Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Berkovitsa - Bulgaristan’ın görülmesi gereken cennet köşelerinden biri

Saat kulesi - Berkovitsa'nın sembollerinden biri

Bulgar edebiyatının Patriği İvan Vazov, Kuzeybatı Bulgaristan’da Koca Balkan Dağı’nda bulunan Berkovitsa kasabasını görünce ilk izlenimlerini şu sözleriyle tarif ediyor “Ah, ne muhteşem bir doğa var burada. Bu bilinmeyen cennette, nasıl bir güzelliktir!”

Burası “beton” ve kitle turizminin henüz tahrif edemediği bölgelerden biri ve Berkovitsa, otantik atmosferi ve korunmuş doğasıyla onun simgesidir.

Berkovitsa, Koca Balkan Dağı'nda yürüyüş için başlangıç ​​noktası

Berkovitsa Balkanı’nın en yüksek noktası Kom zirvesine (2016 m) giden yolun başlangıcı tam da bu kasabada başlıyor.  Berkovitsa’nın merkezinden yaklaşık 16 km uzaklıkta olan yeni “Kom” Dağa Evi’nden Trans-Avrupa yaya karayolu E-3’ün Bulgaristan bölümü başlıyor. Fakat bu “bilinmeyen cenneti” ziyaret etmek için tek neden dağ yürüyüşleri değil. Geçmişe yolculuk etmek için yemyeşil sokaklarda yürümek ve müzelerden bazılarına şöyle bir göz atmak yeterli oluyor.

İvan Vazov müzesi

Berkovitsanın merkezinde, restore edilerek ilgi çeken bir İvan Vazov müzesine dönüştürülen “İpekli Ev” göze çarpıyor. Genç şair, 1879-1880 yılları arasında hayatının en verimli dönemlerinden birini burada geçirdi.

İvan Vazov yazarlık hayatının en verimli dönemlerinden birini Berkovitsa’da geçirdi

Hemen yanında ise 19. yüzyıldan kalma “Sırp evi” var. Bu evde Etnografya müzesi bulunuyor. Müzede çok fazla sergilenen şey olmasa da, küratör Dilyana Genkova’nın büyüleyici anlatımı sayesinde “canlanan” ilginç teşhirler var. Daha ilk sergi salonunda göze çarpan Karakaçan halk kıyafetleri giydirilmiş mankenler oluyor. Neden Karakaçan halk kıyafetleri mi? Çünkü bir zamanlar Berkovistsa’da gezici koyun yetiştiriciliği ile uğraşan büyük bir Karakaçan topluluğu vardı. Dilyana Genkova’nın paylaştığı üzere, yaz aylarında Batı Trakya’da otlar kuruyunca ve hayvanlar için mera kalmadığında Karakaçanlar Berkovitsa Balkanı’ndaki yemyeşil çayırlara taşınırmış.

Etnografya müzesi

Müzede sergilenen, tam 16 kilogram ağırlığında olan gelinliğe uzun süre baktıktan sonra o zor zamanlar için benzeri görülmemiş bir lükse sahip olan yandaki odaya, yani kapalı banyoya geçiyoruz.

Dilyana Genkova banyo hakkında şunları paylaştı: “Ev yapısının bir parçası olarak en ilginç bölümlerden biri eski banyo. Ziyaretçiler o yıllarda içеride banyo diye bir şeyin olmasını hayret ve merakla karşılıyorlar. İlginç olan, duvara gömülü iki su testisi aracılığıyla su ısıtma sistemi ile donatılmış olmasıdır. İçlerindeki suyun ısıtılması, mutfağın bulunduğu bitişik odanın ocağından sağlanan sıcak hava akışıyla gerçekleşir. Unutmayalım ki 19. yüzyılın sonlarında şehirde hala su şebekesi yoktu ve su yakındaki bir kuyudan kovalarla taşınıyordu.”

Sırp evinde banyo

19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında Berkovitsa bir zanaat merkeziydi ve en yaygın zanaat çömlekçilikti. Etnografya müzesinde Berkovitsa seramiklerinin muhteşem örnekleri sergilenmekte. Dilyana Genkova devamında şunları anlattı: “Berkovitsa’da 50-60’a yakın seramik atölyesi çalışıyordu. Berkovitsa seramikleri üretiminde 100-120 çömlekçi, kalfa ve çırak çalışıyordu. İlginç olan bu seramiklerin Busintsi seramiğine benzemesidir. Ustalarımız zanaat öğrenmek için Busintsi köyüne giderdi ve oradan kilin birçok formunu, boyanmasını ve işlenmesini kaptılar. Bu nedenle kapları Busintsi seramiğine benzer şekilde sarı ve yeşile boyanmıştır. Ancak Berkovitsa çömlekçilerinin eserlerindeki başyapıt Şeytani Şarap Sürahisi’dir. Ondan içebilmek için sürahinin ağzının nerede olduğunu tahmin etmeniz gerekiyor, ki bu hiç de kolay değil” dedi küratör Dilyana Genkova.

Dilyana Genkova'nın elinde Şeytani Şarap Sürahisi

1764’ten kalma saat kulesi, iki antik kilise, sanat galerisi, Kaleto isminde geç antik döneme ait kaleden kalıntılar, hoş konuk evleri ve tipik kuzey mutfağıyla birlikte Bulgaristan’ın büyüleyici doğasını yansıtan bu yer, mutlaka görülmesi gereken turistik yerlerden biridir. 


Yazı ve fotoğraflar: Veneta Nikolova

Türkçesi: Bedriye Haliz



Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Yantra nehri hikayeler anlatıyor: muhteşem kayalar ve yeşil tüneller arasında kano ile gezi

Yantra nehri Koca Balkan’da deniz seviyesinden 1220 mt yükseklikte doğar ve Gabrovo ile Veliko Tırnovo şehirlerinden geçerek, pitoresk vadiler ve geçitlerden kıvrılarak kuzeye akar. Tuna nehrine dökülmeden önce, Belyanovo ve Novgrad köylerinin bulunduğu..

Eklenme 21.11.2024 06:00

Rodopların Momçilovtsi köyü, Çin'den turistlerin ilgisini çekiyor

Momchilovtsi, Rodoplar, Pamporovo ve Smolyan bölgesi, bu sonbaharda Çin'in Ningbo şehrinde düzenlenen turizm fuarında tanıtıldı. BTA’ya konuşan Smolyan'daki "Çin'in Dostları" Bulgar-Çin Derneği temsilcisi Momçil Karaivanov, 2009 yılında..

Eklenme 18.11.2024 10:29

Veliko Tarnovo kadim ve genç bir şehir

Veliko Tarnovo  Bulgaristan’da en zengin kültür ve tarihi dokusu  olan bir kenttir. Ortaçağdan günümüze gelen kadim şehre giren  Bulgarlar olduğu kadar, yabancılar da kentin mimarisinden, ruhundan, tarihinden ve doğasından  büyüleniyor. Diğer şehirlere..

Eklenme 17.11.2024 07:00