Geçen hafta düzenlenen AB-ABD Enerji Konseyi toplantısına, temiz enerjiye geçişin hızlandırılması ve Rusya'nın Eski Kıta’ya gaz arzını kesmesi arka planına karşı, ABD'nin gelecek yıl Avrupa'yı enerji ile desteklemeye devam edeceği taahhüdü olmak üzere, iki önemli konu damgasını vurdu.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB'nin metanı azaltma taahhüdü nedeniyle, AB'nin, Rusya'nın deniz yoluyla Avrupa'ya sevk ettiği miktarın neredeyse iki katı olmak üzere, yaklaşık 250 milyar metreküp gaz serbest bıraktığını anımsattı:
" Nihayetinde, güvenilir, uygun fiyatlı ve güvenli enerji, yalnızca, öncelikle yenilenebilir kaynaklara dayalı, tamamen karbondan arındırılmış bir enerji sisteminden gelecektir. Bu nedenle amaçlarımızdan biri, fosil yakıtlara olan küresel talepten çıkmak ve enerjiyi daha verimli ve daha ekonomik bir şekilde kullanmaktır."
" Cumhurbaşkanı Putin, gaz arzını keserek Avrupa'nın ve dünyanın Ukrayna'daki saldırısına karşı koymasını engelleyeceğini düşünüyordu. Ve yanıldı. Dünya, Rus enerjisine olan bağımlılığını azaltıyor ve yeşil bir ekonomiye geçişi hızlandırıyor” ifadesini kullanan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken devamla şunları belirtti:
" AB-ABD Enerji Konseyi, Avrupa'yı enerji açısından daha güvenli hale getirmek için daha önce hiç olmadığı kadar çalıştı. Geçen yıl, ABD ve Avrupa enerji güvenliğinde işbirliğini daha da artırdı. ABD, 2022'de Avrupa'ya toplam 56 milyar metreküp sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihraç etti. Bu ve diğer çabalar nedeniyleRusya'nın AB gaz ithalatındaki payı 2022 mart ayında yüzde 37 seviyesindeyken, bu oran yıl sonunda yüzde 16'ya geriledi.”
AB'nin yüzde 15'lik enerji tasarrufu ve yeşil geçişi hızlandırması ile iyi bir ortak olduğunu söyleyen ABD Enerji Bakan Yardımcısı David Turk, bu dönem için normal olan yüzde 26'ya kıyasla şu anda yüzde 56 oranından dolayı depolamada gaz tasarrufunu "inanılmaz bir başarı" olarak nitelendirirken dekarbonizasyonda ilerlemeye vurgu yaptı, ancak yeşil geçişte bir gecikme olduğu konusunda uyardı:
"Aslında, karbon emisyonları geçen yıl arttı ve şu anda küresel olarak 2019'dakinden daha yüksek. Metan emisyonları da fırladı ve aynı yıla kıyasla sadece biraz daha düşük. Dolayısıyla bu konuda hızlı ilerleme kaydetmek bizim acil görevimizdir."
"Renew Europe" Grubu’dan Avrupa Parlamentosu milletvekili ve Avrupa Parlamentosu Enerji Komisyonu üyesi İskra Mihailova sorulara cevap verdi.
Doğalgaz rotasının, pandemiden kurtulan ve tüketimini artırması muhtemel olan Çin'den geçtiği düşünülürse, Avrupa, gelecek yıl sıvılaştırılmış gaz ithalatına gerçekten ne ölçüde güvenebilir?
"Birinci sorun, elbette Avrupa'nın tüketiminin miktarı ve ne ölçüde karşılanabileceğidir. İkinci sorun ise fiyattır, çünkü şu anda dünyadaki gaz tedarikinin hareketi çok çeşitli olup üretilen gaz arzı her zaman Amerika Birleşik Devletleri'nden gelmiyor. Üçüncüsü, tedarikin ritmikliği ve ABD'nin, Avrupa'nın, AB Yeşil Mutabakatı çabalarını sürdürmesi ve ithalatta düşüş eğilimine girmesi riskini almasıdır."
Bu durum, şu anda büyük ölçüde bu kaynaklara bel bağlayan Bulgaristan'ı nasıl etkileyecek?
"Bu durum, Bulgaristan’ı etkiledi bile. Çiren'de depolama tesisimiz dolu, ancak pahalı gazla. Bu pahalı gaz da, Bulgaristan'daki enerji taşıyıcı fiyatlarını ve ülkedeki enflasyonu etkiliyor.
AB genel ihalesine katılırsak, ki bu oldukça uzun vadeli bir taahhüt olduğu için, bu büyük ölçüde olağan bir hükümete bağlıdır, yeni sarf malzemelerinin maliyetini, halihazırda sahip olduğumuz ve tabii ki iş çevrelerinin çalışmalarını devam etmesini sağlamak için normal malzemelerin maliyetinden biraz dengeleyebilirdik."
ABD-AB Enerji Konseyi toplantısının ana mesajı, temiz enerji geçişini hızlandırmak oldu. Bu, Bulgaristan'ın Toparlanma ve Sürdürülebilirlik Planı’nı yeniden müzakere etme talebiyle, özellikle de kömürle çalışan elektrik santrallerinden kaynaklanan emisyonları yüzde 40 azaltma taahhüdüyle ilgili kısımla nasıl örtüşüyor?
"Avrupa Birliği Fit for 55 (55' e Uyum) Paketi" dosyalarının büyük bir bölümü üzerinde çalışmış bir Avrupa Parlamentosu üyesi olarak, tek kelimeyle “hiç örtüşmüyor” diyebilirim. Hiç örtüşmüyor, Bulgaristan'ın bu arzusu, ne ABD'den gelen mesajına, ne AB'nin amaçlarına, ne de üye ülkelerinin genel eğilimine uyuyor.
Bunun yerine, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis de dahil olmak üzere, aldığımız çok kategorik tavsiyeleri dinlememiz gerektiğini söyleyebilirim:" Yeniden müzakere etmek yerine, uygulamaya odaklanın”. Uygulamada gecikmelerle ilgili bir sorunumuz var ve biz, Bulgaristan'ı kastediyorum, emisyonların nasıl azaltılacağına dair bir vizyona sahip olduğumuz konusunda yeterince nesnel ve birleştirici bir görüş göstermedik. Tek yol, santralleri, madenleri kapatmak değil,oysa maalesef ülkemizin kullanmadığı daha birçok yol var. Her şeyden önce, üstelik Toparlanma ve Sürdürülebilirlik Planı aracılığıyla da destek aldığımız yapı stokunun enerji verimliliğidir.
Ayrıca operasyonel programlara tahsis edilen paramız var ve bizler, bu konuda hiçbir şey yapmıyoruz. Unutmayalım ki, emisyonların %36'sı binalar tarafından üretiliyor.Ve ikinci seçeneğe gelince, Bulgaristan'da ulaşımdan kaynaklanan emisyonların azaltılmasından hiç söz edilmiyor.
Sanayiden kaynaklanan emisyonları azaltmak için imkanlar mevcut. Bulgaristan'da iş dünyası, devlet idaresinden çok daha hazırlıklı olup bu gereksinimleri karşılayabilir. Ve son olarak, Bulgaristan yeniden müzakere arzusuna, Avrupa Parlamentosu'nda da oyladığımız Avrupa Komisyonu'nun, kurtarma planlarına enerji verimliliği, mevcut kapasitelerin karbondan arındırılması, enerji tasarrufu ve emisyonların genel olarak azaltılması için önlemler içeren Repower EU Planı’na özel bir bölümünün dahil edilmesi şartını dahil edebilir.
Yani her şeyin yanında, bize hatta Halk Meclis'inin kararını bile uygulayabileceğimiz bir araç verildi. Yani burada söz konusu olan bir beceri, yaklaşım, Avrupa Komisyonu ile iyi bir iletişim meselesidir ve bunu tekrar edeceğim, olağan bir hükümetin kurulması durumunda mümkün olacak.
Anayasaya göre, Bulgaristan'daki geçici hükümetlerinin çok net görevleri var, ancak ülkedeki anormal durum, en uzun süre görevde kalanlar da dahil olmak üzere, hükümetlerin, sadece bir boşluk olduğu için, bir hükümete özgü olmayan görevlerle yükümlü kılınmasına yol açtı."
ABD Enerji Bakan Yardımcısı David Turk, küçük modüler reaktörler, daha küçük nükleer ama daha güvenli reaktörler, farklı yenilenebilir enerji kaynakları, şebekenin güçlendirilmesi ve yeşil hidrojen için yeni fırsatlardan bahsetti. Bu açıdan Bulgaristan'ın imkanları nelerdir?
"Bulgaristan, nükleer enerji konusundaki tutumunu belirlemeli ve ben çok açık bir şekilde söyleyeceğim: Bulgaristan'daki tüm enerji sorunlarının çözümünün, son yüzyılın son çeyreğinden kalma teknolojik parametrelere sahip bir tesisin inşa edilmesinde yattığını iddia etmeye devam mı edeceğiz veya Bulgaristan yeni teknolojik çözümlere yönelecek mi? Bunu bize ABD Enerji Bakan Yardımcısı söylemiş. Nazikçe, ama tam bunu söylemiş. Ben, nazik olmayan bir şekilde söylüyorum, ya o zamanlara ait, modası geçmiş ve o kadar güvenli olmayıp bakımı zaten zor ve pahalı olan teknolojide ısrar mı edeceğiz, ya da, Avrupa da dahil, son 50 yıldır insanlığın teknolojik sıçrama yaptığı durumundan mı yararlanacağız. Bizler ona katılmadık, ama ondan faydalanabiliriz."
Yenilenebilir enerjiyi yeterince geliştirdiğimizi düşünüyor musunuz?
"Hayır, hayır ve hayır, çünkü, hala çok zor. Sizler biliyorsunuz ki, ben ülkeyi çok dolaşıyorum. Avrupa Parlamentosu'nda da oyladığımız tüm kararlara rağmen, hala zor. Bir ev halkı için enstalasyonu da dahil, kayıt prosedürü o kadar karmaşık ki, insanları bu tür adımlardan caydırıyor.
Ve küçük bir işletmenin bağımsız hale gelebileceği enerji üretimi söz konusu olduğunda, bu bakış açısı, bu felsefe, enerjiyi vatandaşa teslim eden, kendisine verileni alma durumunda olan sadece büyük bir enerji sanayisi olarak gören Bulgaristan'daki enerji uzmanlarını, korkutuyor gibi görünüyor.
Ve modern enerji, tüm bu oyuncuların katılımı, üretimlerinde bağımsızlığı, üretim maliyetinin düşürülmesi demektir.
Bundan böyle, bu, tüm ekonomilerin rekabet edebilirliğine yol açıyor, ki bu da henüz ulaşmadığımız bir şeydir. Mevzuat değişikliklerine, enerji topluluğu tutumunda bir değişikliğe ve son olarak iletim şebekesine yatırımlara ihtiyaç var diyerek enerji uzmanlarının görüşlerine tamamen katılıyorum."
Yani, Avrupa eğilimine karşı çıkarak bir tür merkezileştirilmiş modeli korumaya mı çalışıyoruz?
"Kesinlikle, evet. Hayır, karşı çıktığımızı söylemiyorum, ya direniyoruz ya da Bulgar tabiriyle “sağır gibi davranıyoruz", ya da sadece dikkatsiz davranıyoruz, ancak vatandaşın veya küçük üreticinin yeterince girişimci ve enerjiden bağımsız olmasına izin vermiyoruz.
Bir politikacı olarak söyleyeceğim, ne yazık ki, Bulgaristan son iki yılda sadece sosyalizme özlem duyuyor gibi görünmüyor, ki bu durumun dar görüşlü, saçma, etkisiz olduğu kanıtlanmış, devletin elinde olabildiğince çok faaliyeti merkezileştirmeye çalışıyor.
Bulgaristan, bu planın ana itici unsurlarının, motorlarının, bakanlıklar olduğu Toparlanma ve Sürdürülebilirlik Planı hazırladı.
Ve bir bakanlığın bir idare olarak ilerlemenin motoru olabileceği sorusuna bunu size söyleyecek bir Bulgaristan vatandaşı yoktur. Devlet idaresinin görevi tamamen farklı - ortam, koşullar ve fırsatlar yaratmaktır."
Öyle ki, insanlar bu imkanlarıfaturlarında hissedebilsin?
"Tabii ki, herkes onları hissedecek. Herkesin çatısında fotovoltaik sistem olsa, bulunduğu yerde jeotermal enerji kullansa, küçük üretimi için bağımsız bir güç kaynağı sistemine sahip olsa, hem bu krizde hem de bu yükselen enflasyon koşullarında faturalardaki farkı hemen hissedecek ve nefes alacaktır."
Yazı: BNR’nin Brüksel muhabiri Angelina Piskova
Çeviri: Şevkiye Çakır
Bu haber, AB “Euranet Plus” Radyo Ağı çerçevesinde hazırlanmıştır. Haberin orjinalini buradan dinleyebilirsiniz.
Yüzde yüz Bulgar yapımı olan ilk elektrikli hiper otomobilin tanıtımı , ülkenin farklı yerlerinden binlerce insanın Rodoplar’da yer alan Slaşten köyü meydanında bir araya gelmelerine sebep oldu. İstikbalin aracı olarak tarif edilen..
Her yıl 15 Ekim tarihinde düzenlenen Beyaz Baston Günü etkinlikleri ile görme engelli vatandaşların yaşadıkları zorluklara ve özellikle de onların toplumla olan bağlılığına dikkat çekiyor . Beyaz Baston günü, görme engellilerin nasıl..
ABD, Chicago’daki Bulgar topluluğu içinde en faal gönüllülerden biri olan Dimitrovgrad doğumlu Jechka Geshovska’yı konuk ediyoruz. Jechka bundan 13 yıl önce eşinin hayali peşinde gitmeye karar verince aile, Sofya’dan sınırsız fırsatlar..
33. Bulgar Antarktika Bilim Seferi katılımcıları, farklı ülkelerden bilimadamları ile birlikte bilimsel araştırmalara devam etmek üzere..