Birçok duygu yüklü, güzel anıların biriktirildiği günlerin ardından rutin hayata dönmekle birlikte içimizi garip bir hüzün kaplar ve bunun nedenini sorgulamaya başlarız. İşte tam bu noktada akıllara gelen soru: “Tatil sonrası depresyon nasıl anlaşılır ve bununla nasıl başa çıkabiliriz?” oluyor.

“Depresyon var. Aynı zamanda bir insanın hayatında oldukça normal olan depresif durumlar ve aşamalar da var. Bu, bir kişinin hayatında tamamen normal bir dönemdir, yani hastalıklı bir aşama değildir. Bir kişinin daha düşük bir ruh hali içinde olması, kendini çok iyi hissetmemesi, geçmiş tatillerden yorgun olması mümkün. Tabii bu dönemde depresyona girebilecek kişiler de mutlaka olacak. Önemli olan insanın kendini, durumunu izlemesi. Gerçek depresyonu, tatilden sonra gelen bu doğal dönemden ayırt edebilmeniz ve ne zaman bir uzmana başvurmanız gerektiğini bilmeniz çok önemli. Normal düşük bir ruh hali dönemi bir uzmanın müdahalesini gerektirmez, fakat tatil sırasında ve sonrasında çözülebilen depresif durumlar bir uzmanın müdahalesini gerektirir”, dedi psikolog Krasimira İvanova ve hayatın farklı dönemlerinden insanlara özgü farklı duygusal durumları yorumladı.

Tatil sonrası depresyon nasıl anlaşılır, ne zaman bir uzmandan görüşü alınmalı ve sözde duygusal boşluktan kendimiz çıkabilir miyiz? sorularına uzmanın cevabı şöyle oldu:

“Bu çok önemlidir ve semptomların süresi ve sayısına göre belirlenir. Depresyon olduğunda, genellikle semptomlar daha uzun sürer. Böyle düşük bir ruh hali döneminin normal süresi yaklaşık 2-3 haftadır. Bundan daha uzun sürerse, daha ciddi bir şeyin söz konusu olduğuna ve yardıma ihtiyacımız olduğuna dair bir sinyal lambası yanmalı. Semptomların şiddeti de önemlidir. Moralimiz düşük olduğunda günlük aktivitelerimize devam edebiliriz. Bu belirtiler bizi günlük hayattan ve işleyişten alıkoymaz. Uykusuzluk, yemek yiyememe, sürekli ağlama, baş ağrıları, mide ağrıları gibi sorunlar yaşıyorsak bir uzmana başvurulmalı, çünkü bunların hepsi müdahale gerektiren daha ciddi, depresif bir durumu gösteren belirtilerdir” dedi Krasimira İvanova.

Uzman insan hayatında bir duygudan sıyrılıp başka duyguya geçişin zor olduğunu belirtti. İvanova insanın günlük yaşantısında beden ve ruh belirtilerini iyi gözlemlemesi ve bu doğrultuda mantıklı davranması gerektiğini söyledi.

“Bedenimiz en iyi danışmanımızdır. Bize bu duyguları yaşatıyorsa bize bir şeyler anlatıyor demektir. Neler olduğunu düşünmeli, hayatın değerlendirmesini yapmalı, bir süre içinde kalmalı ve sonra tekrar yolumuza devam etmeliyiz. Yine mutlu olabileceğimiz bir döneme geçmeliyiz” dedi uzman.

Ona göre, her yeni yılın başında kendimize verdiğimiz gerçekçi olmayan sözler nedeniyle çoğu zaman duygusal bir boşluğa düşüyoruz. Bunlar daha çok çevremizin bizi daha iyi, daha ince, daha güzel, daha zengin olarak algılama isteğimizle ilgili olan dileklerdir. Psikolog, bu hedeflerle tatil sonrası depresif ruh halimiz arasında bir bağlantı olup olmadığı sorusuna da şu yanıtı veriyor:

Kendimize sözler vermemiz güzel, bu sözlerin gerçekçi olması güzel ve verilen sözleri yerine getirmek için bir şeyler yapmamız güzeş. Kendimize ve dünyaya dair beklentilerimiz hakkında biraz daha gerçekçi olmamız gerekiyor. Bu konuda bir şeyler yapmamız çok önemli. Çünkü birçok insan hedef belirler, ister, dilek tutar ama sonra hiçbir şey yapmaz.

Uzman, benzeri boşlukların içine düştüğümüzde, duygularını yaşamayı, onlardan kaçmamayı tavsiye ediyor. Tabii bu konuda kendimize yardımcı olabileceğimiz bazı ufak önerileri de var. Örneğin daha sık yürüyüşe çıkılabilir, daha önce denenmemiş yeni şeyleri deneyebilir, yeni bir şeylere başlayabiliriz. En önemli noktalardan biri de bizi dinlemesini ve anlamasını bilen insanlarla iletişim kurabiliriz.

Kaynak: BNR Stara Zagora Radyosu

Düzenleme ve çeviri: Bedriye Haliz