Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

17. asırdan kalma “Az. Atanasios” Manastırı kiliseyi ve halkı koruyor

Çirpan şehri yakınlarında bulunan “Az. Atanasios” Manastırı, tüm Ortodoks Hıristiyanları için büyük bir nimet ve lütuftur. Manastırın 4. asırda, o zamanki Beroe (günümüzde Stara Zagora) kenti yakınlarındaki eski bir Roma kalesi muhitinde Aziz tarafından kurulduğu bilinmektedir. Kuşkusuz bu Avrupa’dak en eski manastırdır ve erken kilise döneminde “Büyük” ismini alan Az. Atanasios’un bir çok mucizesi ve vahyettikleriyle ile ün salmıştır.

Pek çok meşakkatin ardından, 17 asırlık tarihinde Çirpan yakınlarındaki manastır, inancın kalesi olarak ayaktadır ve Az. Atanasios’un şefaati ve himayesinden dolayı inananları çekmeye devam ediyor.

Aziz Atanasios'un 343-344 yıllarında, Serdika Konsili ile ilgili günümüz Sofya topraklarında yaptığı ilk yolculuğu sırasında oruç ve ibadet için inzivaya çekildiği kayalıklarda korunmuş oda ile yakınlığı da manastırın benzersizliğini tamamlamaktadır.


Manastır, Stara) ırmağının sağ kıyısında, Zlatna Livada köyünün yukarısında bulunuyor ve Stara Zagora Piskoposluğuna bağlıdır.

Manastırın başrahibi Papaz Boris’in sözlerine göre İskenderiye piskoposu Aziz Atanasios’a, Birinci İznik Konsili’nde yazılan İnanç Bildirisini borçluyuz.

Papaz Boris Bulgaristan Radyosu’na verdiği demeçte şunları paylaştı: "Aziz Atanasios, 344 yılında, Ocak ayı sonları ve Şubat ayı başlarında, Serdika Konsiline katıldıktan sonra yolunda konakladığı yere tekrar dönüyor ve 4 yıl boyunca burada kalıyor. Alman tarihçi Prof. Manfred Klaus (Antik tarihi öğretmeni) 2016 yılında yayınladığı araştırmasında, Aziz Atanasios’un 344-348 yılları arasında Niş ve Edirne arasında, yani günümüz Bulgaristan topraklarında bulunduğunu ve burada  Hristiyan doktrininin 4. Yüzyıldaki gelişimini anlatan “Kutsal Ruh’un İlahlığı üzerinde serapion” eserini tamamladığını yazıyor.


İngiliz tarihçi Julian Huxley, yaptığı araştırmalarında Aziz Atanasios’un Avrupa Hıristiyan medeniyetinin gelişimindeki katkısını anlatıyor. Araştırmacıların çalışmaları Aziz’in Avrupa tarihindeki rolünü doğrular mahiyetindedir.

Aziz Atanasios’un hayat hikayesinden o dönemde yerel nüfusun proto Bulgarlar, Gotlar, Miziler vs.’den oluştuğunu ve topraklarımızda cüzzam hastalığının yaygın olduğunu öğreniyoruz. Aziz Atanasios’un mucizeleri de cüzzam hastalarını iyileştirmesiyle ilgilidir.

Papaz Boris: “Aziz Atanasios bir pınarı kutsadı ve su Ayazma oldu. Mucizevi bir şelilde ister pagan ister Hıristiyan olsun su ile yıkanan herkes cüzzamdan kurtuldu. O zaman Az. Atanasios, Ayazmanın yanında küçük bir kilise ve çevresinde küçük binalardan oluşan bir manastırın inşa edilmesini buyurdu. Bu yerde bulunan Roma kalesi terk edildive manastırın mülkiyetine geçti. Bizans ve Osmanlı egemenliği döneminde manastır bir çok kez tahrip edildi. Asırlarca ayakta kalan taş ve çamur birleşiminden yapılan manastırın büyük ustalarına günümüzde hayranlık duymamak elde değil" diye belirtiyor.


Diğer ilginç bir bilgi ise Lüdmila Jivkova’nın sayesinde manastırın günümüze kadar korunmasıdır. Dönemin devlet baikanının kızı kendi maddi kaynaklarıyla 1981 yılında, manastırın asıl girişi olan Kuzeybatı kanadını pekiştirmeyi ve korumayı başarıyor.

Manastırın en yeni mucizelerinden biri İskenderiye Patrikliğinde Aziz Atanasios’tan sonra 115. Halefi Petır VII Papapetru (1997-2004)’nun bizzat kendisi tarafından takdim edilen azizin ikonasıdır. Halefi, 2003 yılında, İskenderiyeli azizin ikonasının kopyasını Zlatna livada köyüne getirdi.


Papaz Boris sözlerini şöyle sürdürüyor: “2003 yılında İskenderiye patrikhanesinin kütüphanesinden tesadüfen parşömen ve deri üzerinde eski yazılar bulunuyor. Bu yazılardan birinde Aziz Atanasios’un İskenderiye’den ayrılışı ve destansı yolculuğu tasvir ediliyor. 4. asırda medeniyetin beşiği sayılan Beroe kenti yakınlarında manastır kurduğundan bahsediliyor. Bu belgenin bulunması ardından İskenderiyeli Aziz Atanasios onuruna, 115. Halefi Petır, 2003 yılında manastıra geliyor ve azizin otantik görüntüsünün bulunduğu ikonanın kopyasını getiriyor. 

Manastırda bulunan kilise

2044 yılında, manastırın 1700 kuruluş yıldönümü kutlamalarında sergilenmek üzere Aziz Atanasios’un kutsal emanetlerinden bir parçasını edinme sürecindeyiz. Bulgaristan kutsanmış bir ülkedir, yaratıcı halkımızı da kutsamıştır ve bu insanlık tarihinin sonuna kadar böyle kalacaktır" 

Foto: atanasiymonastery.alpobg.com
Çeviri: Ergül Bayraktar


Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Cuma öğleden sonra

Müslüman, her koşulda dininin emir ve yasaklarını göz önünde bulundurarak yaşama arzusundadır, bundan da öte böyle olmakla sorumludur. Bu sebeple İslâm dininin hayatın farklı alanlarındaki hükümlerini imkânları ölçüsünde öğrenmekle mükelleftir...

Eklenme 29.11.2024 14:05
Neuilly Barış Antlaşmasının imzalanması, 27 Kasım 1919.

Batı kenar bölgeleri ağıtı, requiem halini aldı

105 yıl önce 27 Kasım 1919 tarihinde Paris kenarlarında yer alan Neuilly-sur-Seine’de Bulgaristan’ın I. Dünya savaşına (1914-1918) katılımına son veren antlaşma imzalandı. Tarihçilere göre, öz toprak kaybına yol açan bu antlaşma Bulgaristan..

Eklenme 27.11.2024 06:10

Bulgar halkının ilk öğretmeni Aziz Kliment Ohridski’yi Anma Günü

25 Kasım’da Bulgar Ortodoks Kilisesi Aziz Kliment Ohridski’yi anıyor . Kiril ve Metodiy Kardeşlerin yedi öğrencisinden biri olan Kliment Ohridski, tanınmış başpiskopos, öğretmen ve kitap yazarıydı. Aziz Metodiy’in ölümünden..

Eklenme 25.11.2024 09:01