Sayılı günler önce Sofya Opera ve Balesi’nden prima balerin Marta Petkova 37’inci yaşgününü hayatta ve sanatta iki yeni rol üstlenerek karşıladı. 2022’nin Ekim ayından itibaren balerin Sofya Operası balesinin artistik müdürlüğünü de üstlendi. O zaman baleseverler ‘Acaba, Marta kariyerinin zirvesindeyken bu görevi kabul ettiği için dans etmekten vazeçecek mi’ sorusunu soruyorlardı. Marta Petkova ise ‘Ben dans etmeye devam ediyorum’ diye cevap verdi.
Birkaç ay sonra ise şunları ekledi: "Bu yeni görevime hazırlıksız diyebilirim girdim. Yeni prömiyerleri içeren bir plan tasarım olmadı. Her şey anında oluyor."
Bale bölümünün müdürü olarak Marta Petkova Fransız Grand Opera’sının yeni prima balerinlerin bir törenle ağırlanıp tanıtılması geleneğini uygulamak istiyor.
"Bu tanıtımın bir sürpriz olarak seyirciler ve artistlerle beraber gerçekleştirilmesi çok hoş olacak.
Marta Petkova’nın yeni görevi artistik kariyerini engellemiyor. Hatta şimdi dünyaca ünlü koreograf Leo Mujic’in aynı adı altındaki balesinin prömiyerinde Anna Karenina karakterini canlandırıyor.
Marta Petkova bütün zamanların en yetenekli Bulgar bale sanatçılarından biridir ancak bale sanatındaki ilk adımları kolay değildi.
Çocukken, Rus bale okulunun devamcısı olan katı pedagogların red cevabıyla karşılaştı. Zarif, müzik kulağı olan, iyi dans eden bir kız olmasına rağmen 9 yaşındaki Marta iki kez Ulusal Bale ve Dans Okulundaki jüri tarafından onay almadı.
"Hiç hazırlıksız yarışmaya katılıp üçüncü safhasına ulaştım. Doğaçlamada elendim. O zaman balerin olmayı emel edip etmediğimden emin değildim. Küçüktüm. Ama kabul edilmediğim için mutsuzdum’ diyor Marta.
Belki de Bulgaristan bu büyük balerinin doğuşunu Marta’nın babası Petko Petkov’un müdahalesine borçludur. Babası şikayet etmek için o zamanki Kültür bakanı Georgi Kostov’un yanına gidiyor. Anımsanacağı üzere, o zaman ‘Tramvay No.5’ topluluğunun kurucusu Petko Petkov şanının zirvesindeydi.
İşte böyle 1995 yılında Marta o zamanki Devlet Koreografi Okuluna Rumyana Atanasova’nın sınıfında başladı. Çok geçmeden yeteneği görüldü ve 1999’da Estonya- Talin’de ve Lüksemburg’daki bale yarışmasının finaline ulaştı.
2002 yılı genç balerin için iyi geçti: Marta henüz 16 yaşındayken İtalya’daki Fivizzano uluslararası festivalinin büyük ödülünü kazanarak Sofya Opera ve Balesi topluluğuna tayin edildi. Beş yıl sonra prima balerin oldu.
Gelecek 16 yılda Marta ‘Kuğ Gölü’, ‘Fındıkkıran’, ‘Giselle’, ‘Uyuyan Güzel’, ‘Silfida’, ‘Korsair’, "Paquita" ile bütün klasik bale repertuarını, ayrıca koreograf George Balanchin, William Forsythe’ın bale sahnelenişleri, Michail Fokin’in koreografisini yaptığı İgor Stravinsky’nin ‘Petruşka’ ve ‘Ateş Kuş’ bale temsillerinde oynadı.
Şu an Leo Mujic’in koreografisine dalmıştır. Şöyle konuştu Mujic:"Marta’nın dansı ustalığını tasvir etmek zordur. Ayakları durmak bilmiyor, vücudunun hareketleri çok etkileyicidir. Baleye adamışlığı takdire layık. Bu, ustalık seviyesi çok yüksek bir balerindir. Siz, Bulgarlar, bu kız Bulgaristan’da kalmaya kararlı olduğu için mutluluk duymalısınız."
Ne mutlu Bulgar seyircilerine, Marta Petkova şimdilik ülkemizden ayrılmayı düşünmüyor. ‘Bulgaristan’da dans etmeyi en çok severim’ diyor Marta.
Çeviri: Neli Dimitrova
Foto: Facebook/marta.petkova, Svetoslav Nikolov, Ani Collier, Facebook/Государственный Кремлёвский ДворецOrhan Kemal’in doğumunun 110. yılında onu BNR “Altın arşivinden” bir eserinin radio piyesiyle anacağız. 1968 yılında Sofya Radyosu’nun stüdyolarında yazılan eser, bugün de muhafaza ediliyor ve adeta yayınlarımızın tarihçesine de ışık tutuyor...
10 ila 13 Eylül tarihleri arasında Paris’te düzenlenen Bulgar Sineması Festivali Sofya’da devam edecek. Başkentteki Fransız Kültür Enstitüsü, yıllar içerisinde festival seçkisinde yer alan filmleri ülkemizdeki Frankofon izleyicilere sunacak...
Gazeteci Milena Milotinova’nın, Yurtdışı Bulgarlar Ajansı’nın kuruluşunun 30. yıldönümüne ithaf edilen “ Diğer Bulgarstan’ın Kalbi ” başlıklı belgesel filminin galası Sofya’daki Merkezi Askeri Kulüp’te yapıldı. Filmde, Ajansın bugüne..
Bulgaristan’ın güneydoğusunda yer alan Debelt köyüne yakın Deultum Roma kolonisinin güney nekropolisinde son derece nadir ve değerli bir cam şişe..