İslâm dini ve medeniyetinin merkezinde cami vardır. Camiler, Müslüman yerleşim yerlerinin de kalbi konumundadır. Onların etrafında birçok kamu kuruluşu ve yapısı oluşmaktadır. Bütün bunların faydalı olabilmesi için güzel bir şekilde ve insicam içerisinde çalışmaları gerekmektedir. Bu yapı, kuruluş ve çalışmaların idare edilmesi için üzerine düşeni gönülden yapacak kişilere ihtiyaç duyulmaktadır.
Vakıf anlayışıyla kurulan yapı ve kuruluşlarda hizmet eden kişilere hademe-i hayrat denmektedir. Hayır yolunda hizmet eden bu kişilere genellikle geçimlerini katkı sağlayacak belirli ücretler de verilmektedir, o yüzden kendilerine mürtezika, yani yaptıkları hizmetler sayesinde rızıklanan, geçinen denmektedir. Bu hizmetleri karşılığında belirli ücretler alsalar da esasta Allah rızası vardır ve öyle olduğu için bu hizmetlerin çok büyük etkileri olmuş ve olmaktadır. İş sadece geçimini sağlamaya indirgenince bu güzelim kuruluş ve yapılarda tefessüh, bozulma, gerileme ve atıl duruma düşme meydana gelmektedir.
Hademe-i hayratın başında caminin kalbi olan mihrabı "yöneten" imam gelir. Ardından da caminin aklı diyebileceğimiz minberin sorumluluğunu taşıyan hatip gelmektedir. Ondan sonraki sıra ise müminlerin gönüllerini nurlandıran, beyinlerini artıran ve duygularını coşturan vaizlerindir.
İslâm dini , eğitime çok büyük önem vermektedir. Çünkü potansiyel olarak güçlü bir şahsiyete sahip olan insanın şahsiyetini inşa etmesi, özünü koruması, değerlerle donatılarak toplumun değerli bir ferdi olması eğitimle olur. İslâmiyet, eğitimi..
1878 yılının Temmuz ayında 10. Rus-Türk Savaşı’nın ardından yapılan Berlin Kongresi’nde Balkanlar’daki Bulgar nüfusunun yaşadığı topraklar, beşe bölündü . Kuzey Dobruca , Romanya’ya verilirken Niş Sancağı nı Sırbistan aldı. Tuna nehri ile Stara..
Allah’ın, her şeyi bilen anlamındaki el-Alîm ve kendisinden habersiz hiçbir şey olmayan anlamına gelen el-Habîr isimlerinin tecellisi olarak yaratılan varlıkların en şereflisi olan insanın bilgi edinmeye ve paylaşmaya, haber alıp vermeye özel bir..