Sofya'nın “Etüd” Galerisi’nde ressam Lilyana Dvoryanova'nın “Prisvoeni pogledi” (Benimsenen bakışlar) başlıklı onuncu kişisel sergisi açıldı.
Rönesans ve klasik tablolarından bakışları benimseme fikri, Lilyana Dvoryanova'ya bir şaka olarak doğdu. Bir gün, eğlenmek için aile üyelerinin kolajlarını yaptı ve onları eski portrelerden kraliyet ailesi üyeleri şekline soktu.
Daha sonra kolajları internette yayınlayınca yabancı kişilerden Shakespeare'den, Tanrı Mars'a ve her türlü karaktere kadar şaşırtıcı portre çizme teklifleri aldı.
Bütün bu çalışmaların yanısıra ressam, birçok portreden oluşan bir arşiv de toplamayı başardı ve böylece bir deney yapma fikri doğdu- resimlerdeki gözleri alıp dijital dönüşüm yardımıyla tamamen yeni görüntüler ve hikayeler oluşturmaya karar verdi:
“Ressim çizerken resimlere hiç bakmadım – diye paylaşıyor ve devam ediyor. Söz konusu resimlerden, gözlerinin dışında hiç birşey almamaya çalıştım. Bu bakışlardan yeni hikayelere sahip başka portreler çizdim.
Tek bir bakışın çok fazla hikaye anlatabileceği ortaya çıktı. İşte bundan dolayı da aynı gözlerle birkaç farklı portre çizdim.”
“Bir şekilde bu portreler zamanının ruhunu taşıyor. Bu yüzden özel bir atmosfer ortaya çıktı, ki bu resimleri çizmeye kalksam veya bir fotoğraftan gözlerini alıp kolaj yapsam bu atmosferi yansıtamayacağım. İçine yerleştirildiğim bu yeni görsel alanı özel bir ışıkla aydınlatıyor gibiler. Ve bu ışık bir şekilde geçmişten geliyor.”
Sanatçı, ailesi için mizahi kolajlar yaparken, Rönesans ve klasik imgeler üzerine yerleştirilmiş modern yüzlerin komik olmasını sağlıyor. Geçmişten gelen bakışlar ise bugün bile doğal görünüyor.
Ressam "İnandırıcı duruyorlar, içlerindeki görüntü, bir hikaye yaratabilecek kadar doğaldır" diyor.
Ama geleceğin insanları, bizim gözlerimiz için de aynı şeyi söyleyecek mi?
“Yeni teknolojiler sayesinde insan bir anda yok olabiliyor ve bu durum karşısında ben dehşete kapılıyorum. Ben şahsen dijital teknolojileri kullanıyorum, fakat bu süreç zaman gerektiriyor, ki bu zaman içersinde ben düşünüyorum ve o proje ile birlikte yaşıyorum.
Ve her şey yapay zeka ile yapılırsa, o zaman insan, sanat ve yaratıcılık arasında sınırlar tamamen kalkacak.
Peki, o zaman yaratıcıulık bir içsel duygu olarak nerede kalıyor?”
Başkasının gözlerinden bakınca, içimizde empati yaratabiliriz, diğerinin planlarını önceden sezebiliriz, hatta başkasının kalp atışlarını bile hissedebiliriz.
“Belki bizler onların gözünden değil de, aslında onlar portrelerden bizebakıyorlar – diye belirtiyor ressam.
Ancak bir kişi gözlemlendiğini hissedince, her zaman bir rol oynuyor ve başkalarının gözünde iyi görünmek istiyor,yani bu yüzden bunu daha sık düşünmek iyidir, bence.”
Çeviri: Şevkiye Çakır
Foto:Diana Tsankova, Facebook /Etüd Galerisi10 ila 13 Eylül tarihleri arasında Paris’te düzenlenen Bulgar Sineması Festivali Sofya’da devam edecek. Başkentteki Fransız Kültür Enstitüsü, yıllar içerisinde festival seçkisinde yer alan filmleri ülkemizdeki Frankofon izleyicilere sunacak...
Gazeteci Milena Milotinova’nın, Yurtdışı Bulgarlar Ajansı’nın kuruluşunun 30. yıldönümüne ithaf edilen “ Diğer Bulgarstan’ın Kalbi ” başlıklı belgesel filminin galası Sofya’daki Merkezi Askeri Kulüp’te yapıldı. Filmde, Ajansın bugüne..
20.Uluslararası Çizgi Film Festivali bugün Varna’da Festival ve Kongre Merkezinde açılacak. 15 Eylül’e kadar devam edecek olan festivalin seçkisinde yedi kategoride 70 film ismi yer alacak. Kısa metrajlı ve öğrenci filmleri..
M. Şükrü Hanioğlu’nun “Atatürk- Entelektüel Biyografi” kitabı “Atatürk- İdeolojiler Tarihi” adı altında Bulgarca okurlarıyla görüşecek. Prof...