Ekim ayı, meme kanseri farkındalık ve bilinçlendirme ayıdır. Ancak uzman doktorların hastalığın önüne geçme çabaları bir ay değil, yıl boyu devam ediyor. Sosyal önem taşıyan bir hastalık olan meme kanseri ile yürütülen mücadelenin ancak bu şekilde başarılı olabileceğini kaydeden uzman dr. Aleksandrina Perçeva, bu konu ile ilgili radyomuza konuştu.
“Ülkemizde her yıl dört bin kadın, meme kanseri teşhisi ile yüzleşir. Tanı, tümor büyüklüğü 2 santimetre altındayken konulursa hastalık tedavi edilebilir, lakin bunu başarmamız için kadınların da uyanık olmaları, muayenehaneye gelip tarama yaptırmaları gerekir. Dolayısıyla onları uyanmaya, sağlıklı olmayı istemeye çağırıyorum. Sonuçta bu Bulgaristan’da o denli zor bir şey değildir. Ülkemizde meme kanseri teşhis ağı, iyi organize edilmiştir. Biz röntgenoloji uzmanıyız, çoğumuz bu alanda uzun yıllar çalışıyoruz. Tıbbi teçhizatımız da fena değil” diyen dr. Perçeva, meslek hayatınızda gördüğünüz kaygılı kadınların sayısı büyük mü sorusu üzerine şöyle konuştu:
“İnsanlık halidir. Gerçekten. Sabah kalktığında ya da akşam duş alırken memesinde kitle olduğunu saptayan bir kadın, şok olur, korku ve endişeye kapılır, birden hayatı alt üst olur, ki bu tamamen doğal bir tepkidir. Biz bunun için varız. Bunun için benim telefonum da kadınlara her zaman açık, onlar kriz yaşadıkları anda beni arayabilir. Seslerini duyduğumda çoğu zaman her ne kadar grafiğim dolu olsa da “buyrun gelin” yanıtını veriyorum. Sonuçta ben yalnız değilim. Birlikte çalıştığım çok donanımlı uzmanlar var. Kararların hızlı, etkin ve kaliteli şekilde alınması için, zaman kaybı olmaması için hastaları doğru yönlendirmeye çalışıyorum”.
Daha sonra arayıp nasıl olduklarını, hastalığı yendiklerini anlatanlar var mı sorusu üzerine dr. Perçeva şunları paylaştı:
“Aramalarına gerek kalmıyor, çünkü teşhis sonrası aynı hayatı paylaşıyoruz. Görüntüleme sonrası sık sık biopsi ve saire tetkikler gerekir. Birbirimizi tanımaya başlıyoruz, dost oluyoruz. Sokakta veya başka bir yerde hastalığı yendikleri için yüzü gülen kadınlarla karşılaşmak çok güzel. Dil dökmenin, çaba harcamanın sonuçsuz kalmadığını görüyoruz. İşimiz gerçekten çok heyecan verici ve duygu yüklüdür. Evet, zor vakalar var. Son dönemde genç kadınlar gelmeye başladı. 40 yaşın altında, 30 küsur yaşında olan kadınlar var. Onlar hayatının baharında oldukları için durum daha da dramatik olur. Sağlıklı olan genç kadınlara göre hayata startları çok farklı olur. Dolayısıyla sabahları kalkıp “Bunu başaracağım. Biz bir ekibiz” diyerek geleceğe güvenle bakmaya çalışıyoruz.”
Tıptaki hızlı gelişmeler sonucu hasta kadınların memelerinin alınması artık gerekmiyor. Teşhisin erken olduğu, tümor yerinin de cerrahi uzmanı ve onkolog için elverişli olduğu hallerde organları koruyan işlemlerin uygulandığını ve kesinlikle kadın vücudunun sakatlanmasının söz konusu olmadığını vurgulayan uzman “Dönem artık değişti” dedi.
Kadınlar mamoloğa ne kadar sık gitmeli?
“ Kadınları dünyaca kabul edilen standarta uymaya çağırıyorum. Birincisi, kadınlar ayda bir defa, adet dönemi sonrası duşta, yatakta veya ayna karşısında kendi kendini muayene etmeli. İkinci adım ise 6 ile 12 ay arasında değişen sıklıkla uzmana görünmeleridir. Biz her zaman eski tetkik sonuçlarına da bakıyoruz. Dolayısıyla kadınlardan tetkik sonuçlarını korumalarını istiyoruz. Üçüncüsü de 40 yaşını tamamlayan kadınlarda ilk dijital mamografinin yapılmasıdır. Buna erken meme kanseri teşhisinde altın standart denir. Mamografi kadınların hayatlarını kurtarıyor” şeklinde konuştu dr. Aleksandrina Perçeva.
Haber:Evelina Stoyanova
Çeviri: Tanya Blagova
Kırcali Günü farklı etkinlikler ve zengin programla anılıyor. Kırcali’nin geçmişi ve “Benim şehrim Kırcali” fotoğraf sergisi açık havada Belediye önündeki parkta teşhir ediliyor. Rodopların bu şehrinin bağımsızlığını kazanmasında önemli isim olan..
Uluslararası Menopoz Topluluğu ve Dünya Sağlık Örgütü tüm dünyadaki kadınların menopoz ve menopoz ile ilgili sağlık sorunları açısından bilinçlendirilmesi amacıyla 18 Ekim tarihini “Dünya Menopoz Günü” olarak kabul etmiştir . Ani ateş..
Avrupa’nın en büyük doğal ortamda yetişen, nesli tükenmekte olan Boylu ardıç (Juniperus excelsa) ormanı Pirin Dağı eteklerinde bulunuyor. “Tisata” park alanı bundan 75 yıl önce, 1949 senesinde “Doğal Sit Alanı” ilan edildi...
33. Bulgar Antarktika Bilim Seferi katılımcıları, farklı ülkelerden bilimadamları ile birlikte bilimsel araştırmalara devam etmek üzere..