Bulgaristan, bu yıl düzenlenen Venedik Bienali sanat forumuna arda arda üçüncü, toplamda ise onbirinci defa katılacak. Bu yıl 20 Nisan ile 24 Kasım günleri arasında İtalya’da düzenlenen forumda Bulgaristan “Komşular” projesi ile temsil edilecek.
Komünist geçmişimizin bize miras bıraktığı siyasi şiddet hafızasına ilişkin bilimsel, görsel ve interaktif bir incelemeyi gözler önüne seren proje, Julian Shehirian, Krasimira Butseva ve prof. Liliya Topuza tarafından gerçekleştirildi.
Kültür Bakanlığı tarafından ilan edilen ulusal yarışmaya katılan projeleri eleyen jürinin başkanı Profesör Venelin Shurelov, radyomuza konuşurken proje konusunun günümüzde toplumumuz için çok karmaşık ve zor bir konu olduğunu ileri sürdü.
"Siyasi ve kurumsallaştırılmış şiddetle ilgili bu problemi evcilleştirmek yönündeki çabaları, yaklaşım olarak kararımızda kilit rol oynadı. Bizi etkileyen esas şey bu oldu. Travmatik olan bu olayların kurbanları ve tanıkları tarafından anlatılanlara olan dikkatli ve hassas bakış, aynı zamanda içerikli ve uzaklaşmış olduğu için etkileyicidir, ” diyen seçiciler kurulu başkanı teknolojilerin rolünü de çok ilginç bir çözüm olarak öne sürdü.
“Komşular” projesi, 20 yıl süren incelemelerin ve bilimsel araştırmalar alanına ayakları çok sağlam basan üç araştırmacı arasında 8 yıldır yürütülen işbirliğine dayanıyor. Bundan önce Sofya Sanat Galerisinde ve Toronto ve Princeton’da sergilenen proje, Venedikt Bienali’nin Centro Culturale Don Orione Artigianelli içinde “Tiziano” salonunda bulunan teşhir alanı için tamamlanarak adapte edildi.
“Komşular” sergisinin kuratörü Vasil Vladimirov, bütün mekânın farklı odaları bulunan gerçek hafıza evine dönüştürüleceğini belirtti.
“Birincisi, bir evde herkese açık olan oturma odasıdır. Bu oda siyasi baskılara maruz kalmış olan ve bu konuda açıkça konuşan insanlara ithaf edildi. Bu bölümde ziyaretçiler yapılan mülakatları çok net bir şekilde dinleyebilecek. Loveç ve Belene kamplarından gösterimler ve farklı sesler olacak. İkinci oda ise o dönemi hatırlayan, fakat farklı sebeplerden dolayı susmayı veya üstü kapalı şekilde ya da dolaylı olarak konuşmayı tercih eden insanlara adandı. Bu mekânda sesler daha boğuk ve soyut hal alacak. Üçüncü odada bulunan ve mutfak donanımı anımsatan tüm nesneler beyaza boyandı. Orada ses yok. Her şeyin soyut olduğu bu oda, vefat edenler ve o dönemle ilgili anıları bulunmayanlar olmak üzere hiçbir zaman konuşma imkanı bulmayanlara adandı. Ziyaretçilerin kımıldaması ile farklı mekanizmalar aracılığı ile harekete geçirilen mobilya ve nesneler olacak. Bunlar sergiyi ziyaret edenlere tarihle ilgili şahsi deneyim imkanını sağlayacak”.
"Bulgaristan tarihinin karanlık bir faslına ışık tutan bu proje, bizi kimlik, mensubiyet ve sırf komünist rejimlerine has bir şey olmayan siyasi baskının sonuçları gibi daha geniş konular üzerinde düşünmeye itiyor.”
Ülkemizin forumda ard arda üçüncü defadır yurt dışında oturup çalışan sanatçıların eserleri ile temsil edileceği dikkat çekiyor. Toronto Üniversitesi’nde tarih öğretmeni olan prof. Liliya Topuzova, siyasi baskı, sessizlik ve travma arasındaki ilişkiyi uzun zamandır araştırmaktadır. Julian Chehirian ise zamanını ABD’nin Philadelphia eyaleti ve Sofya arasında bölüyor, Princeton Üniversitesi’nde sanat ve bilim tarihi bölümünde doktora yapıyor. Londra’da yaşayan Krasimira Butseva ise Londra İletişim Kolejinde öğretim görevlisi olup son 7 yılda kendini Doğu Avrupa’da komünizm döneminin araştırılması ve anlamlandırılmasına vermiş bulunuyor.
Ressamlar ve bilim adamlarının ortak yapıtı olan “Komşular” projesi, geleneksel sanat eserinin çok ötesindedir.
"Bilim alanında çalışan bizler, araştırma faaliyetimizi daha geniş çevrelere anlatmak durumunda olmazsak eğer, yaptığımız işin asla anlışmayacağını düşünüyorum. Benim için tarihi anlatmanın en doğal yolu budur” şeklinde konuştu prof. Topuzova.
Doktor Nadejda Jakova ise şunları belirtti:
"Projemiz, geçmişe dönük bir bakış açısı verirken geçmişi yeniden anlamlandırıyor. Bu süreçlerin doğrudan tanığı olmayan proje ekibi, olanları zamanın koyduğu mesafeden araştırıyor. Bu yüzden tarihe olan bakışlarının objektif olmasını bekliyorum. Projenin önemli bir özelliği umut verici olmasıdır”.
Profesör Venelin Shyrelov ise şöyle konuştu: "İçinde yaşadığımız zaman son derece çelişkilidir. Projenin ilişkin olduğu dönemin yaşayan tanıklarının çoğu, hafızaya ve geçmişin hayaletlerine kayıtsız kalarak bizi yine kurbanlar haline getiren aynı tarihi “dil hatalarını” tekrarlıyorlar sanki. Siyasi geçmişimizin gittikçe soluk hale gelen bir anı değil, net bir şekilde hissedilen ve hassas bir şimdiki dönem olduğu yönünde projeyi kuran sanatçıların savını kesinlikle destekliyorum. Geçmişle ilgili yorumlar her zaman iki kutuplu olacak. Toplum olarak bizler bu kutupluluğu açık bir şekilde gösteriyoruz”.
Haber : Vesela Krasteva
Çeviri : Tanya Blagova
Eylül ayında Biz nehrin çocuklarıyız” festivalini düzenleyen bir sivil toplum kuruluşu, Plovdiv belediyesi ile yeniden işbirliği yaparak doğadan ilham alan çocuk resimlerinden oluşan özel bir sergi düzenliyor. Plovdiv sakinleri ve konukları,..
Dokuzuncusu düzenlenen “Metroda Şiir” etkinliği bugün başlayıp 23 Aralık tarihine kadar devam edecek . Sofya’daki Polonya Kültür Enstitüsü’nün girişimiyle düzenlenen etkinlikte, başkentliler ve misafirleri, metro vagonları ve istasyonlarında,..
"Gel, gel, ne olursan ol, yine gel, İster kafir, ister mecusi, İster puta tapan ol, yine gel, Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da, yine gel... Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz biz.....
Eylül ayında Biz nehrin çocuklarıyız” festivalini düzenleyen bir sivil toplum kuruluşu, Plovdiv belediyesi ile yeniden işbirliği yaparak doğadan ilham..