Hemen hemen bütün dinlerde ve dini geleklerde kurban anlayışı, kurban ibadeti mevcuttur.
Kurban ifadesi Arapçada yakınlık manasına gelir, akraba ile aynı köktendir. Bir kavram olarak kurban, kendisiyle Allah’a yaklaşıla"n şeyi, özel olarak da Allah’a yakınlık sağlamak, yani ibadet (kurbet) amacıyla belli vakitte belirli cinsten hayvanları kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder".
Kurban, bize ilk insan Hazreti Âdem’i, onun oğulları Hâbil ve Kâbil’i, yeryüzündeki ilk isyanı, Allah’a karşı gelmeyi ve sonuçlarını hatırlatır... İnananlara Hz. İbrahim’in
inancını, Hz. İsmail’in teslimiyetini öğretir. Kurban, bize adanılacaksa, sadece Allah’a adanmayı, kurban olunacaksa, sadece Hak davasına kurban olmayı öğütler. Hz. Muhammed’in ümmetinden olma, tevhid inancını iliklerimize kadar yaşama inancını hissettirir ve öyle bir kıvama getirir ki, önce “Bismillâh” çektirir, sonra da “Allahü Ekber” dedirtir. Kurban, şükrün candan ve maldan olacağını öğretir. Bunun da kurban kesmekten, nefsimizin arzularını ulvî nimetlere feda etmekten geçtiğini bizlere Kur’ân-ı Azimüşân “Fesalli li-Rabbike venhar” emriyle telkin etmektedir. Bu yüzden amelde yolumuz, Hanefî mezhebimiz Kurban Bayramına erişen hâl ve imkân sahiplerinin sahip olduklarının en güzelini kurban etmelerini vacip kabul etmiştir.
Kurban ibadetinin farz olması için bazı şartlar var. Hem keseni hem kesileni hem de kesme işlemini ilgilendiren şartlar bunlar. Kurbanın amacına ulaşması için bunlara titizlikle uyulmalıdır. Ama bu şartların üstünde bir şart var, o da niyet ve samimiyet.
Unutmamalıyız ki, kesmiş olduğumuz kurbanların “ne etleri, ne kanları hiçbir zaman Allah’a yükselip ulaşmaz. Fakat sizden ona yalnız takva ulaşır.” (el-Hac, 22/37)
Takva, teslimiyettir... Takva, temiz niyettir... Takva, bizi yoktan var edeni tanımaktır... Takva, Rabbimize karşı sorumlu davranmak, bunun gereği olarak da kendimize, ailemize, akrabalarımıza, konu komşumuza, dindaşlarımıza, vatandaşlarımıza ve insanlığa karşı sorumlu hareket etmektir.
Bulgaristan’ın geçirdiği ateist ve totaliter komünizm yıllarından sonra esen demokratikleşme rüzgârıyla ülke Müslümanları eskiden var olan birçok haklarına kavuştular. Aynı zamanda daha önce sahip olmadıkları bazı imkânlara da sahip olmaya..
İslâm dini, Hazreti Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicretinden sonra Müslümanlara iki bayram hediye etmiştir. Bunlar; Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı olarak adlandırılan bereketli zaman dilimleridir. Bu bayramlar, bir taraftan tevhit inancını Müslüman..
Bugün 13 Haziran’da Ortodoks Kilisesi, öldükten 3 gün sonra dirilip görüldükten sonra İsa’nın yeniden Tanrı’nın katına yükseldiği inanılan Göğe Yükselişi bayramını kutluyor. Bu büyük Hıristiyan bayramı her zaman Perşembe günü, İsa’nın dirilişinden 40..