Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerim’in en uzun suresi olma özelliğini taşıyan ikinci suresi, yani Bakara suresinin ilk beş ayetinin dördünde inanıp hayatını imanî ve ahlâkî değrlere göre düzenleyen takva sahiplerinden bahseder. Ardından gelen iki ayette ise Allah’ı, Peygamberlerini ve onların getirdiği hükümleri inkâr eden kâfirlerden söz eder. Devamındaki ayetlerde ise uzun uzadıya nifak illetine yakalanmış münafıkların hâllerini tasvir eder.
İnanmadığı hâlde kendisini inanmış gösterenlere dinî literatürde münafık denir, onların bu davranışı ise nifaktır. Münafıkların acıklı hâlleri Bakara suresinin 8. ayetinden itibaren şöyle anlatılır:
“İnsanlardan bazıları da vardır ki inanmadıkları halde “Allah’a ve âhiret gününe inandık” derler. Akıllarınca Allah’ı ve iman edenleri aldatmaya kalkışıyorlar; hâlbuki onlar farkında olmadan yalnızca kendilerini aldatmış oluyorlar. Kalplerinde bir bozukluk vardır, Allah da onlardaki bozukluğu arttırmıştır. Yalan söylemeleri yüzünden, kendilerine acı veren bir azap da vardır. Onlara “Yeryüzünde düzeni bozmayın” denildiğinde, “Hayır, biz yalnızca ıslah edenleriz” derler. Biline ki, gerçekten bozanlar onların ta kendileridir, ama farkında olmuyorlar.Onlara “Diğer insanlar gibi siz de iman edin” denildiğinde, “Akılsızların inandıkları gibi biz de inanalım mı?” derler. Biline ki, asıl akılsızlar onlardır, fakat bilmezler.İman edenlerle karşılaşınca “inandık” derler, şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise “Biz sizinleyiz, biz yalnızca alay etmekteyiz” derler.
Asıl onlarla alay eden ve azıp saparak dolaşmalarına izin veren Allah’tır. Doğruya karşılık sapkınlığı satın alanlar işte onlardır. Bu sebeple ticaretleri kâr etmemiş ve doğru yolu da bulamamışlardır.”
Ne güzel tasvir etmiş Yüce Rabbimiz…
Ama ne acıklı durum, değil mi?
Allah’ı bizleri böyle bir duruma düşmekten korusun!
Allah’ın insanlar içinden seçip insanlığa ilâhî nuru ulaştırmak için gönderdiği ve vahye mazhar kıldığı son peygamber Hazreti Muhammed (s.a.s.), Receb ayı girdiğinde bir dualarında Rabbine şöyle yakarmıştır: “Allahım! Recep ve Şaban aylarını bizim için..
2025 yılına merhaba dedik. Her yenilik insana yeni ümitler aşılamaktadır. Dolayısıyla eski yıla elveda derken yenisine daha umutlu gözlerle girmekteyiz. Umutlarımızı perçinleyen bir özellik ve güzellik var bu günlerden, mübarek üç ayların başlangıcı ile..
Vedat Ahmet 2024 yılının son "Cuma öğleden sonra" programında geçen yılın bilançosunu yapacak, ülkedeki müslümanlar açısından değerlendirmesini aktararak, özetlemeye çalışacak. Bulgaristan müslümanlar ve Başmüftülük makamı açısından nasıl bir yılı..