Savaş, beraberinde yıkımı ve acıyı getirir. Yolları kapatır, köprüleri, aşkları yıkar, birliği bozar. Rus tıp dehası Nikolay Pirogov’un dediği gibi kelimenin tam anlamıyla ve mecazi olarak"Savaş travmalar salgınıdır". Yarınlarınacılarını doğuran bir zaman. Yakın bir zamana kadar her türlü manevi travmanın devası olarak sanatı rahatlıkla gösterebiliyor iken, bugün bu deva da hedefte gibi görünüyor.
"Cesaret: saf ve özgür çocuklarımızın çocuk diline uygun, büyük bir Rusça kelime" - Anna Ahmatova *
Sofya’da sadece birkaç gün önce Mayia Pramatarova'nın son oyunu “Anna. Tamamlanan gerçeklik. Prova” bir kez daha sahnelendi. Aktris Linda Ruseva'nın katılımıyla gerçekleşen tek kişilik gösteri, yönetmen Katya Petrova ve set tasarımcısı Tita Dimova-Vantek'in ortak çalışmasıdır. Ukrayna ile savaşın eşiğinde yazılan gösteri, Rus kültürünün Gümüş Çağı'ndan, “Felsefe vapuru” olarak bilinen ülkeden aydınların göçünden ve elbette o dönemin ve sonrasının en büyük şairlerinden Anna Ahmatova’nın yaşımındanesinlenerek kaleme alındı. Yazar Mayia Pramatarova ise gerçek bir tiyatro kozmopolitidir. Oyun yazarı, tiyatro bilimcisi, tercüman ve yönetmen, hayatının son 13 yılını Bulgaristan, ABD, Rusya arasında geçiriyor.
Mayia Pramatarova Bulgaristan Radyosu’na verdiği demeçte şunları paylaştı: “Oyunu yazma sebebi Anna Ahmatova’nın hayatıydı. Gümüş Çağ’ın en büyük şairlerinden birinin hayatını, özel hikayelerinden, ressam Amedeo Modilyani ve eşi şair Nikolay Gumilyo ile aşklarından, Paris ve Petersburg şehirleri ile ilgili heyecanlarından bahsederek anlatmak. Ancak sanki bu kişisel hikaye, bizi Rusya’yi sadece felsefecilerin değil, iktisatçıların, mühendislerin, aydınların terk ettiği “Felsefe vapurları” dönemine götürdü ve odakladı. Bu şuan kulağa çok çağdaş ve güncel geliyor. Yaptırım olmadankendini özgürce ifade etme imkansızlığı, bir çok yönetmenin Rusya’yı terk etmesine yol açtı. Dmitriy Krimov ABD’de, Kiril Serebrennikov Fransa ve Almanya’da, Yuriy Butsov Fransa’da bulunuyor. Bu kişiler Rus tiyatrosunun önemli isimleridir, bunlara oyuncular, senaryo yazarları ve oyun yazarları da eklenebilir. Bazıları ise kaldı, ancak onların kaderi kolay değil” diye anlatıyor Mayia Pramatarova.
Yine günler öncesinde Sofya’da ilk defa, Mayia Pramatarova ve İlya Zlatanov’un tercüme ettikleri “Finist – açık doğan” oyununun gösteri unsurlarıyla tiyatro okuması sergilendi. “Çitalişteto” Halk Okuma evinde düzenlenen etkinlik, Rusya’da tutuklanan piyesin yazarları Svetlana Petriyçuk ve yönetmen Jenya Berkoviç’i destekleme projesinin bir parçasıdır.
Mayia Pramatarova, sözlerini şöyle sürdürüdü:“Onların gösterisi 2022 yılında “Altın maske” ödülünü kazandı, ve şimdi ödüllendirildikleri şey, çelişkili bir şekilde suçlamalarının sebebi oldu. Şu anda tutuklular ve Rusya ve Avrupa’daki tiyatrocuların ve tanınmış kişilerin desteğine rağmen hala oradalar. Her halükarda, Rus klasik edebiyatının şu an Rusya’da olup bitenlerden herhangi bir iz taşıdığını düşünmüyorum.”
Mayia Pramatarova, Bulgar sahnesinin kültürel hoşgörüsünü ve diyalog kurma niteliğine dikkat çekiyor.
“Anna. Tamamlanan gerçeklik. Prova” piyesinde de öne çıkan sorulardan biri “Sanat nerede bitiyor ve yaşam nerede başlıyor? sorusudur.
Mayia, seyircilerin her zaman beklenilenden fazla olduğunu ve “perdenin düşmesinden” sonra kaldığını belirtiyor. Sözlerine göre seyirciler, bazen piyesin sürdüğü kadar uzun olan bir sohbet için kalıyorlar.
Bugün, Paramatarova’nın nostaljisi ve endişeleri, her birimizin ne zaman ve nasıl yeniden Rusya’da olabileceği ile ilgilidir. Her şey son derece hızlı ve ani bir şekilde değiştiğinden, olup bitenlerin sonuçlarını makro çerçevesini çizemediğini itiraf ediyor. Ancak kişisel ve insani açıdan her zaman bu kültürle bağlı kalacağından emin. Bu durumun, bu ayrışma zamanın o kadar da uzun sürmemesini diliyor.
Çeviri: Ergül Bayraktar
Foto: Facebook/ Mayia Pramatarova, Kaya Hristova, Facebook / НЧ „Читалище.то“Dokuzuncusu düzenlenen “Metroda Şiir” etkinliği bugün başlayıp 23 Aralık tarihine kadar devam edecek . Sofya’daki Polonya Kültür Enstitüsü’nün girişimiyle düzenlenen etkinlikte, başkentliler ve misafirleri, metro vagonları ve istasyonlarında,..
"Gel, gel, ne olursan ol, yine gel, İster kafir, ister mecusi, İster puta tapan ol, yine gel, Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da, yine gel... Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz biz.....
“Bansko Film fest” ekibi 23. kez, 39 ülkeden 75 film gösterisi vasıtasıyla izleyicileri dünyanın en sıra dışı noktalarına götürecek. Festivalin müdürü Natali Petrova BTA’ya yaptığı açıklamada, hepsinin prömiyer, bir kısmı için Bansko’daki..