gibi sorulara kafa yoralım.
Aynen geçmişte olduğu gibi günümüzde de Noel’den önceki günün erken sabah saatlerinden itibaren haneleri yılın en önemli akşam yemeği için yapılan hazırlıkların telaşı sarar . İsa’nın doğumu arifesinde yenen yemekler hayvansal ürün içermese de sofra..
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.
Ortodoks Kilisesi, 20 Aralık’ta Aziz İgnatius gününü kutluyor. Bulgarların halk takviminde İgnajden olarak adlandırılan bu günde Meryem ananın doğum sancılarının başladığına inanılıyor. Bu inanış “İganjden’den Noel’e kadar Meryem ana acı çekti”..