İki gün önce sona eren yerel yönetim seçimleri, vatandaşların ülkedeki siyasi süreçleri etkilemek için sahip oldukları en önemli araca - fikir ve inançlarına göre oy verme hakkına ilişkin yeni, bazı yerlerde şok edici kayıtsızlık düzeylerini gösterdi.
Küçük yerleşim yerlerinde vatandaşlar sandık başına gitmek konusunda daha büyük sorumluluk gösterse de büyük şehirlerde ikinci tur seçimlerin sonuçları, katılım oranının çok düşük olduğunu gösterdi. Sofya’da oy kullanma hakkına sahip vatandaşların yüzde 34.64’ü, Plovdiv’de ancak yüzde 24.22’si, Varna’da ise yüzde 30.65’i sandık başına gitti. Bu, seçilen belediye başkanlarının, nüfusun son derece küçük bir kısmının desteğini almış olduklarını gösteriyor ve politikaların uygulanmasında ve kararların alınmasında onları hassas bir duruma getiriyor.
Siyaset bilimcisi Doç. Stoyço Stoyçev’e göre, seçimlerin ilk turunda yüzde 44.94 ve ikinci turundaki yüzde 36.97 oranındaki düşük katılım oranı, toplumdaki kutuplaşmadan kaynaklanıyor. Doç. Stoyço Stoyçev, bu kutuplaşmanın doruk noktasına ulaşmadığını, ancak 2019 yılındaki yerel seçimlere nazaran daha yüksek seviyede olduğunu belirtti ve şunu ekledi:
“Kutuplaşma, birbirini dışlayan iki seçeneğin tamamen çatışmasına ve daha ılımlı olan diğer seçmenlerin nefret etmesine yol açtı. Son derece düşük seçim katılımı bunun doğrudan sonucudur. Vasil Terziev, 4 yıl boyunca Sofya Büyük Belediye Başkanı görevini yürütse de, sandık başına gidenlerin yaklaşık yarısı tarafından seçildi. Diğer şehirlerde de benzer durum mevcut. Kutuplaşma ortada. Seçilen adayların, tüm vatandaşların belediye başkanı olarak güven kazanmaları zor olacak.”
Stoyçev’e göre milletvekilleri düşük seçim katılımından ders almalı, çünkü seçim sürecine güvenin yeniden tesis edilmesi onlara bağlıdır.
Doç. Stoyço Stoyçev devamla: "Eğer her seçim kampanyası son anda teknolojide ya da kurallarda bir değişiklik ile geçerse, oy kullanma hakkına sahip olanların büyük bir kısmının seçim sonucunun bu değişiklerin bir işlevi olacağından şüphe duymamasını bekleyemeyiz. Oy kullanma teknolojisi ne kadar az değişirse o kadar iyidir."
Yeni Bulgar Üniversitesi’nde “Kitlesel iletişim” Bölümü Başkanı Prof. Desislava Boşnakova, BNR'ye verdiği demeçte, seçimlerin vatandaşların sorumluluğu olması yanı sıra politikacıların da sorumluluğu olduğunu belirtti ve devamla şunları ekledi:
"Bir politikacının her kampanyası, önce insanların oy kullanması, sonra da ona oy vermesi için bir kampanya olmalıdır. En azından ben, bu yönde bir kampanya hissetmedim. Diğer taraftan, yıllardır herkesin Bulgaristan vatandaşlarının kurumlara duyduğu küçük güvenini de yok etmek için bilinçli çalıştığını düşünüyorum. Halkın oy kullanma konusundaki küçücük isteğini bile yok ettiler”.
Psikolog Dr. Plamen Dimitrov, bu seçimlerde seçmen katılımının düşük olmasının ve sessiz çoğunlukta kalan büyük sayıda seçmenlerin olmasının nedenlerini analiz ediyor. Dr. Dimitrov, vatandaşların seçim sürecine aktif, yetkin, bilgili ve daimi katılımının teşvik edilmesi konusunda yurt içi ve yurt dışında uzun yıllara dayanan deneyimleriyle ülkemizde, geçen asrın 1990'ların başındaki ilk demokratik seçimlerden bu yana ülkemizde de benzer araştırmalar yapıyor.
Plamen Dimitrov şunları paylaşıyor: "Sessiz çoğunluk” teriminin ortaya çıkmasını ABD'ye borçluyuz, ancak Bulgaristan'da vatandaşların siyasi uygulamalar karşısındaki gerçeklikten doğan bir sessiktir. Son araştırmada bizi etkileyen şey, meşruluğunu değerlendirmemizi engelleyen eğilimlerin kronik hale gelmesiydi”.
Plamen Dimitrov'a göre vatandaşların tercihi yalnızca sandıkta oy kullanmalarıyla değil, aynı zamanda seçimlere katılmamayla da ilgilidir. Bu bir nevi pasif direniştir- ondan beklediğiniz şeyi vermeyen bir sistemi destekleme konusunda isteksizliktir.
Seçimlere katılmamanın da siyasi yaşamın bir parçası olduğunu söyleyen sosyal psikolog Doç. Nikolay Dimitrov, buna ülkemizde ve dünyada neden olan etkenler arasında önemli bir fark olduğuna dikkat çekti:
"Normal siyasi sistemlerde bu eylem, seçime katılanlara, bu oylamanın sonucunun sizin için pek önemli olmaması nedeniyle çekimser kaldığınızı göstermenin bir yolu olarak algılanıyor. Bulgaristan’da seçmen, oy kullanmanın ona sağladığı doğrudan yararı görmiyor”.
Doçent Dimitrov yerel seçim kampanyasının, seçmenler tarafından ilgi görmemesini ise şöyle yorumluyor: “Sıkıcı ve monotondu. Seçim kampanyası süresince maç sonucunun önceden belirlendiğine dair kuşku vardı. Örneğin GERB partisinin Sofya belediye başkanlığına aday seçimi, başkentte kilit oyuncunun başka amaçları doğrultusunda geri çekildiği şüphelerini doğurdu.”
Derleyen: Yoan Kolev
Foto: İliana Dimitrova, BGNES, BTA, Ani Petrova - BNR
Çeviri: Ergül Bayraktar
Eğitim ve Bilim Bakanlığı’nın yenilikçi eğitim programının başarılarını gösteren sıra dışı forumu ü lkemizin adını dünyaya duyuran değerli Bulgar bilim adamların, girişimcilerin, mühendis ve ressamların “anlatılmamış hikayelerinden” oluşan kısa bir..
“Donald Trump'ın ABD Başkanı seçilmesi, ilk dönemden itibaren en azından elimizdeki açıklamalara ve deneyimlerimize göre savunma ve güvenlik, ekonomi ve politika olmak üzere üç ana boyutta Avrupa siyasetini olumsuz etkileyecektir”- dedi “Atlantik”..
WWF-Bulgaria, "Doğaya Abone Ol" başlıklı yeni kampanyasında yaban hayatına destek çağrısında bulundu. Çevreciler, “Uluslararası Kırmızı Kitap” verilerine dayanarak, Bulgaristan'da büyük bir kısmı omurgasız olmak üzere 60 ila 65 bin arasında..